10972,63%0,15
40,66% 0,17
47,36% -0,19
4443,86% 0,22
7119,76% 0,58
Mustafa SARIİPEK
Toros Dağları'nın eteklerinde Seyhan ile Ceyhan nehirleri arasında uzanan Adana, hem mutfağıyla hem de tarihi ve doğal zenginlikleriyle Türkiye'nin en gözde şehirlerinden biri. Özellikle kebabıyla ünlü olan şehir, adeta bir gastronomi cenneti olmakla birlikte, aynı zamanda tarihi zenginlikleri, eşsiz doğa güzellikleri, berrak plajları ve yemyeşil yaylaları, büyüleyici mimarisiyle de dikkat çekiyor. Kebapları, şalgam suları, yöresel köfteler ve tatlılar ile gastronomi tutkunlarını cezbeden Adana'da sabahın erken saatlerinde başlayan ciğer keyfi, gün boyu süren bir lezzet yolculuğuna dönüşüyor.
Adana’da kebabın yanında görkemli camiler, eski taş köprüler, müzeler, alışveriş caddeleri, büyük parklar ve muazzam doğal parklarla da tanışacak.
MERKEZ PARK, SEYHAN VE CEYHAN NEHİRLERİ
50 hektarlık Merkez Parkta 40’tan fazla ağaç çeşidi ve 60'tan fazla çiçek çeşidi ile toplamda 400 bin bitkiye sahip. Park’ta 12 süs havuzu, 2 hektar büyüklüğündeki devasa çocuk oyun alanı, paten pisti, yıl boyu konserlerin düzenlendiği etkinlik alanı, dinlenme tesisleri, seyir terasları, kır bahçe ve kafeleri yer alıyor.
560 kilometre uzunluğunda olan Seyhan Nehri etrafındaki parklar, mesire alanları ve restoranlar, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
509 kilometre uzunluğundaki Ceyhan Nehri, tarihi ve doğal güzelliklerle dolu bir bölgeyi kapsıyor.
SABANCI MERKEZ CAMİİ
28 bin 500 kişi kapasitesiyle Türkiye ve Orta Doğu'nun en büyük camilerinden biri olarak 1998 yılında hizmete açıldı. Reşatbey semtinde Seyhan Nehri kenarındaki devasa cami, 5 kubbesi ve 6 minaresiyle klasik Osmanlı ile Selçuklu mimarisine sahip. Dış yapısı Sultan Ahmet, iç mekanı ise Selimiye Camii’nden esinlenerek yapılmış.
DİNOZOR PARK (JURASSİC PARK)
Sakıp Sabancı Parkında 33 bin metrekarelik yeşil alanda 54 tane gerçek boyutlarında dinozor maketi var. En büyük maket 62 metre. Çocuklar için geniş oyun alanları, masal parkı, top havuzları ve midilli atlarla safari yapabilecekleri at çiftliği gibi eğlenceli aktivitelere sahip. Yürüyüş yolları, kafeteryalar ve seyir terasları da yer alıyor.
1700 YILDIR AYAKTAKİ TARİHİ TAŞ KÖPRÜ
Adana'nın ikonik yapılarından biri olan köprü, Roma döneminden günümüze ulaşan en eski köprülerden biri. M.Ö. 385 yılında Roma İmparatoru Hadrianus tarafından inşa edilirken, 1700 yılı aşkın süredir Seyhan Nehri’ni iki yakaya bağlıyor. 319 metre uzunluğunda ve 11,5 metre genişliğinde olup, 21 yuvarlak kemerle inşa edilmiş, ancak zamanla 14 kemer sağlam kalabilmiş. Taş Köprü, gece ışıklandırması ile fotoğraflar çekilebilen bir mekan.
ÇATALAN KÖPRÜSÜ VE CEYHAN NEHRİ’NİN DOĞAL GÜZELLİKLERİ
Ceyhan Nehri, 509 kilometre uzunluğuyla Türkiye'nin en büyük nehirlerinden biri olup, çevresinde Kurtkulağı Kervansarayı ve Yılan Kalesi gibi tarihi noktalar yer alıyor. Nehir kenarındaki Kartepe Aslantaş Milli Parkı ise doğa yürüyüşleri, kamp yapma ve yaz aylarında kano gibi etkinlikler ve çevresindeki kır bahçeleri ve mesire alanlarını birbirine bağlayan Çatalan Köprüsü, hem tarih hem de doğaseverler için keşfedilmeyi bekliyor.
KAZANCILAR ÇARŞISI
Eski ticaret merkezlerinden biri olan Kazancılar Çarşısı, 500 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Seyhan ilçesinde yer alan bu tarihi çarşıda, el yapımı bakır ürünleri, yöresel baharatlar ve süs eşyalarının yanı sıra Adana'nın ünlü kebapları ve şalgam suları da sunuluyor. Tarihi dokusu ve canlı atmosferiyle ziyaretçilerini karşılayan çarşı mutlaka gezilmeli.
ULU VE YAĞ CAMİİ
Ulu Cami, Memlük, Selçuklu ve Osmanlı mimarisine sahip, Ramazanoğulları Beyliği döneminde Halil Bey tarafından temelleri atılarak 1541 yılında oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından tamamlandı. Taş oymaları ve Selçuklu dönemi süslemeleriyle dikkat çeken cami, 1998 yılına kadar şehrin en büyük camisiydi. Külliyesinde medrese, türbe ve sibyan mektebi var. Cami, dini ve kültürel turlarda sıkça ziyaret ediliyor.
1250 yılında Ermeni İmparatorluğu döneminde inşa edilen Saint Jacgues Kilisesi’nin 1501 yılında Ramazanoğulları Beyliği döneminde Yağ Camiye çevrildi. Eski Çarşı’da yer alıyor. Piri Mehmet Paşa tarafından aslına uygun olarak yenilendi.
BİNLERCE YILIN TARİHİ ARKEOLOJİ MÜZESİ
1924 yılında kurulan Adana Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin en eski 10 müzesinden biri olarak Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait binlerce eseri sergiliyor. Devasa heykeller, antik lahitler ve bronz kaplardan oluşan koleksiyona sahip. Özellikle Hitit Fırtına Tanrısı Tarhunt heykeli müzenin öne çıkan eserleri arasında.
BÜYÜK SAAT KULESİ
1881 yılında Adana Valisi Ziya Paşa tarafından Seyhan ilçesinde inşa edildi. 32 metre yüksekliğiyle şehre hakim. Osmanlı dönemine ait kesme taşlarla inşa edilen kulenin dört cephesinde büyük saatler var. 1998’deki yıkıcı Adana depreminde bile zarar görmeyen kule, tarihi ve mimari meraklılarının ilgisini çekiyor.
ADANA'NIN İNCİSİ BEBEKLİ KİLİSE
Resmi adıyla Aziz Pavlus Katolik Kilisesi, yerli yabancı herkesin ilgisini çekiyor. 1880-1890 yılları arasında İtalyan Katolik Kilisesi olarak inşa edilen yapı, 2,5 metre boyutundaki Meryem Ana'nın tunç heykeliyle ünlü. Seyhan ilçesinin Tepebağ Mahallesi'nde klasik kesme taşlarla inşa edilen kilise, etkileyici iç dekorasyon ve mimariye sahip. Şehir merkezine oldukça yakın konumda.
MISIR ÇARŞISI
Çakmak Caddesindeki çarşıda sokak tezgahları, hediyelik eşya dükkanları ve Adana’nın lezzetlerini barındıran restoranları ile çok ilgi görüyor. Her zaman oldukça kalabalık olan çarşıda onlarca işyeri hizmet veriyor. Mısır Çarşısı ve hem de Çakmak Caddesi'ni birlikte gezerken alış veriş yapma imkanı da var. Şalgam suyu işliğinde lezzetli kebap tadına bakılabilir.
ATATÜRK EVİ MÜZESİ
Suphi Paşa Konağı, 1981 yılında müzeye dönüştürülerek ziyaretçilere açıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün şehri dört kez ziyaretinde kaldığı odayı ve dönemin mobilyalarıyla dekore edilmiş salonlarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, Atatürk’ün kişisel eşyaları, fotoğraflar, tarihi belgeler ve Kurtuluş Savaşı’na ait objeler de müzenin zengin koleksiyonunu oluşturuyor. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bu konak, sadece bir müze değil, aynı zamanda bir kültürel miras olarak korunuyor.
RAMAZANOĞLU ile ŞAKİRPAŞA KONAĞI VE SANAT MÜZESİ
Ramazanoğlu beyliğinin yaşadığı konak, dünyanın en eski evlerinden birisi. Kanuni Sultan Süleyman ve Sultan IV. Murad da Bağdat seferleri esnasında bu evde misafir edilmiş.Osmanlı'nın son dönem sivil mimari örneklerinden birisi olarak taş mimarili Şakirpaşa Konağı, dönemin Adana valisinden ismini alan ve 1890 yılında inşa edilen konak, restore edildikten sonra sanat müzesi olarak süslü odalara sahip. Zengin sergilerinde lambalı radyolar, taş plaklar, gramofonlar, antikalar ve Osmanlı dönemi müzik aletleri dikkat çekiyor.
TEPEBAĞ EVLERİ VE TERS EV
Geleneksel Türk mimarisinin örnekleri olan Tepebağ evleri Adana’da yüksekte kurulu en eski mahallesi Tepebağ mahallesinde yer alıyor. Restorasyonlar ve sokak yenileme çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Ters ev ise Yüreğir Millet Bahçesi içerisinde. Her şeyin ters olduğu ve dünyaya bakışınızı değiştirecek bu ev mutlaka görülmeli.
SİNEMA MÜZESİ
2011 yılında restore edilen tarihi konak, Türkiye’nin en önemli film festivallerinden Altın Koza Film Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzeye dönüşen konakta yıl boyunca sinema gösterimlerinin yanı sıra kültürel etkinlikler, atölye ve workshoplar düzenleniyor. Adana'nın ünlü sinema sanatçılarının balmumu heykelleri, efsane filmlerin afişleri, setlerden objeler ve özel fotoğraflarla süslü koleksiyonlar, ziyaretçileri nostaljik bir sinema yolculuğuna çıkarıyor.
MISIR ÇARŞISI
Çakmak Caddesi üzerinde tezgahlar ve hediyelik eşya dükkanları ile Adana lezzetleri tadılabilecek restoranları ile ilgi görüyor. Hem Mısır Çarşısı’nı hem de Çakmak Caddesi'ni bir arada gezerken alışveriş yapmak ve lezzetli kebapların tadına bakmak mümkün.
DOĞANIN KALBİNDEKİ AKYATAN GÖLÜ
Türkiye'nin en büyük lagün gölü olarak 14 bin hektar alana yayılmış ve 17 kilometrelik Karataş ilçesindeki göl, sazlıklar, bataklıklar ve küçük göletleriyle zengin bir ekosisteme sahip. 1987 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilen Akyatan, içinde çok sayıda kuş ve balık türünü barındırıyor. Bahar aylarında fotoğraf sanatçılarını ağırlıyor.
VARDA KÖPRÜSÜ
Karaisalı ilçesinde Koca Köprü olarak da bilinen köprü, güzelliği ve çarpıcı mimarisiyle doğasever ve fotoğrafçıların uğrak yeri. 2. Abdülhamid ile dönemin Alman İmparatoru arasında yapılan bir anlaşmayla Alman mühendisler tarafından 1912 yılında inşa edilen köprü, çelik kafes ve taş örme tekniği ile tasarlanmış. İstanbul -Bağdat-Hicaz demiryolu hattının bir parçası olan tarihi olan köprü 99 metre yükseklik ve 172 metre uzunluğa sahip. Hala trenlerin geçtiği köprü, özellikle gün batımlarında muhteşem görüntülere sahne oluyor.
KAPIKAYA KANYONU VE BAHÇECİK ŞELALESİ
Karaisalı ilçesi Kapıkaya Köyündeki kanyon sarp kayalar, dereler ve eşsiz kaya oluşumlarıyla büyüleyici bir manzaraya sahip. 20 kilometrelik kanyonun 7,5 kilometrelik bölümü turizme açık. Doğa yürüyüşleri, kampçılık, dağ bisikleti, kaya tırmanma, dağcılık ve fotoğrafçılar gibi aktiviteler için ideal. Yamaçları arasında 16 metre yüksekliğindeki köprüler ise kanyonun yapısını tamamlıyor. Çakıt Deresi'ni geçmek için yürüyüş yapmak gerektiğinden, özellikle çocuklar ve yaşlılar için geçiş zorlu olabilir. Kanyonun bir parçası olan Bahçecik Şelalesi 20 metre yükseklikten dökülen bembeyaz suları, seyir terasları ve buz gibi sularla dolu göletleri ile yaz gezileri için ideal bir yer.
SEVGİ ADASI
Çukurova ilçesi Seyhan Nehri üzerindeki küçük ada, özellikle kalp şeklindeki tasarımlarıyla ilgi çekiyor. Adaya nehir üzerinden kısa bir yürüyüşle, kano veya teknelerle ulaşılabiliyor. Ağustos sonu ile Ekim ayları arasında suların çekilmesi nedeniyle ada yaya olarak da geçilebiliyor. Mutlaka görmesi gereken bu huzurlu nokta.
TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK ŞELALESİ: KAPUZBAŞI
Aladağ ilçesinde Türkiye'nin en yüksek ve dünya çapında da büyük bir öneme sahip şelaleler, Aladağlar Milli Parkı içinde. 700 metre rakımda kaynağından çıktığı şekilde dökülmesiyle dikkat çekiyor. Şelaleler, Zamantı Irmağına dökülerek Seyhan Nehri’nin en büyük kolunu oluşturuyor. Yahyalı ilçesinin Büyükçakır Mahallesi yakınlarında yer alan şelalelere, Yahyalı-Dikme-Çamlıca-Ulupınar-Kapuzbaşı yolu üzerinden ulaşılabiliyor. Ayrıca bölgedeki Hacer Ormanları ve Yedi Göller gibi doğal zenginliklerle çevrili. Kapuzbaşı, yüksekliğiyle Uganda'daki Victoria Çağlayanı (100 metre) dışında, dünya çapındaki şelalelerden daha büyük olup, Niagara Şelalesi’ni (55 metre) geride bırakıyor.
ANAVARZA ANTİK KENTİ
Kadirli, Ceyhan ve Kozan ilçeleri arasında, Kilikya bölgesinin en büyük antik kentlerinden. Roma İmparatorluğu dönemindeki kent, Ermenilerden Abbasilere, Selçuklulardan Osmanlılara kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne dahil edilen Anavarza, Çukurova Ovası'nın en yüksek noktalarından biri olan 200 metrelik bir tepede inşa edilmesi nedeniyle "yenilemez kent" olarak efsaneleşmiş. 1500 metrelik sur ve burçlarına sahip. Hamam, kilise, tiyatro, kaya mezarları ve M.S. 3. yüzyıldan kalma Thetis mozaiği gibi zengin tarihi kalıntılar bulunuyor. Yüksek noktalardan Çukurova'nın panoramik manzaraları çekilebilir. Kaleye tırmanmak için dik patikalarda yaklaşık 25 dakikalık yürüyüş gerekiyor.
YILAN (ŞAHMERAN) KALESİ
Ceyhan ilçesine sadece 13 kilometre mesafedeİpek Yolu üzerinde yer alan bu tarihi kale, 1080 yılına, Beylik dönemine, bazen de Kilikya Ermeni Krallığı ya da Bizans dönemine ait olarak tarihlendiriliyor. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde övgüyle bahsediliyor.
750 metrelik surları, korunaklı iç kalesi, kilisesi, sarnıçları ve avluları ile tarihi bir hazine olan Yılan Kalesi, sarp bir tepe üzerinde konumlandığı için kaleye ulaşmak epeyce zorlu bir tırmanış gerektiriyor.
ÇAKIT VE BELEMEDİK VADİLERİ
Çakıt Vadisi, Karaisalı ilçesinde kaya oluşumları, uçurum ve doğal güzellikleriyle kaya tırmanma, dağcılık, kampçılık, dağ bisikleti gibi birçok aktivite için popüler bir rota. Panoramik seyir teraslarına sahip. Ancak, vadinin uçurumlu yapısı nedeniyle çocuklu aileler ve yükseklik korkusu olanlar dikkat.
Pozantı ilçesindeki Belemedik Vadisi ise her mevsim yeşilin tüm tonlarına bürünerek benzersiz manzara ve temiz havaya sahip. 600 metre yükseklikteki vadide endemik bitki türleri ve zengin vahşi yaşamıyla da biliniyor. Akarsular, ormanlar ve dağlarla çevrili.
DOKUZOLUK KANYONU
Karaisalı’daki kanyon donanımlı kamp alanları ve mesire alanlarına sahip. Kaya oluşumlarından akan ırmakları ile ünlü kanyonda, kaya tırmanma alanları ve sarp uçurumlar arasında yürüyüş yolları var. Yılın her dönemi ziyaret edebilirken özellikle ilkbahar veya sonbahar ayları çok daha güzel.
ŞAR, AYAS VE MAGARSUS ANTİK KENTLERİ
Tufanbeyli ilçesindeki Şar Antik Kenti, Etiler medeniyetinin önemli dini merkezlerinden. Roma İmparatoru Augustus’un da dua ettiği kutsal kent, tapınakları, devasa amfi tiyatrosu ve taş mimariye sahip. Bizans kiliseleri, Roma kaya mezarları ve Ana Tanrıça Tapınağı gibi tarihi kalıntılar var. Etiler, Hititler, Bizanslılar ve Romalıların izlerini taşıyor. Ayas Antik Kenti, M.Ö. 1. yüzyılda Likyalıların liman kenti. Ayas Kalesi, Süleymaniye Kulesi ve Marco Polo İskelesi ile tarih severleri cezbediyor. Helenistik dönem tapınakları, deniz kenarındaki surları güzel görüntü oluşturuyor. Karataş’taki Magarsus Antik Kenti, M.Ö. 7. yüzyılda kurulan ve etkileyici antik tiyatrosu ile ünlü bir diğer önemli bölge. Büyük İskender'in uğradığı ve dua ettiği Athena Tapınağı ile dikkat çekiyor. Türk Bizans savaşlarında zarar gördü. 3 bin kişilik antik tiyatrosu ile ilgi çekiyor.
YUMURTALIK LAGÜNÜ
Ceyhan Nehri'nin Akdeniz'e döküldüğü noktada, Yumurtalık Körfezi'nde yer alıyor. 2005 yılında Ramsar alanı olarak belirlenip, 2008 yılında milli park ilan edildi. Onlarca su kuşu ve göçmen kuş türüne ev sahipliği yapan lagün, kuş gözlem turları için vazgeçilmez bir adres.
Deniz kaplumbağaları ile de ünlü. Yılın her mevsimi ayrı güzel.
TUMLU (DUMLU) VE KOZAN KALESİ
Ceyhan ilçesine 17 kilometrede olup 75 metre yüksekliğinde sert kalker kayalar üzerine inşa edilmiş. 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen kale, 800 metre uzunluğunda sur ve 8 burca sahip. Sarp kayalar arasındaki merdivenlerle ulaşılabilen kale, yarım daire şeklinde kapıya sahip.
Kozan’daki Kozan Kalesine araçla çıkılabiliyor. Kaledeki kafe panoramik manzaraya sahip. Kale eteğinde eski dönem mimarisini yansıtan Arıkan Konağı (Yaverin Konağı) restoran ve otel olarak hizmet veriyor. Yine aynı bölgede eski Kozan evleri ve orijinal mimarisiyle Hoşkadem Camisi bulunuyor.