Tarih: 19.11.2025 14:26

15 yılda yüzde 97 eriyen TL’nin bedelini halk ödüyor

Facebook Twitter Linked-in

Mustafa SARIİPEK
İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun, Türk Lirası'nın 2010'dan bu yana dolar karşısında yaşadığı büyük değer kaybının tesadüf olmadığını belirterek iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Ergun, çözüm için bağımsız Merkez Bankası ve yapısal reform çağrısı yaptı.


İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun, Türk Lirası'nın 2010 yılından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 97 oranında değer kaybetmesinin ekonomik tercihlerin doğrudan sonucu olduğunu söyledi. 2010'da 1,50 TL olan dolar kurunun bugün 42 TL seviyesini aştığını hatırlatan Ergun, "Bu tablo, vatandaşın alın terinin ve birikiminin büyük ölçüde eridiğini gösteriyor" dedi.

TL'deki hızlı değer kaybının halkın yaşamına ağır şekilde yansıdığını belirten Ergun, dışa bağımlı üretim kalemlerinin maliyetinin arttığını, alım gücünün düştüğünü ve tasarruf sahibinin güven kaybettiğini ifade etti. "Dolarizasyonun arttığı, yatırım iştahının azaldığı bir ekonomik zeminde bedeli emekçi halk ödüyor" diye konuştu.

 

FAİZ DÜŞÜREREK ENFLASYONU KONTROL ETME 

Prof. Ergun, bu tablonun sadece küresel dalgalanmalarla açıklanamayacağını vurgulayarak son yıllarda uygulanan para-maliye politikalarının, Merkez Bankası'nın bağımsızlığının zayıflatılmasının ve "faiz düşürerek enflasyonu kontrol etme" yaklaşımının piyasada güveni yok ettiğini söyledi.

Durumdan çıkış için çözüm önerilerini sıralayan Ergun, Merkez Bankası bağımsızlığının yeniden sağlanması, şeffaf ve öngörülebilir bir ekonomik program hazırlanması, yapısal reformların hayata geçirilmesi ve ekonomik karar alıcıların hesap verebilirliğinin artırılması gerektiğini belirtti. Üretim ve ihracat odaklı destek paketlerinin de zorunlu olduğunu söyleyen Ergun, "Bu kaybın nedeni tesadüf değil; mevcut yönetim sisteminin yanlış ekonomik tercihleriyle doğrudan bağlantılıdır" ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi; para politikasının enflasyon hedeflemesine dönmesi.
2. Şeffaf, öngörülebilir ekonomik program kısa vadeli popülist müdahaleler yerine, uzun yıllık istikrar planı.
3. Yapısal reformlar: enflasyonla mücadele, dışa bağımlılığı azaltacak sanayi ve enerji politikaları, adil vergi ve tasarruf teşvikleri.
4. Hesap sorulabilirlik: Ekonomik kararların sorumluları Meclis'te açıkça sorgulanmalı; halktan saklanan veriler açıklanmalı.
5. Üretim ve ihracat odaklı destek paketleri reel üretimi koruyup istihdamı güçlendirecek hedefli destekler. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —