26 EKİM TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan
6 kitabı sizler için yorumladım
SMYRNA CEHENNEMİ: Bu kitabı okuduğunuzda kurgudan çok toplumun bastırılmış gölgesiyle yüzleşeceksiniz. Gerçeği öğrenmeye hazır mısınız? Cehennem yukarıda değil, altımızda…
HİKÂYELERLE HAYAT TERAPİSİ.: Düşündürüp duygulandıracak, düzenleyip değiştirecek, hayatınızı yeniden yapılandırmanızı kolaylaştıracak terapi tadındaki bu eser, yazarın samimi ve içten anlatımıyla zihinlerinizi mutlaka ziyaret etmelidir.
MAVİ OKTAV DEFTERLERİ: Kitabında günlük, gündelik notların ve çok sayıda fragmanın yanı sıra bitmiş hikâyeler de bulunuyor.
BOŞLUĞUN GÜNCESİ: "Günümüzde kadın olmanın ne anlama geldiği üzerine cevaplar içeren bir roman... Shibata'nın başvurduğu kandırmaca mükemmel bir başkaldırı niteliğinde." Electric Literature.
DEPREM KUŞU: "Önemli olan köklerindir. Otlarla ağaçların da kökleri vardır. Ama insanların bacakları vardır."
HER BİLİNÇ BİR KAİNAT 1: "Bu kitabın, yok sayılanın fark edildiği, anlaşılamayanın idrak edildiği bir yola vesile olması dileğiyle... Yolunuz şükür ile sabır arasında mı, isyan ile kibir arasında mı?"
İşte o kitaplar;

Kitap sadece bir polisiye ya da kehanet romanı değil!
HELEN Akkaya Bayındır'dan SMYRNA CEHENNEMİ. Her şehrin bir yüzü vardır, bir de sakladığı cehennemi. İzmir'in altı, unutulmuş dualar, kanla mühürlenmiş sırlar ve gerçekleşmeyi bekleyen kehanetlerle dolu. Her ceset, sadece bir cinayetin değil, bir sistemin sessizliğinin hatırasıdır. Ama asıl soru şudur: Fail hangi maskeyle bizimle birlikte yaşamaya devam ediyor? Kitap sadece bir polisiye ya da kehanet romanı değil! Anneliğin, babalığın, devletin, inancın karanlık yüzüne tutulan soğuk bir fener. Maskeler düştüğünde altından çıkan gerçekle yüzleştiğinizde, artık hiçbir yakınlık güvenli olmayacak. Bazen cehennem yanmaktan çok, susan insanlıktır. Kitap geçmiş ve gelecek arasına sıkışmış bir çığlık. Bu kitabı okuduğunuzda kurgudan çok toplumun bastırılmış gölgesiyle yüzleşeceksiniz. Gerçeği öğrenmeye hazır mısınız? Cehennem yukarıda değil, altımızda! 240 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)

Düşündürüp duygulandıracak, hayatınızı yeniden yapılandırmanızı kolaylaştıracak
HÜLYA İskenderoğlu Bahat'tan HİKÂYELERLE HAYAT TERAPİSİ. Hülya, adı gibi sizleri hülyalara gönderen öyle güzel kıssadan hisseler yazmış ki bazen tatlı bir düş içinde kendinizden bir şeylere dalıyor, bazen içinizdeki vehim ve kuruntulardan parçalar buluyorsunuz. "Hikayelerle Hayat Terapisi" ismi çok yerinde olmuş, yakışmış. Hakikaten hayat bizlere yaşarken öğretiyor, öğretirken öğrendiklerimizle bizleri kemale erdiriyor... Bu dünyada her insan olgunlaşmak, kemale ermek, insanı kâmil olmak için yaşamalıdır. Tek hocası yaşayıp deneyimledikleridir. İnsanı kâmil, öğrendiklerini tam olarak idrak etmiş kişidir... Hülya, şifaya giden olgunlaşma yolunda yaşanmışlıkları, deneyimleri aksettirerek kanal olmayı başarmış. Hipnozun, imajine ederek hülyalarla yaptığı tedaviyi akıcı, tatlı dili ile nakşetmiş satırlara. İçinden aksedeni bizlere bahşetmiş. Hıfzederek okunması dileğimle... Uz. Kln. Psk. ve Hipnoterapist Dr. Ali Özden Öztürk Avrupa Hipnoz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tıbbi Hipnoz Derneği Yönetim Kurulu Başkan Varlık bağı kuramının güzel anlatılıp kullanıldığı, emek içeren, nitelikli, akıcı, zengin içeriğinden klinik psikoloji ile ilgilenenlerin de yararlanabileceği değerli bir eser. Yazar ve Kln. Psk. Op. Dr. Vedat Aydın Ruhsal ve düşünsel denizin içinde yolculuk yapmak; kıyıları, adaları, kayalıkları, limanları görüp gösterebilmek; bilgili, becerikli, usta kaptanların işidir. Düşündürüp duygulandıracak, düzenleyip değiştirecek, hayatınızı yeniden yapılandırmanızı kolaylaştıracak terapi tadındaki bu eser, yazarın samimi ve içten anlatımıyla zihinlerinizi mutlaka ziyaret etmelidir. 368 SAYFA.
(CERES YAYINLARI)

"Cennet'ten kovulduk, ama Cennet yok edilmedi"
FRANZ Kafka'dan MAVİ OKTAV DEFTERLERİ. Kafka'nın ölümünden sonra bulunan kâğıtları arasında, döneminde "kelime defteri" diye anılan sekiz tane küçük mavi oktav defteri de bulunmuştu. Bu defterler aforizmaların ("Günah, Istırap, Umut ve Doğru Yol Üzerine") yanı sıra, çok sayıda başka notları da içerir. Max Brod daha sonra bu defterleri yazıldıkları özgün sıraya sadık kalarak yeniden yayımlar. Kitabında günlük, gündelik notların ve çok sayıda fragmanın yanı sıra bitmiş hikâyeler de bulunuyor. Her bir oktav defterinin sonunda, bunların yazılış tarihlerine ilişkin Max Brod'un notlarıyla, Osman Çakmakçı'nın çevirisiyle. Altını çizmeyeceğiniz tek bir satır bile olmayacak… "Don Kişot'un şanssızlığı hayal gücü değil, Sanço Panza'dır." "Cennet'ten kovulduk, ama Cennet yok edilmedi. Cennet'ten kovuluş bir bakıma iyi şanstır, çünkü eğer kovulmuş olmasaydık, Cennet'in yok edilmesi gerekecekti." 120 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)

Kadınların özellikle işyerlerinde karşılaştığı ayrımcılık anlatılıyor
EMİ Yagi'den BOŞLUĞUN GÜNCESİ. Karton boru imal eden bir şirketin tek kadın çalışanı olan Shibata için o gün de diğer günlerden farksızdır. İşyerindeki sorumlulukları meslektaşlarının aksine kahve ikramı, mutfak temizliği, şirketi ziyaret eden müşterilerin getirdiği tatlıların dağıtımı gibi adı konmamış farklı kalemler de içeren Shibata, katıldığı bir toplantı sonrası kirli kahve kupalarını temizlemeyi reddeder, hamile olduğunu ve bu kokulara artık katlanamadığını söyler. Çalışma arkadaşları şaşırsalar da durumu kabullenirler. Fakat bilmedikleri bir şey vardır: Shibata hamile değildir. Şimdi ikna edici görünmek için önünde dokuz aylık bir süreç vardır ve genç kadın çok geçmeden durumun gereklerine kendini kaptırıverir: karnına doldurduğu havlular, bebeğin aylık gelişimini takip ettiği Anne Bebek Uygulaması, aldığı kiloları vermek için kaydolduğu hamile aerobiği sınıfı... Çok geçmeden gerçek ile yalan arasındaki çizgi incelmeye başlar. Shibata içinde büyüyen yalnızlığıyla barışmak ile onun dayattığı gerçekliğe teslim olmak arasında bir seçim yapmalıdır. Yazar, ona Osamu Dazai Ödülü'nü kazandıran ve yirmi iki dile çevrilen kitabında kadınların özellikle işyerlerinde karşılaştığı ayrımcılığa işaret ederken günümüz Japonya'sının en büyük sorunlarından olan yalnızlığın varabileceği boyutları da düşsel bir atmosfer ve sıra dışı bir üslupla ele alıyor. "Kadınların canlı, yaratıcı ve zengin iç dünyası üzerine okuduğum en tutkulu romanlardan biri." The New Yorker. 152 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

Psikolojik gerilim kurgusunda, yabancılaşmaya edebi bir bakış sunuluyor
SUSANNA Jones'ten DEPREM KUŞU. On yılı aşkın süredir Japonya'da yaşayan Lucy Fly, teknik metin çevirmeni olarak istikrarlı, huzurlu bir hayat kurmayı başarmıştır. Ne var ki bu düzen hiç beklenmedik bir olayla bir anda sarsılır: Yakın arkadaşı Lily Bridges'ın kaybolması ve ölü olarak bulunmasıyla Lucy, kendini bir polis sorgusunda, geçmişiyle ve ilişkileriyle hesaplaşırken bulur. Lucy bu sorgulamanın içindeyken, takıntılı bir şekilde fotoğraf çeken Teici ile yaşadığı, giderek yıpratıcı hale gelmiş olan ilişkisinin gerilimi de giderek tırmanmaktadır. Vaktiyle Lily'nin hayatlarına girmesiyle değişen dengeler, kıskançlıklar, bastırılmış anılar ve kimliğe dair kırılmalar, iç dünyalarında giderek derinleşen çatışmalar yaratır. Yazar, ödüllü romanında, fotoğraflar, sessizlik ve hatırlama biçimleri üzerinden ilerleyen güçlü bir psikolojik gerilim kurgusunda, aidiyet, hafıza ve yabancılaşmaya edebi bir bakış sunuyor. Tokyo Lucy'nin umduğundan çok daha iyiydi. Kaybolacak kadar büyük, bir şey dinlenemeyecek kadar gürültülü ve para biriktirmeye kafa yorulmayacak kadar da pahalıydı. Ve bunca kargaşanın içinde, yine de sakin ve sessizce atan bir kalp gibiydi. 216 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)

Akıl kendini merkeze koydukça hakikate yaklaşamaz ...
HACER Özlem Çiçek- Prof. Dr. Ümit Beden'den HER BİLİNÇ BİR KAİNAT 1. Her bilinç bir kainattır ve her bilinç, başka bir kalpte kendini bulduğunda aydınlanır. Halil İbrahim ve Mine, gönülden gönüle uzanan bir yolculukta, kelimelerin, sessizliklerin ve karşılaşmaların ışığında hakikatin kapısını aralarlar. ...çünkü fikirler "Ben"i bilmez. Ben, fikirlerden öteyim. Ben, onların kôinatı; kôinatın ise bir fikriyim... Bilmek ilimden, ilim ise El-Alim'den gelir ve alemler ise sadece bilinçtir. ...aklını olgunlaştıramayan her bilinç, kendi yarattığı küçük çamurlu bir suda, bir çocuk gibi debelenip durur... Bu tasavvufi yolculuk, yalnızca bir öykü değil; bir idrak serüvenidir. ...göremediğin şey seni korkutur çünkü anlamadığın şeyin hükmü sana ağır gelir. Akıl kendini merkeze koydukça hakikate yaklaşamaz ... Aslını bilmediğiniz bir ilme ne kadar sabredebilirsiniz? ...biz, arada bir yerde: şeylerle sınırlıyız ne mutlak güçte ne de tam bir hiçlikte... İdrak bir seçenek değil, bir vazifedir. ...akletmek için motivasyona ihtiyacınız yoktur, var olmak başlı başınabir motivasyon kaynağıdır... Bu kitabın, yok sayılanın fark edildiği, anlaşılamayanın idrak edildiği bir yola vesile olması dileğiyle... Yolunuz şükür ile sabır arasında mı, isyan ile kibir arasında mı? 208 SAYFA.
(A7 KİTAP)