26 KASIM TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan
6 kitabı sizler için yorumladım
İSYANIN VE FELSEFENİN DİYALEKTİĞİ: Kitap, bilgilendirici özelliğinin yanında, entelektüel ve siyasal ortamda yaşanan liberal ve postmodern zihin kirliliğine karşı teorik bir müdahale eseri olarak da okunabilir.
LİMONİ ÖLÜM: Kitap aşk ve ihanetle sarmalanmış, misyonerlerin dünyasına ayna tutan, elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir hikâye…
HAYAL ÖTESİ: "Sistem, çok yakın bir zamanda yenilenme aşamasına geçecek. Bu kısa süre de kendi ırkının devamını sağlama görevi ise senin omuzlarında olacak." "Ne? Aman Tanrım! Benim mi? Nasıl yani? Evet, nasıl?"
KIZIL ROSA: Rosa Luxemburg, solun bütün renklerinden herkesin kızı, kardeşi-arkadaşı-sevgilisi, siyasal meseleleri tartışabileceği ve 'teklifsizce' yârenlik edebileceği Rosası'dır."
DÖRT KAPI BİR ODA: Ruhsal rahatsızlıklar hakkında doğruyla yanlışı ayırt etmenin zorlaştığı bu günlerde, Dr. Yeşilbaş'ın kitabı, Bipolar Bozukluk ile ilgili doğru bilgilerin yayılmasına önemli bir katkı sunacak.
YIL 2125 ANNE NEREYE GİDİYORUZ?: Yazar çocukluk yollarından bu yana ilgi duyduğu ve uyguladığı gelecekteki dünya resimlerinin yanı sıra, 100 yıl sonra dünyamızda yaşanacakları, tümüyle hayal ürünü, kurgu olarak bu romanda okurlarına sunuyor.
İşte o kitaplar;

Postmodern zihin kirliliğine karşı teorik bir müdahale eseri
MERDAN Yanardağ'dan İSYANIN VE FELSEFENİN DİYALEKTİĞİ- Devrimci Bir Çıkış için Sosyolojik ve Siyasal Etütler. Gazeteciliğinin yanı sıra akademik çalışmaları, siyasal ve entelektüel kimliğiyle de tanıdığımız yazar, mesleği nedeniyle olsa gerek, ağır kitapları bile temposu yüksek ve akıcı bir dille kaleme alıyor. Ufuk açıcı eserler üretiyor. Elinizdeki kitap bunun en iyi örneklerinden biri. Siyaset bilimi ve sosyoloji doktoru da olan yazarın, gazetecilik deneyiminden süzüp getirdiği ve akademik çalışmaları sırasında kaleme aldığı ilk kez yayımlanan metinlerden oluşan İsyanın ve Felsefenin Diyalektiği kitabı, entelektüel ve bilimsel derinliğiyle "parlak bir eser" diye nitelendirilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Yanardağ bu çalışmasında, Türkiye solundaki "Türk olmaktan utanma" kompleksinden İran Devrimi'nden çıkarılacak derslere, sosyalist hareket ile Kemalizm ilişkisinden aydınlanma ve modernite tartışmalarına, Oryantalizmin güncelliğinden "aydın" kavramı bağlamında Mannheim ve Gramsci'ye, Althusser'in Marksizme bakışından Foucault'ya, iktidar-rıza denkleminden Gadamer ve Derrida'ya, Türkiye'de cumhuriyetçi solun kimlik sorunundan Antonio Negri'nin teoriyi yeniden kurma girişimine kadar uzanan geniş bir alanda inceleme ve çözümlemeler yapıyor. Kitap, bilgilendirici özelliğinin yanında, entelektüel ve siyasal ortamda yaşanan liberal ve postmodern zihin kirliliğine karşı teorik bir müdahale eseri olarak da okunabilir.
Hem bu kadar ünlü, hatta "popüler" bir gazeteci olup hem de böyle bir kitap yazmak herkesin harcı değil. Okuyacak ve şaşıracaksınız. 296 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)

Aşk ve ihanetle sarmalanmış, misyonerlerin dünyası
AYŞE Erbulak'tan LİMONİ ÖLÜM- Dedektif Kadınlar 2. Medcezir Dedektiflik Bürosu yeniden iş başında! Bir cinayet. Ardından bir cinayet daha. Medya sektöründe kariyer basamaklarını hızla ve hırsla tırmanırken dibe vuran genç bir kadın. Karısına sırılsıklam âşık görünen ama aslında bambaşka bir yüzü olan bir adam. Bir tarikat. En sonunda geriye kalan acılı iki aile... "Hafiye Kadınlar" serisinin ilk kitabı Çok Şekerli Ölüm'de tanıştığımız Meral ve Zeynep'in yolları bir cinayetle daha kesişiyor. Bu kez Sertaç ile Metin'in inişler ve çıkışlarla dolu evliliğinin izinde, İstanbul'dan Kanada'ya ve dinî bir cemaate uzanan bir sırrın peşine düşüyorlar. İstanbul kazan, onlar kepçe misali, bu kadim şehrin dört bir yanında dolaşıp bir cinayeti daha aydınlığa kavuşturuyorlar. Kitap aşk ve ihanetle sarmalanmış, misyonerlerin dünyasına ayna tutan, elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir hikâye. 272 SAYFA.
(EKSİK PARÇA YAYINLARI)

Gezegeninizin yenilenme sürecine girmesine çok az bir süre kaldı
METİN Güçlü'den HAYAL ÖTESİ. Kral Arun, derin düşüncelere dalmıştı. Oğlu gibi sevdiği Hakana "Dünya gezegeni ile ilgili gerçekleri nasıl anlatacağına bir türlü karar veremiyordu. Kente bakan muhteşem sarayında ileri geri sıkıntılı adamlarla dolanıp duruyordu Kelimeler güçlükle çıktı boğazından "Evet oğlum yaşadığım gezegen, senin dünyan, Samanyolunun muhteşem mavi gezegeni, yaşam koşulları insan yaşamına en uygun gezegen olan Dünya gezegeni. Ne yazık ki, yeni bir yok oluşu başlangıcında. Bu dönemi de tamamlanmak üzere. Hakan oğlum "Şok edici bir açıklamaydı bu. Hakan anlamaz bakışlarını dikmişti Kral Aruna Merakla sordu: "Bu da ne demek baba?" "Dünya gezegeni yaklaşık 5 milyar yıl önce bir yıldızın (Güneş) etrafında dönen sıcak bir taş parçasıydı. Lavlarla, çarpışmalarla ve zamanla şekillendi. Sonra büyük bir mucize gerçekleşti ve okyanuslar oluştu. Onlarla birlikte de hayat. İlk canlılar okyanusların derinliklerinde ortaya çıkmıştı. Mikroskobik tek hücreli organizmalar. Bugün bildiğimiz tüm canlılar, işte o küçük varlıklardan evrimleşti. Ama bu uzun yolculukta hayat, 5 kez neredeyse tamamen yok oldu. Yani yaşam en az beş kez neredeyse "sil baştan" oldu. Ve şimdi, Dünya gezegeni 6. Büyük yok oluşa doğru gidiyor! Gezegeninizin yenilenme sürecine girmesine çok az bir süre kaldı, Hakan oğlum. Sistem, çok yakın bir zamanda yenilenme aşamasına geçecek. Bu kısa süre de kendi ırkının devamını sağlama görevi ise senin omuzlarında olacak." "Ne? Aman Tanrım! Benim mi? Nasıl yani? Evet, nasıl? 281 SAYFA.
(ATEŞ YAYINLARI)

Rosa'nın aşklarındaki tutkusu, duygusal dünyası, etkileyici yaşam öyküsü
KATE Evans'tan KIZIL ROSA- Rosa Luxemburg'un Resimli Yaşam öyküsü. "Kendimi dünyanın dört bir yanında, bulutların, kuşların ve gözyaşlarının olduğu her yerde hissediyorum." Rosa Luxemburg. Rosa Luxemburg, 1919 yılında Nazilerin ilham kaynaklarından Freikorps adlı özel devlet gücü tarafından (Karl Liebknecht'le birlikte) Berlin'de öldürüldüğünde 47 yaşındaydı. Kadınların siyasal hayatta yok sayıldığı, seslerine kulak verilmediği 20. yy başlarında, geniş yankılar yaratan fikirleriyle sahneye çıktığında, etkili bir teorik ve siyasal figür hâline gelmiştir. Hem teorik derinliği hem de siyasal kararlılığıyla, sadece kendi çağının değil, sonraki kuşakların düşünsel dünyasında da silinmesi zor izler bırakmıştır. Tartışmaya açtığı fikirler ve nihayet ardında bıraktığı entelektüel mirasla, Marksist teoriye önemli katkılar sunmanın yanı sıra, kendinden sonra gelişen teorik ve siyasal mücadelelerin içeriğini de etkilemiştir. Dünya solunun farklı damarları üzerinde hâlâ hissedilen güçlü bir etkisi vardır. Devrimci ruhuna ve fikirlerine eşlik eden doğa sevgisi, sanata ilgisi, bilimle derinlikli ilişkisi ve insanlarla kurduğu içten ilişkiler, Rosa Luxemburg'un çok yönlü ve bütünlüklü kişiliğini göstermektedir. Yazarın yazıp resimlediği kitap, Rosa Luxemburg'un sıra dışı hayatının sadece teorik ve siyasal kısmını anlatmakla yetinmiyor. Onun devrimci kararlılığı kadar, aşklarındaki tutkusunu, duygusal dünyasını, insanî özelliklerini de yansıtan etkileyici bir yaşam öyküsü sunmaktadır. Kızıl Rosa'nın, Marksist düşüncenin en parlak zihinlerinden biri olan Rosa Luxemburg'un hayatını, mücadelesini ve kişisel dünyasını kapsamlı olarak öğrenmek isteyenler için etkileyici bir başlangıç olacağını umuyoruz. "Rosa Luxemburg, solun bütün renklerinden herkesin kızı, kardeşi-arkadaşı-sevgilisi, siyasal meseleleri tartışabileceği ve 'teklifsizce' yârenlik edebileceği Rosası'dır." 216 SAYFA.
(EPOS YAYINLARI)

Bipolar Bozukluğu olan kişilerin ve yakınlarının karşılaştığı zorluklar
DİLEK Yeşilbaş'tan DÖRT KAPI BİR ODA- Bipolar Bozukluk Hikâyeleri. Bipolar Bozukluğa insani bir pencereden bakmaya davetlisiniz: Yaşamın bir rengi, çeşitliliğin bir yansıması olarak görmeye… Bipolar Bozukluk çoğu zaman bir tanıdan ibaret görülür. Oysa kitap, Bipolar Bozukluğu tıbbi bir mesele olmanın yanında, insan deneyiminin bir parçası olarak ele alıyor; okura o tanının ardındaki insanı, o insanın ardındaki hayatı gösteriyor. Doktor yazarın sade bir dille kaleme aldığı kitap, dört farklı insan hikâyesi aracılığıyla Bipolar Bozukluğu olan kişilerin ve yakınlarının karşılaştığı zorluklara ışık tutmayı amaçlıyor. Aile yaşamı, çocuk sahibi olmak, iş hayatı, sosyal hayat ve toplumsal etkiler gibi çeşitli konulardaki sorulara yanıt veriyor. Okuru Bipolar Bozukluğun doğası, tedavi yöntemleri ve eşlik eden başka rahatsızlıklar hakkında bilgilendirirken yaygın yanlış kabullere ve önyargılara değiniyor. Ruhsal rahatsızlıklar hakkında doğruyla yanlışı ayırt etmenin zorlaştığı bu günlerde, Dr. Yeşilbaş'ın kitabı, Bipolar Bozukluk ile ilgili doğru bilgilerin yayılmasına önemli bir katkı sunacak. Yazar, yıllara dayanan mesleki tanıklıklarını dört hikâye üzerinden paylaşıyor. Aynı zamanda kitabın bölümlerini de oluşturan her bir hikâye, terapi odasına açılan bir kapı ile simgeleniyor. Dirayet, Sükûnet, Mizan ve Sebat… Her bölümde Bipolar Bozukluğun farklı tiplerine ilişkin bilgiler hikâyedeki karakterler üzerinden anlatılıyor: Dirayet'te Tip 1 tanısı almış olan Hasret'in, Sükûnet'te Şizoaffektif Bozukluk tanısı alan Yağız'ın, Mizan'da Bipolar Bozukluğun Hızlı Döngülü türünü yaşayan Berk'in annesi Zuhal Hanım'ın ve Sebat'ta ise hem Bipolar Bozukluk Tip 2 hem de Borderline Kişilik Bozukluğu olan Gizem'in başından geçenlere tanıklık ediyoruz. Kitabın sonunda herkesin aklına takılan sorulara yanıt veren bir soru-cevap bölümü de bulunuyor. Kitap, psikiyatrik bilgiyi insani sezgiyle birleştirerek, umudu diri tutan bir anlatı… 156 SAYFA.
(OKUYAN US YAYINLARI)

"100 yıl sonrasının dünyasını, yaşanacakları hayali bir kurgu ile sundum"
İZZETTİN BAKİ'den YIL 2125 ANNE NEREYE GİDİYORUZ? Yazar kitabını şöyle değerlendiriyor: "Çocukluğumdan buyana resim çalışmalarımın yanında geleceğin şehirleri, otomobilleri, gemileri, uçakları vs. gibi çalışmalarım da olmuştu. Güzel Sanatlar eğitimim ve uzun yıllar mesleğimle ilgili çalışmalarımdan sonra, her zaman aklımın bir köşesinde duran bu konuyu ele aldım. Sonunda 100 yıl sonrasının dünyasını; fiziki, ekonomik ve politik yönden tahmin edip o günlerde yaşanacakları hayali bir kurgu ile okurlara sundum." İzzettin Baki, 1952 Trabzon Sürmene'de doğdu. 1976'da Dekoratif Resim bölümünden mezun oldu. 1976'da atölyesinde Vitray çalışmalarına başladı. 1983 yılında yurtdışı vitray çalışmasını Riyad Belediye Başkanı ve yardımcısının konutuna yaptı. 1998'de MSÜ ve Şişecam birlikteliğinde açılan cam deseni yarışmasında birinci oldu. Vitray tekniklerine Füzyon (yüksek ısıda cam eritme) tekniğini kattı ve 2007'de Eskişehir cam müzesi kurucularından oldu. 1976-2021 yıllar arasında 20'den fazla sanatsal cam sergisine katıldı. Ve bu süre zarfında yurt dışında 14 ülkede, yurt içine 25 ilde yaklaşık 11.000m2 vitray çalışması gerçekleştirdi. 192 SAYFA.
(CİNİUS YAYINLARI)