Tarih: 19.11.2025 10:00

Günün Kitapları

Facebook Twitter Linked-in

19 KASIM TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI

 

 

 

 

ETİK: Yazar kitabının bu güncellenmiş baskısında, ahlaki tartışmalara sıklıkla hâkim olan mutlak yargılara bel bağlamanın doğurduğu sorunları değerlendiriyor.

 

 

 

TAHRAN'IN ASLAN KADINLARI: "Yıllar sonra Hüma'nın yeniden ortaya çıkışı ise her şeyi değiştirecek; dostluklarını, geleceklerini ve kalplerini sınayacaktır."

 

 

 

ÇUKUROVA MASALLARI: Unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yeniden canlandırmayı amaçlayan kitap, hem geçmişe bir selam hem de geleceğe bırakılmış kültürel bir miras.

 

 

 

BİLİMİN İZİNDE CESUR TÜRK KADINLARININ HİKÂYESİ: Bu kitap, bilimin yalnızca akılla değil; yürekle, azimle ve umudun en saf haliyle var olduğunu hatırlatıyor. Her sayfa, bilime adanmış bir ömrün yankısını taşırken, aynı zamanda yarını kuracak genç kızlara fısıldıyor.

 

 

 

METATRON: Geçmiş yaşamların izlerini süren, kayıp parçalarını şifayla geri toplayan bir kadının; kendi sesini, kendi özünü ve kendi ışığını hatırlama yolculuğu.

 

 

 

EVLİLİK YASASI: "Bekâr kalmakta diretenler baskılarla mücadele ederken yeni evlenen çiftlere seçkin semtlerde ev, geniş kapsamlı sağlık hizmeti, büyük vergi indirimleri ve çocukları için ayrıcalıklı eğitim gibi avantajlar sunuluyordu..."

 

 İşte o kitaplar;

 

 

Mutlak yargılara bel bağlamanın doğurduğu sorunlar değerlendiriliyor 

 

SİMON Blackburn'dan ETİK- Kılavuz. En genel anlamıyla etik, bizi çevreleyen ve nasıl yaşayacağımızı belirleyen düşünce iklimidir. Başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerde davranış ölçütlerimizi oluşturur, duygusal tepkilerimizi şekillendirir, takdir ettiğimiz ya da hor gördüğümüz, kabul edilebilir ya da kabul edilemez bulduğumuz şeyleri belirler. Güvenin aşındığı, yalan haberlerin katlanarak büyüdüğü, komplo teorilerinin taraftar sayısını tarihte hiç olmadığı kadar çoğalttığı, kamusal söylemde karşılıklı saygı ve nezaketin ürkütücü ölçüde kaybolduğu, hakikat sonrası döneme özgü endişelerin egemen olduğu, akışkan ve belirsiz bir dünyada, etiğin temellerini ve etik yaklaşımları kavramak bugün daha büyük bir önem taşıyor. Yazar kitabının bu güncellenmiş baskısında, ahlaki tartışmalara sıklıkla hâkim olan mutlak yargılara bel bağlamanın doğurduğu sorunları değerlendiriyor; ölüm, doğum, mutluluk, arzu, özgürlük gibi konularda karşımıza çıkan başlıca etik soruları ele alıyor, güncel tartışmaları aktarıyor, farklı yaklaşımları yorumluyor. 144 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

 

 

"Şimdi yavruyuz belki ama büyüyüp aslan kadınlar olacağız"

 

MARJAN Kamali'den TAHRAN'IN ASLAN KADINLARI. "Şir zan Aslan kadınlar. Biz. Görmüyor musun Ellie? Bir gün sen ve ben harika şeyler yapacağız. İstediğimiz hayatı yaşayacağız. Ve başkalarına yardım edeceğiz. Şimdi yavruyuz belki ama büyüyüp aslan kadınlar olacağız. Bir şeyleri gerçekleştiren güçlü kadınlar." 1950'lerin Tahran'ında, yedi yaşındaki Ellie'nin ayrıcalıklı hayatı babasının ölümüyle yıkılır. Annesiyle birlikte küçük bir eve taşınan Ellie, yalnızlığını hafifletecek bir arkadaşın hayalini kurar. Neyse ki okulun ilk gününde, dizginlenemez bir ruha sahip olan Hüma ile tanışır. Hüma, ona hem cesareti hem de hayallerin gücünü gösterir. İki kız oyunlarla, Büyük Çarşı'nın renkli sokaklarıyla ve "aslan kadın" olma düşleriyle büyür. Annesinin ikinci evliliğiyle Ellie, eski burjuva hayatına dönünce Hüma'ya dair anıları yavaş yavaş solmaya başlar. Yıllar sonra Hüma'nın yeniden ortaya çıkışı ise her şeyi değiştirecek; dostluklarını, geleceklerini ve kalplerini sınayacaktır. Ve İran'ın çalkantılı kaderinde tek bir ihanet, onların hayatını sonsuza dek sarsacaktır. 368 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)

 

 

Kitap hem geçmişe bir selam hem de geleceğe bırakılmış kültürel bir miras

 

OLCAY Bağır'dan ÇUKUROVA MASALLARI. Çukurova, yalnızca bereketli topraklarıyla değil, masal ve efsaneleriyle de binlerce yıllık kültürün taşıyıcısıdır. Elinizdeki kitap, bu topraklarda kuşaktan kuşağa aktarılan büyülü anlatıları günümüze taşıyor. Devlerin, cadıların, ejderhaların, Zümrüdüanka kuşunun ve nice fantastik varlığın dolaştığı bu masallar, yalnızca çocuklara değil, en çok da hayallere ihtiyaç duyan büyüklere sesleniyor. Kimi zaman bir tilkinin arkadaşına kız istemeye gittiği, kimi zaman altın pullu balığın kaderleri değiştirdiği, kimi zaman da ölümsüzlüğün kapısını aralayan bir sırrın gölgesinde insanın zaaflarını anlatan hikâyeler sizi bekliyor. Unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yeniden canlandırmayı amaçlayan kitap hem geçmişe bir selam hem de geleceğe bırakılmış kültürel bir miras. 152 SAYFA.
(KARAKARGA YAYINLARI)

 


 

"Hayallerinin peşinden git, çünkü senin bilime, bilimin de kadınlara ihtiyacı var"

 

BİLİMİN İZİNDE CESUR TÜRK KADINLARININ HİKÂYESİ… Unutma sen de yapabilirsin!.. Bilim, kimi zaman bir mikroskobun merceğinde, kimi zaman gece yarısı yanıp sönen bir laboratuvar ışığında, kimi zaman da bir genç kızın kalbinde filizlenen merakla doğar. Ama her zaman cesaret ister... L'Oréal Türkiye'nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü ve 23. yılına ulaşan "Bilim Kadınları İçin" Programının desteklediği bu kitap, genç kızlara "Sen de yapabilirsin!" demeyi, yeni nesillere yol göstermeyi ve bilimin cinsiyet kalıplarıyla sınırlanamayacağını bir kez daha hatırlatmayı amaçlıyor. Kitap, L'Oréal Türkiye'nin "Bilim Kadınları İçin" Programından ödül alan, cesaretleri ile bilim yolunda ilerleyen bilim kadınlarının yolculuğunu anlatıyor. Onlar, toplumun görünmez duvarlarını aşarak kendi ışıklarını çoğaltan, bilime tutkuyla bağlanan ve geride umut dolu bir iz bırakan kadınlar. Her biri kendi alanında çığır açarken, aynı zamanda gelecek kuşaklara "sen de yapabilirsin" diyor. Çünkü bu hikâyeler yalnızca bilimsel başarıların değil; sabrın, inancın, hayallerin ve eşitlik arayışının hikâyeleri... Bu kitap, bilimin yalnızca akılla değil; yürekle, azimle ve umudun en saf haliyle var olduğunu hatırlatıyor. Her sayfa, bilime adanmış bir ömrün yankısını taşırken, aynı zamanda yarını kuracak genç kızlara fısıldıyor: "Hayallerinin peşinden git, çünkü senin bilime, bilimin de kadınlara yani sana ihtiyacı var." Bu kitabın satışından doğacak telif gelirlerinin tamamı Bilim Kahramanları Derneği'ne bağışlanacaktır. 248 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)

