Tarih: 16.10.2025 09:13

Hukuk ve bilim, Gökova’ya nefes aldırdı.

Facebook Twitter Linked-in

Mustafa SARIİPEK

Danıştay 4. Dairesi, Gökova Körfezi'ndeki doğal sit alanlarının koruma statüsünü düşüren 2018 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı davada, kararın dayanağı olan "Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu"nun eksik ve yetersiz olduğu tespit edildi.

Bilirkişi raporuna göre, alanın yüzde 80'i orman olmasına karşın çalışma ekibinde orman mühendisi bulunmadı; endemik türler, su kaynakları ve jeolojik yapı yeterince incelenmedi. Peyzaj, tarım ve ekosistem ilişkilerine dair bilimsel veriler de raporda yer almadı.

 

DANIŞTAY, "BİLİMSEL TEMELDEN YOKSUN" 

Danıştay, "bilimsel temelden yoksun" raporla alınan kararın hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Böylece Gökova, yeniden "Kesin Korunacak Hassas Alan" statüsüne kavuştu.
Karar, yalnızca Gökova için değil, Türkiye'deki tüm doğal sit alanları için de "bilimsel dayanak zorunluluğu" açısından emsal nitelik taşıyor.

Danıştay 4.Dairesi, Gökova Körfezi'ndeki doğal sit alanlarının statüsünü 'Kesin Korunacak Hassas Alan'dan 'Nitelikli Doğal Koruma Alanı'na düşüren,16/03/2018 günlü, 30362 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Muğla'nın Menteşe, Milas, Marmaris ve Ula ilçelerinde bulunan, karar eki harita ve listelerde sınır ve koordinatları gösterilen bazı alanların kesin korunacak hassas alan olarak tescil ve ilan edilmesine ilişkin 17/01/2018 günlü, 2018/11264 sayılı Bakanlar Kurulu kararını, dayanağı olan bilimsel raporun 'eksik ve yetersiz' olması gerekçesiyle 11/12/2024 tarihinde iptal etti.

İPTALİN EN ÇARPICI GEREKÇESİ: "EKSİK VE BİLİMSEL OLMAYAN RAPOR"

Danıştay'ın atadığı bilirkişi heyeti, kararın dayanağı olan "Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu"nu (ETBAR) ağır şekilde eleştirdi. Flora-Fauna Eksik: Raporda bölgeye özgü, endemik ve nadir türler (Sığla ağacı, Fritillariamuglaci, Halep çamı, Fıstık çamı vb.) ya hiç yer almamış ya da eksik listelenmiş. (Raporda 174 bitki varken, dar alan çalışmalarında bile 700'den fazla bitki tespit edildi.)
* Uzman Eksikliği: Alanın yüzde 80'i orman olmasına rağmen, raporu hazırlayan ekipte orman mühendisi yok!
* Hidrolojik ve Jeolojik Eksiklikler: Su kaynakları, yeraltı suları, jeolojik yapı yeterince incelenmemiş.
* Peyzaj ve Tarım İrdelenmemiş: Tarımsal yapı ve peyzaj bütünlüğü hakkında yeterli bilgi yok.

İPTAL KARARI, ÇEVRECİLERİN LEHİNE ÇOK GÜÇLÜ BİR ARGÜMAN

Bilirkişi raporu, statü düşürülürse yangın riskinin artacağını, endemik türlerin yok olma tehlikesiyle karşılaşacağını, kirliliğin artacağını ve deniz ekosisteminin geri dönülemez şekilde zarar göreceğini bilimsel verilerle ortaya koydu.

Davayı Muğla Büyükşehir Belediyesi açmıştı. Danıştay, idarenin (Bakanlar Kurulu) her işleminin bilimsel ve teknik bir rapora dayanmak zorunda olduğunu bir kez daha teyit etti. Bu tür "kamu yararı" içeren kararların arkasının bilimsel verilerle sağlam doldurulması gerektiğini vurguladı.

11 Aralık 2024 tarihinde verilen karar temyiz aşamasında. Ancak, kararın gerekçesi çok sağlam olduğu için temyizde de sonucun değişmesi zor görünüyor. Bu süreçte, Gökova Körfezi'ndeki koruma statüleri konusu hukuki bir belirsizlik içinde. Ancak iptal kararı, çevrecilerin lehine çok güçlü bir argüman.

KARAR TÜRKİYE'DEKİ DOĞAL SİT ALANLARI İÇİN BİR EMSAL 

Gökova sit alanları eski sit dereceleri ile koruma altında. Kararın sonuç bölümü aşağıdaki şekilde açıklanmış olup, bu karar, sadece Gökova için değil, Türkiye'deki tüm doğal sit alanları için bir emsal niteliği taşıyor. Artık idare, koruma statülerini değiştirirken "üstünkörü" hazırlanmış raporlara dayanamayacak, işleminin her aşamasını bilimsel verilerle desteklemek zorunda kalacaktır.

 

KARARIN SONUÇ BÖLÜMÜ

''Dava konusu işlemin ekolojik açıdan, karara dayanak oluşturan ETBAR'ın, alanın tamamı görülmeden hazırlandığı, ülkemizin güneybatı bölgesinde özel ormanlar oluşturan endemik sığla (Ligwidambarorientalis) bitki çeşitliliğinin raporda yer almadığı, omurgasız ve küçük omurgalılar hakkında da yeterli bilgilerin bulunmadığı, floristik açıdan, Muğla'nın Milas ilçemizden adını alan (Fritillarlamuglaci, Fritillarlamilasense) türlerinin listede olmadığı, ağaçsı türlerden fıstık çamı ve halep çamının (Pinuspinea ve Pinushalepensis) bulunmamasının büyük eksiklik olduğu, ETBAR'da 174 kadar bitki listelenirken, alanda içerisinde çalışma yapılan daha dar bölgelerde bile 700'ün üzerinde bitki listelendiği, tarımsal açıdan, (işletme büyüklükleri, gübre-pestisit-sulama gibi girdi kullanımları, mekanizasyon durumu vb) ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığından, dava konusu alanla ilgili alınan kararların etkilerinin ne yönde olabileceği konusunun meçhul olduğu, alanın yüzde 80'inin orman ve makilik alan olmasına rağmen Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunu hazırlayan uzman ekibin içinde bir orman mühendisinin bulunmamasının büyük eksiklik olduğu, Gökova körfezinin büyük bir kısmı birinci derece doğal sit koruma statüsünde iken bile bu denli zarar görmüşken, bu alanların Nitelikli Doğal Koruma Alanı statüsüne dönüştürülmesinin burada ekosistemler üzerinde zaten var olan tahrip ve baskının artmasına ve nihayetinde biyolojik çeşitlilik başta olmak üzere alanda birçok tahribata yol açacağının öngörüldüğü" denildi.

SONUÇ BÖLÜMÜ DEVAMI
Kararın sonuç bölümündeki açıklamanın devamı şöyle: "Söz konusu alanın büyük bir kısmının tatlı ve tuzlu sularla çevrili olduğu, dava konusu alanlarda bulunan tüm kıyıların ve sulak alanların sadece yerleşim yerleri ve çevresinin Nitelikli Doğal Koruma Alanı olarak belirlenmesi ve kıyı boyunca yer alan tüm alanların ve dava dilekçesi ekinde yer alan haritada Nitelikli Doğal Koruma Alanı olarak gösterilen (1,3,4,5,6,7) nolu alanlar içerisinde yer alan tüm sulak alanların "Kesin Korunacak Hassas Alan" olarak belirlenmesi ve tescil edilmesinin gerektiği, ETBAR çevre mühendisliği açısından değerlendirildiğinde; çevre mühendisliğinin uzmanlık alanına giren konularda (nüfus, yerleşim, su, kanalizasyon, katı atık vb.) bilgiler içermediği, Yönetmelikte belirtilen pek çok çalışmanın (rehabilitasyon, iyileştirme) altlığını oluşturmak üzere hazırlandığı, bu nedenle, özellikle yerleşim ve insani kullanım alanlarında daha küçük sınırlar üzerinde değerlendirme yapılmasının beklenildiği, ETBAR'da, sit alanında belirlenen antropojenik baskıların önemli bir bölümünün, yanlış idari tasarruflar nedeni ile oluştuğu, engellenebilir ve rehabilite edilebilir boyutta olduğu, koruma derecesini düşürmek yerine iyileştirme çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiği, mevcut durumda tanımlı Gökova Sit Alanını, Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunda önerildiği gibi büyük alanlara bölmek yerine, Kesin Korunacak Hassas Alan içerisinde, sınırlı sayıda, sınırları belirlenmiş Nitelikli Doğal Koruma Alanı veya Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları tanımlanmasının Gökova Sit Alanı için uygulanması gereken bilimsel bir yaklaşım olacağı, ETBAR'ın jeolojik ve jeomorfolojik açıdan; dava konusu alanı yeterli düzeyde temsil etmediği ve bu konular ile ilgili değerlendirmelerin yetersiz ve eksik olduğu, rapor kapsamında gerçekleştirilen jeolojik ve jeomorfolojik çalışmaların, ilgili mevzuat hükümleri ile belirtilen ölçek ve sınırlar (drenaj alanı, havza) dikkate alınarak yapılmadığı belirlendi."

YERÜSTÜ VE YERALTI SULARI

"Hidrojeoloji Mühendisliği açısından; raporda, dava konusu alanın hidrolojik ve hidrojeolojik yapısına, alandaki su kaynaklarının (yerüstü ve yeraltı suları) konum ve zaman içinde miktar ve kalitesinde meydana gelen değişimlere, ekosistem ile hidrolojik/hidrojeolojik sistem (yerüstü-yeraltı suyu) arasındaki etkileşimlere ilişkin hiçbir değerlendirmeye yer verilmediği" şeklindeki açıklamanın devamında yine şu ayrıntılar yer aldı: "Gökova Sit Alanının belgelendirilmesinin ETBAR'da doğru yapılmadığı, buna neden olan unsurlardan birinin Analitik Hiyerarşi Prosesinin kurgusu olduğu ve tekrar yapılması gerektiği, Peyzaj yönünden alanın yeterince irdelenmediği, sonuçta değerlendirmelerin yetersiz kaldığı, bu durumda; dava konusu olan 16.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe, 17.01.2018 tarihli ve 2018/1/1264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın yeterli olmayan eksik "Gökova Sit Alanını Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu"na dayandırılarak alınmış olması, ekolojik, zoolojik, floristik, ormancılık, tarımsal, çevre, peyzaj, hidrolojik ve hidrojeolojik açılardan yeterli olmayan rapora dayandırılarak alanın statülerinin, yeniden bilimsel bir araştırma yapılmaksızın değiştirilmesinin kabul edilemez olduğu, alanın yeniden yeterli uzmanlar tarafından ve en azından iki yıllık bir bilimsel araştırma yaptırılarak sınırların yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir."

 

RAPORA İTİRAZLAR, RAPORU KUSURLANDIRACAK NİTELİKTE GÖRÜLMEDİ

Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilirken, rapordaki bilimsel verilerin hukuken kabul edilebilir ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşıldığından, rapora yapılan itirazlar, raporu kusurlandıracak nitelikte görülmediği de açıklandı. 

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile bilirkişi raporunun ve dosyada yer alan diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu, 17.01.2018 tarihli, 2018/1/1264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının dayanağı niteliğinde olan Gökova Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunda; bölgedeki ekosistemlerin en tipik ve en yaygın türlerinin yer almadığı, Raporun, alanın flora ve faunasını yansıtmadığı, biyoçeşitlilik açısından verilerin doğru ve eksiksiz olması gerektiği, değerlendirme konusu alanın yüzde 80'inin orman arazisi olması karşısında, bölgede bulunan orman envanterinin ve tarım alanlarının değerlendirilmesine yönelik bir uzmanın ETBAR'ı hazırlayan proje ekibi içerisinde yer almadığı, bölgenin jeolojik ve jeomorfolojik açıdan yeterli düzeyde irdelenmediği, yapılması gereken ölçek ve sınırların (drenaj alanı, havza) dikkate alınmadığı, alanın hidrolojik ve hidrojeolojik yapısına ilişkin değerlendirmeye yer verilmediği, bölgede bulunan sulak alan ve deltaların irdelenmediği, alandaki su kaynaklarının (yerüstü ve yeraltı suları) konum ve zaman içinde miktar ve kalitesinde meydana gelen değişimlere ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı açıklandı.

EKOLOJİK TEMELLİ BULGULAR YETERSİZ 

Raporun devamı şöyle: "Ekosistem ile hidrolojik/hidrojeolojik sistem (yerüstü-yeraltı suyu) arasındaki etkileşimlere yönelik değerlendirmeye yer verilmediği, Raporun, alanın peyzaj özelliklerini temsil etme açısından yetersiz olduğu, ekolojik temelli bulguların yetersiz olduğu, ETBAR'da antropojenik etkilerin yönetilmesine veya iyileştirmesine yönelik bir tespit ve iyileştirme planının yer almadığı, alanın, yapılan yeni değerlendirme neticesinde, mevcut doğal sit alanı büyüklüğünde rakamsal değişiklik olmamış gibi görünse de yeni tescil kararı ile karasal alanda daralma, denizel alanda genişleme olması nedeniyle rakamların benzer göründüğü, karasal alanda yapılan sit statü değişikliğinin, deniz ekosistemine de yük getireceği, yeni tescil kararı ile Kesin Korunacak Hassas Alan olarak tescil edilmiş kısımlar ile Nitelikli Doğal Koruma Alanı olarak tescil edilmiş olan alanlar arasında tescil gerekçelerini ortaya koyabilecek; bitki örtüsü, eğim, arazi kullanımı, antropojenik etki vb sebeplerden kaynaklanabilecek farklılıklar bulunmadığı, Bilirkişi raporunda yer verilen tespitler dikkate alınarak, bölgenin Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte yer alan ilke ve esaslara göre yeniden değerlendirilmesinin gerektiği gerekçeleriyle dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.''




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —