10246,36%0,20
40,26% 0,13
46,82% 0,31
4318,68% 0,51
6902,17% 0,00
15 Temmuz’un yıl dönümünde yapılan konuşmada milletin direnişi ve birlik mesajı öne çıktı: “Bu milletin kaderi Londra’da değil, Ankara’da yazılır!”
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla düzenlenen anma programında, şehitlere rahmet, gazilere minnetle seslenildi. Programda yapılan konuşmada, 15 Temmuz gecesi gösterilen destansı direniş ve milletin ortak hafızasına kazınan mücadele ruhu bir kez daha vurgulandı.
Konuşmanın başlangıcında “Bu mübarek topraklar uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yâd ediyorum” sözleriyle duygusal bir selamlama yapılırken, 15 Temmuz şehitleri özel olarak anıldı. Konuşmada şu ifadelere yer verildi:
“İstiklal Marşı’nda dahi şehitliği arzulayan, her karış toprağı şüheda ile yoğrulmuş bir milletin evlatlarıyız. Bu ülkenin gerçek sahipleri; vatan uğruna canını veren Abdullah Tayyipler, Halil İbrahimler, Kahramankazanlı çiftçilerimiz ve meydanları hainlere dar eden cesur kadınlarımızdır.”
“15 Temmuz 2016 gecesi içerideki hainlerle dış odakların büyük hesaplarının yeni bir perdesi açıldı. Bu milletin iradesine ve istikbaline pranga vurmak istediler. Ancak unuttukları bir şey vardı: Bu millet diz çökmez, teslim olmaz!”
Konuşmada, o gece milyonlarca vatandaşın “Ben varken bu vatana el uzanamaz” diyerek meydanlara indiği hatırlatılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının tarihî bir liderlik örneği olduğu vurgulandı.
15 Temmuz gecesi sadece tankların değil, yüzyıllık esaret senaryolarının da çöpe atıldığını belirten konuşmacı, “Pentagon’un çizdiği haritalar, Avrupa’nın diplomatik senaryoları yerle bir oldu. Milletin kaderi artık kendi elindedir” dedi.
Konuşmada şu ifadelere yer verildi:
“15 Temmuz, yalnızca geçmişe bakarak ders alma değil, geleceği inşa etme iradesinin tazelendiği bir milattır. Tıpkı Çanakkale gibi, tıpkı İstiklal Harbi gibi… Bu topraklardaki kardeşlik, iman ve adaletle daha da güçlenmektedir.”
Milletin hafızasının diri tutulması gerektiği ifade edilen konuşmada, “Birileri hâlâ bu milleti mezhep ve kimlik üzerinden bölmek istiyor. Ama bu devletin adı Türkiye’dir; bu milletin mayası kardeşliktir, sadakattir” denildi.
Konuşma şu ifadelerle tamamlandı:
“Bu duruş, devleti ele geçirmek isteyen tüm paralel yapılara, dışarıdan kumanda edilen içerideki piyonlara karşıdır. Görevimiz bellidir: Bu emaneti namusumuz bilip, gelecek nesillere dimdik devretmek!”
Konuşma, şair Abdurrahim Karakoç’un şu mısralarıyla sona erdi:
"Gergin uykulardan, kör gecelerden, bir sabah gelecek kardan aydınlık...
Cümle şehitlerin omuzlarında, bir sabah gelecek kardan aydınlık."