Mustafa SARIİPEK
Mekanda Adalet Derneği'nin ilçe düzeyinde yaptığı kapsamlı araştırma, Türkiye'de enerji yoksulluğunun artık istisna değil yaygın bir gerçeklik olduğunu ortaya koydu. Artan sıcaklık dalgaları, sertleşen ekonomik koşullar, yüksek enflasyon ve enerji açısından verimsiz konutlar, özellikle dar gelirli kesimlerde yaşamı zorlaştırdığı belirtildi.
İstanbul'un Maltepe ilçesinde hanelerin en az üçte birinin enerji yoksulu olduğu tespit edilirken, bu oran sosyoekonomik açıdan kırılgan mahallelerde yüzde 50'ye kadar yükseldiği ortaya çıktı. Çalışma, enerji maliyetlerinin aile bütçeleri üzerindeki baskısının hızla arttığını ve iklim değişikliğinin de bu kırılganlığı daha görünür hâle getirdiğini ortaya koydu.
KONUTLARIN ÖNEMLİ KISMI ISI YALITIMSIZ
Türkiye genelinde konutların önemli bir kısmının yeterli ısı yalıtımına sahip olmadığı da açıklandı. Bu durumda kış aylarında ısınma, yaz aylarında ise serinleme ihtiyacını artırarak enerji faturalarını yukarı çektiği de ifade edildi. Öte yandan enerji verimliliği yatırımlarına erişim ise düşük gelirli aileler için hâlâ en büyük engellerden biri.
TÜRKİYE'DE 35 YILDA, İSTANBUL BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN KENTLEŞTİ
Yapılan açıklamada, Dünya ve Türkiye'de kent alanlarının son 35 yılda iki kat arttığı belirtilerek, "1990–2018 yılları arasında dünyada yaklaşık bir buçuk Türkiye, Türkiye'de ise yaklaşık bir İstanbul büyüklüğünde yeni kent yapıları inşa edildi. Bu veriler, gezegenimizde her gün 33 bin 170; ülkemizde ise 667 futbol sahası büyüklüğünde toprağın betonla kaplandığı anlamına geliyor. Kişi başına düşen tarım alanı son 30 yılda yüzde 50 azaldı. Ülkemizde hiç tarım alanı kaybı yaşanmasa bile, artan nüfus nedeniyle mevcut tarım alanları 20 yıl sonra yetersiz hale gelme tehlikesi ile karşı karşıya" denildi.
500'DEN FAZLA BİLİM İNSANINDAN ÇAĞRI
Yüzlerce bilim insanı, dünya liderlerine ve politikacılara iklim değişikliği konusunda "hemen ve hızlı bir şekilde harekete geçmeleri" çağrısında bulunan deklarasyona imza attı. Dartington Deklarasyonu, 2030 yılına kadar seragazı emisyonlarının 2010 seviyelerine göre yarı yarıya azaltılmaması ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşılmaması durumunda insanlığın "tehlikeli bölgeye" itileceğini savunuyor. Exeter Üniversitesi ve WWF UK tarafından koordine edilen deklarasyon, yakın zamanda mercan resiflerinin "eşi benzeri görülmemiş bir şekilde çökmesi" nedeniyle Dünya'nın ilk felaket iklim dönüm noktasına ulaştığı konusunda uyarıda bulunan Küresel Dönüm Noktaları Raporu 2025'in ardından yayımlandı.
TÜRKİYE'DE ENERJİ YOKSULLUĞU ŞİDDETLENİYOR
Mekanda Adalet Derneği, enerji yoksulluğunun boyutlarını ilçe düzeyinde ilk kez ortaya koyan bir çalışma hazırladı. Rapor, enerji yoksulluğunun Türkiye'de şiddetini her geçen gün artıran iklim değişikliği, büyüyen ekonomik eşitsizlikler, yüksek enflasyon ve konutların düşük enerji performansı nedeniyle derinleştiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, İstanbul Maltepe'de hanelerin en az üçte biri enerji yoksulu; bu oran, yoksul semtlerde yüzde 50'ye ulaşabiliyor.
AB RUS GAZINDAN AŞAMALI ÇIKIŞ KONUSUNDA EL SIKIŞTI
Avrupa Parlamentosu üyeleri ve AB hükümetleri, bugün erken saatlerde Rusya'dan gaz alımının 30 Eylül 2027'ye kadar aşamalı olarak sonlandırılması konusunda tarihi bir anlaşmaya vardı. Anlaşma, bloğun Moskova ile 57 yıllık enerji ilişkisini sonlandırırken, Komisyon'un Rus petrolünü yasaklama önerisinin de önünü açtı. Müzakerelere eş başkanlık eden Fin Yeşiller Partisi Avrupa Parlamentosu Üyesi Ville Niinistö, "Bu hamle, Avrupa'nın bir daha asla Rus gazına bağımlı olmayacağını ve bundan kalıcı olarak çıktığını göstermesi nedeniyle tarihi bir başarıdır" dedi. Anlaşma kapsamında, Rusya menşeli sıvılaştırılmış gaz (LNG) sevkiyatları 1 Ocak 2027'den itibaren yasaklanacak. Boru hattı ithalatları da 30 Eylül 2027 tarihi itibarıyla son bulacak. Spot alımlar daha erken sona erecek: LNG için belirlenen tarih 26 Nisan 2026, boru hattı gazı için ise 17 Haziran 2026.
İRAN'DAKİ SU KRİZİ SU İFLASINA DÖNDÜ!
Kuraklık nedeniyle su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşan İran'da hükümet, komşu ülkelerden su satın almak istediğini duyurdu. Konuyu değerlendiren BM uzmanı Madani, İran'daki kuraklık sorununda iklim değişikliğinin yanı sıra kötü yönetimin rolüne de dikkat çekerek, "Şu an gözlemlediğimiz artık sadece bir su krizi değil, su iflasıdır. Uzun bir dönem boyunca doğanın ikame edebileceğinden daha fazla suyu harcayan sistemin çöküşüdür" dedi.