 

 

Bu kitap bir uyanış daveti, bir dönüşüm alanı, bir yeniden doğuş kapısı

 

SEDA Eroğlu'ndan METATRON. "İnsanlar, ölümlü tanrılar; tanrılar, ölümsüz insanlardır." Şimdi söz, hakikati taşıyanlara emanet. Zamanın ötesinden gelen bir çağrı var bu sayfalarda. Unutulmuş bir bilginin, bastırılmış bir sesin, hatırlanmayı bekleyen bir benliğin izinde... Son 122 yılda ilk kez, Mısır piramitleri üzerinde aktif hale gelen Metatron'un enerjisi, şimdi seninle buluşmak için bu hikâyede şekil buluyor. İstanbul'un kalabalık sokaklarında, Kapadokya'nın taş mağaralarında ve Mısır piramitlerinin yıldızlara açılan odalarında yankılanan bir arayış bu. Geçmiş yaşamların izlerini süren, kayıp parçalarını şifayla geri toplayan bir kadının; kendi sesini, kendi özünü ve kendi ışığını hatırlama yolculuğu. Sera'nın boğazındaki görünmez düğüm, sadece ona ait değil. O, bastırılmış sözlerin, susturulmuş bedenlerin ve unutulmuş ruhların sesi. Ve şimdi, sesin titreşimiyle mühürler kırılıyor, kapılar açılıyor. Çünkü bu kitap, sadece bir roman değil. Bir uyanış daveti, bir dönüşüm alanı, bir yeniden doğuş kapısı. Ve sen, okurken belki fark etmeden, kendi hikâyenin içine adım atacaksın. Hazır mısın? Kendi hakikatine uyanmaya? Zamansız bir bilgeliğin ışığında yeniden var olmaya? Çünkü bu kitapta anlatılan, aslında senin yolculuğun. 248 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)

 

 

 

Devletin tek bir amacı vardı: Herkesin sevgi dolu, saygılı ve itaatkâr olması

 

JOHN Marrs'tan EVLİLİK YASASI. Toplumun tüm sorunlarına kesin çözüm bulduğunu iddia eden Britanya hükümeti, Evliliğin Kutsallığı Yasası'nı yürürlüğe koymuştu. Artık evlilik yalnızca bir tercih değil, bir zorunluluktu. Bekâr kalmakta diretenler baskılarla mücadele ederken yeni evlenen çiftlere seçkin semtlerde ev, geniş kapsamlı sağlık hizmeti, büyük vergi indirimleri ve çocukları için ayrıcalıklı eğitim gibi avantajlar sunuluyordu. Ama bu lüksün bir bedeli vardı. Evlere yerleştirilen akıllı cihazlar her sözü, her bakışı, her tartışmayı kaydediyor, yapay zekâ, bu kayıtlar üzerinden evliliğin "risk seviyesini" ölçüyor ve birliktelik tehdit altına girdiğinde harekete geçiyordu. Uyarılar, cezalar… ve bazen daha da kötüsü. Devletin tek bir amacı vardı: Herkesin sevgi dolu, saygılı ve her şeyden önemlisi itaatkâr olması. Dört farklı çift, mahremiyetin tamamen yok edildiği, duyguların bile devlet gözetimine tabi olduğu bu yeni düzende kendi ilişkilerini ayakta tutmaya çalışırken çok geçmeden bir gerçeğin farkına varacaktı: Aşk, baskı altında filizlenmez. Ama bu düzende, aşk uğruna direnmek… ölümcül olabilirdi. "Yakın gelecekte, pandemilerin ekonomik sonuçlarıyla boğuşan bir Britanya'da geçen zekice kurgulanmış Orwellvari bir gerilim. Marrs, önceki romanlarında işlediği tekno-distopya fikirlerini genişleterek ürkütücü derecede inandırıcı bir dünya kuruyor." –Publishers Weekly. 480 SAYFA.
(NOX YAYINLARI)

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —