Tarih: 04.10.2025 10:45

Hayvanların sesi olmak, insanlığın vicdan sınavıdır

Facebook Twitter Linked-in

Mustafa SARIİPEK

Her yıl 4 Ekim'de kutlanan Dünya Hayvanları Koruma Günü, sadece hayvan hakları için değil, aynı zamanda insanlığın doğaya karşı sorumluluğunu hatırlaması için de bir çağrıdır. Hayvanların koruyucu azizi Assisili Aziz Francis'in anısına düzenlenen bu gün, küresel çapta farkındalık oluşturmayı hedefliyor.

İnsanlık tarih boyunca hayvanlarla yan yana yaşadı; kimi zaman onlardan güç aldı, kimi zaman onlara dost oldu. Ancak modern dünyanın hızla artan nüfusu, şehirleşme baskısı ve ekonomik çıkar uğruna yapılan hoyratlık, hayvanların yaşam hakkını her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. İşte tam da bu nedenle, her yıl 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, hayvanların sadece bizim görebildiğimiz dostlarımız değil, aynı zamanda ekosistemin vazgeçilmez parçaları olduğunu hatırlatıyor. Bu özel gün, geçmişte atılan adımları ve gelecekte yapılması gerekenleri hatırlatmak için bir vicdan çağrısı niteliğinde.

TARİHÇESİ

Dünya Hayvan Günü, köpek bilimci Heinrich Zimmermann tarafından ilk kez 24 Mart 1925'te Berlin'de düzenlendi. 5 bin kişinin katıldığı bu etkinlik, daha sonra 1929'dan itibaren 4 Ekim'e taşındı. 1931 yılında İtalya'nın Floransa kentinde yapılan Uluslararası Hayvanları Koruma Kongresi'nde, bu tarihin evrensel olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı.

O günden bu yana her 4 Ekim, dünyanın farklı coğrafyalarında hayvan haklarına dikkat çeken etkinliklerle anılıyor.

ETKİNLİKLERDEN BAZILARI
* 1948'de Avustralya'da kutlamaları RSPCA düzenledi.
* 2002'den beri Finlandiya'da okullarda etkinlikler yapılıyor.
* 2006'da Polonya parlamentosu, 4 Ekim'i resmen "Hayvan Günü" ilan etti.
* 2003 yılından itibaren İngiltere merkezli Naturewatch Vakfı koordinasyonu üstlendi.
* Arjantin'de ise bu gün, hayvan hakları öncüsü Ignacio Lucas Albarracín sayesinde 1908'den beri ayrı bir tarihte (29 Nisan) kutlanıyor.

TÜRKİYE'DE HAYVAN HAKLARI TABLOSU

Türkiye, 1984'te taraf olduğu Bern Sözleşmesi ile nesli tükenmekte olan canlıları koruma altına almayı taahhüt etti. Ancak günümüzde, doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, yasa dışı avcılık, hayvanlara yönelik şiddet ve sokak hayvanlarının sahipsizliği hâlâ ciddi sorunlar arasında.

5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu önemli bir adım olsa da, uygulamada caydırıcılığın yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler devam ediyor. Sokak hayvanlarının yaşam mücadelesi, kısırlaştırma ve aşı kampanyalarıyla kısmen destekleniyor, ancak barınaklardaki yetersizlikler dikkat çekiyor.

UZMANLARIN ÖNERİLERİ
* Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulmalı, belediyelerde veterinerlik hizmetleri güçlendirilmeli.
* Hayvan Hakları Müfettişliği ve Hayvan Refahı Polisi birimleri oluşturulmalı.
* Hayvan Refahı Fonu ile barınaklara ve sahiplendirme çalışmalarına bütçe sağlanmalı.
* İlköğretimde hayvan sevgisi dersleri zorunlu hale getirilmeli.
* Barınaklardan ücretsiz sahiplendirme teşvik edilmeli, "hayvan sahiplenme ehliyeti" zorunlu olmalı.
* Yaralı sokak hayvanları için özel veteriner kliniklerinden hizmet alımı yapılmalı.

BİR İNSANLIK SINAVI

UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 5. maddesi, "Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir" der.

Bugün geldiğimiz noktada; kazanç uğruna kürk için öldürülen hayvanlar, eğlence adına eziyet gören canlılar, sokakta açlığa terk edilen dostlarımız insanlık vicdanına ağır bir sınav veriyor.

Hayvanlar, potansiyel bir tehdit değil, ekosistemin dengeleyici unsurları olduğu kesinlikle unutulmamalı. Onları korumak sadece vicdani bir görev değil, aynı zamanda insanlığın kendi geleceğini korumasıdır.

SON SÖZ
Sevgi, korumanın ilk adımıdır. 
* Hayvanlara eziyet ve işkence bir insanlık suçudur.
* 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyor:

"Sadece sevgi; Sev, Koru."

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —