
Mustafa SARIİPEK/MUĞLA
ÖZEL Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin dünya genelinde arı varlığı ve bal üretimi bakımından ikinci sırada olduğumuzu belirterek daha fazla verim için arıya değil üretim alanlarına ihtiyacımız olduğunu belirterek bakanlıktan mazot ve şeker desteği istedi.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve Muğla Arıcılar Birliği (MAYBİR) Başkanı Ziya Şahin ülke genelinde çam balı ve üretimini SÖZCÜ’ye değerlendirdi. Dünya genelinde arı varlığı ve bal üretimi bakımından ikinci sırada olduğumuzu belirterek bakanlıktan mazot ve şeker desteği isteyen Şahin, “Üretim artışı için bizim arıya değil üretim alanlarına ihtiyacımız var” dedi.
Muğla ölçeğinde iki sene önceki yangınlarda çok ciddi zararlar oluştuğunu belirten Ziya Şahin, “Özellikle ormanın kendi verileri çerçevesinde 5 bin hektarlık bir Basralı dediğimiz çam balı üreten ormanın yandığı ifade ediliyor. Yani 70 bin hektarlık bir alanda 5 bin hektarın yanması belki küçük gelebilir. 2021 yılında zaten bal üretilmezken, 2022 yılında da küresel iklim değişikliğinin getirdiği zarar ortadayken 5 bin hektarlık bir orman alanı yanarken diğer orman alanları da zarar gördü. Yüzde 60-70’lere varan bir Basra’da azalış ile çam balında azalış olduğunu ifade edebiliriz” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ ÇAM BALI ÜRETİMİNİN YÜZDE 70’İNİ MUĞLA KARŞILIYOR
Muğla ölçeğinde Türkiye’deki çam balı üretiminin yüzde 70’ini karşılayan bir ilden söz edildiğini ve bölgede ciddi azalmalar ve ciddi sorunlar yaşandığını da belirten Başkan Şahin şöyle konuştu: “Bakanlık, yani devlet bu yangının olduğu yıl buradaki arıcılarımıza destek oldu. Ancak tabii ki bir yıl destek vermesi hiçbir şey ifade etmiyor. Burada bal üreten orman alanları yandı. Türkiye’de çam balı üretimi denildiğinde Türkiye’nin bütün arıcısı Muğla, Aydın, İzmir, Çanakkale ve Balıkesir coğrafyasında. Bunun merkezi de Muğla. Dolayısıyla Türkiye için büyük bir darbe oldu. Türkiye Arıcılar Birliği olarak çam balı üretim alanlarımızın transplantasyonu (Ekme, yerleştirme) konusu bakanlıkla bir türlü özdeşleştiremedik. Eğer ki bizim bir hektarlık bal üretim orman alanı kaybolduysa yenisi transplantasyon yapılabilir. Bu tarihte de günümüzde de yapılıyor. Orman Bakanlığı’nın buna karar vermesi gerekir.”
ÇAM BALI DÜNYAYA SATABİLDİĞİMİZ BİR BAL
Orman Genel Müdürlüğü’nden net olarak ne istediklerini de sözlerine ekleyen Şahin, “Orman Genel Müdürlüğümüz transplantasyona kendi coğrafyasında, kendi belirleyeceği alanlarda izin vermeli. Yani vatandaşın istediği yere değil, bakanlığın uygun göreceği alanlarda yapılması gerekiyor. Bu neyi getirir? Türkiye’de 110-120 bin hektarlık çam balı üretim alanlarında biz 40-45 bin ton çam balı üretiyoruz. Eğer ki biz bu alanları 200 bin hektara çıkarırsak Türkiye’nin çam balı 100 bin ton olacaktır. Çam balı dünyaya satabildiğimiz bir bal. Dolayısıyla bizim bu üretim alanlarında ciddi hassasiyetimiz var. Bunun üzerinde ısrarla duruyoruz. Biz arıya değil üretim alanlarına ihtiyacımız var. Bu alanları koruyup kaybetmemiz gerekir” diye konuştu.
ÇOK FAZLA ARIMIZIN OLMASI ÇOK FAZLA BALIN OLMASI ANLAMINI TAŞIMAZ
Dünya genelinde arı varlığı ve bal üretimi bakımından ikinci sırada olduğumuzu hatırlatan TAB Başkanı, “Bizde 8 milyon 700 bin kovan var. Çok fazla arımızın olması çok fazla balın olması anlamında hiç değil. Türkiye’de kilometre kareye 10 kovan düşüyor. Dünyada ise 0,8 kovan düşüyor. Bizim arı varlığımız çok ama alanlarımız dar. Anahtar kelime kilometre kareye düşecek kovan sayısını düşürmemiz gerekiyor. Dünya ölçeğinde eğer ki biz arılarımızı artırdığımız zaman üretim alanını da artırırsak tamam, sorun yok. O zaman üreticimizin yüzü güler. Kovan başına 50 kilo bal üretiriz. Bizim üreticimizin yüzü öncelikle üretimde gülmüyor. Üretim alanlarında artık yeni bir yüz, yeni bir nefes gerekli. Sayın Tarım Bakanımızdan özellikle bunu istiyoruz. Tabii ki bir de mazot desteği çok önemli” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE ARICILIĞIN YÜZDE 80’İ GEZGİN
“Türkiye’de arıcılığın yüzde 80’i gezginci arıcılık koşullarında yapılıyor, dünyadan çok farklı” diyen Ziya Şahin şöyle konuştu: “Tamam, dünyada ikinci sıradayız, iyi bir arıcılık potansiyelimiz var. Kendini geliştirmiş arıcımız var. Profesyonel arıcılık yapılıyor. Gezgin arıcılık yaptığımız için yılda 25- 30 bin kilometre yol yapılıyor. Arıcımız 8 ay evinden ocağından uzakta dağ başı, ova ve ırmak kenarlarında bal üretmeye çalışıyor. Dolayısıyla ekonomik giderleri çok fazla. Şeker yüzde 400 zamlanmış. Mazot yüzde 300’lere varan zamlanması var. Devletimiz balıkçı, tarlacılara, tarımcılara mazot desteği veriyor. Bu desteğin arıcılarımıza da acilen verilmesi gerekiyor. Tarım, hayvancılık ve meralar için arı olmazsa olmaz. Tarım için yüzde 85 ciddi polinasyon katkısı olan bir sektörden bahsediyoruz. Eğer siz tarımı önemsiyorsanız, tarımda polinasyon, toprak, su, gübre kadar önemli. Dolayısıyla bu sektörün de başta mazot olmak üzere desteklerin artırılması gerekiyor.”
ŞEKERLE BAL ÜRETİMİ SIĞ BİR DÜŞÜNCE
Bütün dünyada kış beslemesi için arılara 15 kilo şeker verirken bunun Türkiye’de 4 kilo olduğunu da sözlerine ekleyen Şahin, “Bu kadar şeker için arıcılarımız şeker vermekle suçlanıyor. Bu bir defa sığ bir düşünce. Çünkü 4 kilo şekerin balı olsa ne olur olmasa ne olur? Biz 30-40 kiloluk üretimden bahsediyoruz. Arıcılara mutlaka mazot, şeker gibi destekler verilmeli.
Her türlü girdilerimizde ekonomik olarak küçük dokunuşlarla arıcılarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Şu anda Oil firması ile özel bir anlaşma yaparak mazotta yüzde 3’lük bir indirim sağladık. Damlaya damlaya göl olur. Bir dokunuş da bakanlığımız yaparsa çok mutlu oluruz” diye konuştu.
Yorum Yazın