Çalıştığım hastaneye, kliniğime bir kargo geldi.
Kargo ambalajı üzerinde, gönderen kısmında “Saadet Partisi” yazıyor.
Kargo kutusunu şöyle bir salladım. Sanki içinde tavla takımı varmış gibi sesler geldi.
İflah olmaz bir muhalifim biliyorsunuz.
Ama,
İçinde beni ve çevremi yok edecek bir tahrip kalıbı olabileceği konusunda hiç endişelenmedim.
Hele ki Saadet Partisi göndericisi bilgisi olduktan sonra. Endişeye mahal yok.
Sekreter ve asistanlarım ile ambalajı açtık.
Kargo seyahat serüveni boyunca birazcık kırılmış.
Ambalajı açtıktan sonra,
Özenli bir ahşap kutu içinde bana gönderilen hediyemi gördüm.
Bir küçük sanduka ve o sandukanın içinde minicik, oldukça şık, özenle etiketlenmiş onlarca flakon ile karşılaştım.
Flakonların içi tohumlar ile dolu.
Her birinin üzerinde hangi bitki tohumuna ait oldukları ile ilgili etiket var.
Gönderen uyarmış!.
“Bunlar ata tohumlarımızdır!”
Böyle bir güzellik olabilir mi?
Ağzım açık, sapan bulmuş oğlan çocuğu gibi seyrettim bana gelen hediyeyi.
Heyecanım, mutluluğum, müteşekkürlüğüm had safhada!.
Ata tohumlarımız.
Bana layık görülen ,bu hediyeyi çoğaltmak, çoğaltarak vatansever arkadaşlarımla paylaşmak artık boynumun borcu oldu.
Şimdi diyeceksiniz ki “Bu siyasi bir reklam”.
Saadet Partisi sizin toprak, tarım, tohum konusundaki hassasiyetinizi “suistimal” ediyor.
Olsun be arkadaş.
Keşke her siyasi erk hepimizi bu şekilde suistimal etse!
Mesela İzmir Belediyesinin bu konuda “fidan” uygulaması gibi.
O da muhteşem değil mi?
Siyaset üstü çabalar bunlar.
Çocuklarımızın geleceği bu ata tohumları.
Onların sağlıkları, tam bağımsız olmaları, ekonomik özgürlükleri bu tohumlar ile başlayacak.
Ben bildiğiniz gibi Atatürkçü bir arkadaşınızım.
Benim hayata bakışım onunla aynı zaviyededir.
Siyasi olarak iflah olmaz bir muhalif olmamın sorumlusu ben değilim.
Sorumlular sorumluluklarını unutanlardır.
Neyse,
Bu muhteşem hediye ve bu hediyenin her bir mimarına müteşekkirim.
Ben inatla “Tam bağımsız Türkiye, Yerli ve milli tarım” diyorum.
Her ne kadar Saadet Partisi ve ittifak üyelerine ilk turda oy vermeyeceksem de (ben ikinci turcuyum)
Bana gösterdikleri bu teveccüh için teşekkür ediyorum.
