9311,88%-2,19
38,85% -0,32
44,87% -0,99
4344,50% 1,44
6989,75% 1,74
Fulya OMAÇ - İZMİR Babalarımıza bu özel günde sadece bir hediye değil, sağlık ve farkındalık da armağan edelim. Çünkü sevgi, yaşamla bütünleştiğinde gerçek anlamını bulur. Birlikte daha uzun ve güzel vakitler geçirebilmek için küçük ama anlamlı adımları atmanın tam zamanı…
Bir Babalar Günü daha geldi. Kimileri için bu gün, babalarına sevgilerini bir hediye, içten bir sarılma ya da kısa bir telefonla ifade etmenin sıcaklığıdır. Kimileri içinse, kutlamalardan çok bir özlemi, bir hüznü ve içten içe büyüyen bir eksikliği hatırlatır. Çünkü Babalar Günü, her evlat için aynı anlama gelmez. Bazıları için o gün, coşkuyla kutlayanların aksine artık sesi duyulmayan, elleri tutulamayan bir babanın boşluğunu ve yokluğunu yeniden daha derinden hissetme zamanıdır.
Babalar Günü’nün kökeni, 1909 yılında Amerikalı Sonora Smart Dodd’ın, annelerinin ölümünden sonra altı çocuğunu tek başına büyüten babasını onurlandırmak istemesiyle atıldı. Dodd’un önerisi başkanlık tarafından kabul gördü ve bu anlamlı gün, önce ABD’de ardından tüm dünyada babaların emeğini, sevgisini ve fedakarlığını anma günü olarak kutlanmaya başlandı. Ancak Babalar Günü, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda babaların sağlık durumuna dikkat çekmek ve yaşam kalitelerini yükseltmek ve onlara hak ettikleri ilgiyi göstermek için de önemli bir farkındalık fırsatı olmalı.
GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARIN GÖZ ARDI EDİLEN YÜZÜ
Babalar, hayatlarımızda çoğu zaman güçlü, dayanıklı ve her zorluğun üstesinden gelen görünmez kahramanlar gibi yer alır. Aileleri için sessizce savaş verirken, ne yazık ki en çok ihmal ettikleri şey kendi sağlıkları olur. O güçlü duruşun ardında ise ertelenmiş doktor randevuları, bastırılmış ağrılar ve göz ardı edilen hastalıklar gizlidir. Kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon, diyabet ve özellikle sigara bağımlılığı, birçok babanın farkında bile olmadan karşı karşıya kaldığı sessiz tehlikelerdir.
BİR KAYBIN ARDINDAN YAŞAM BOYU SÜRECEK EKSİKLİK
Babamı 2012 yılında, henüz 68 yaşındayken kaybettik. Yıllar boyunca sigara, yüksek tansiyon ve diyabetle savaştı. Ama sonunda, yorgun kalbi daha fazla dayanamadı. Bizi, sessizce ve ansızın bıraktı. En acısıysa, o an yanında olamamamdı. Yunanistan’ın Samos Adası’nda, bir iş seyahatindeydim. Telefonda ablamın titreyen sesiyle gelen haberle yıkıldım. Ambulans evdeydi, sağlık ekipleri kalp masajı yapıyordu. Dakikalar boyunca, telefondan gelen haberleri ve sağlık ekibinin babamı hayata tutma çabalarını çaresizlik içinde dinledim. Sadece “Ne olur baba, bizi bırakma…”diye dualar edebildim. Ama Azrail, o son sarılmayı bile çok gördü. Bir kelimeye, bir bakışa, bir veda hakkına bile izin vermedi. Türkiye’ye apar topar döndüğümde, vedamı gasilhanede, kaskatı kesilmiş yanağına kondurduğum bir öpücükle yapabildim. O an içime çöken acı tarif edilemezdi. Sanki içimden bir parça kopmuştu. Artık ne sesini duyabilecektim, ne başımı güvenle omzuna yaslayabilecektim, ne de varlığıyla hayata karşı dimdik durabilecektim. Babamın gidişi, sadece bir ölüm değildi. Bu, hayatım boyunca içimde taşıyacağım bir eksikliğin, kapanmayacak bir yaranın başlangıcıydı. Benim hikayem, Türkiye’de milyonlarca ailenin yaşadığı benzer kayıpların sadece küçük bir örneği. Bu yüzden Babalar Günü’nde, sadece sevgimizi sunmakla kalmayalım, sağlığını da gözettiğimiz bir farkındalık gününe dönüştürelim. Unutmayalım, sevgimizi göstermenin en güçlü yolu, birlikte geçirilen sağlıklı ve mutlu yılları çoğaltmaktır.
TABUT ÇİVİSİ SİGARA
Babamın elinden bir türlü bırakamadığı en büyük alışkanlığıydı sigara. Annem ona her zaman “tabut çivisi” derdi. Ne yazık ki haklı çıktı. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de her yıl sigara ve tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle 100 binden fazla kişi hayatını kaybediyor. Kalp krizleri, KOAH, damar tıkanıklıkları gibi birçok ölümcül hastalık bu alışkanlığın doğrudan sonucu. Göğüs hastalıkları uzmanları, sigaranın kalp ve damar hastalıklarının yüzde 30’undan, KOAH vakalarının ise yüzde 90’ından, bunların yanı sıra felç ve akciğer-mide-dil-gırtlak başta olmak üzere birçok kanser türünden sorumlu olduğunu vurguluyor. Klinik psikologlar da babasını erken yaşta kaybeden çocukların bu travmayı uzun yıllar taşıdığını ifade ediyor. Bu nedenle, düzenli sağlık kontrolleri, sigarayı bırakma programlarına katılım, dengeli beslenme ve stresle başa çıkma yöntemleri, babaların hem kendi yaşam kaliteleri hem de aileleri için hayati önem taşıyor. Çünkü bir sigara dumanı yalnızca içenin ciğerini değil, onunla birlikte bir ailenin tüm geleceğini de sessizce küle çevirebiliyor. Ölümler sadece bireyleri değil, ardında kalan sevdiklerini da eksik bırakıyor.
KÜÇÜK GÖRÜNEN ALIŞKANLIKLAR BÜYÜK SONUÇLAR DOĞURUR
Her yıl Babalar Günü geldiğinde, milyonlarca evlat babasına sarılırken bazıları yalnızca mezar taşına dokunabiliyor. Ben de o evlatlardan biriyim. Toplumda sayısız baba, sağlık ihmali nedeniyle hayata erken veda ediyor. Sigara, stres, kronik hastalıklar gibi riskler çoğu zaman göz ardı ediliyor. Benim babam da sağlığını ihmal edenlerdendi. Diyabet hastası olmasına rağmen kahvaltıda bir kaşık tereyağı, bir kaşık reçel yerdi. Diyet listelerine ise hiç uymazdı. Doktorların tüm uyarılarına rağmen yıllarca elinden sigarayı da hiç düşürmedi. Küçük görünen bu alışkanlıklar, ne yazık ki büyük sonuçlar doğurdu. Ölüm nedeni kalp krizi olarak kayda geçse de, aslında yıllar içinde biriken küçük ihmal ve alışkanlıkların son noktasıydı. Biz ise o sessiz çığlıkları yeterince duyamamıştık.
BİRÇOK KALBİN SESSİZ ÇIĞLIĞI
Bu yazı sadece bir evladın acısını anlatmıyor, aynı zamanda vazgeçilemeyen alışkanlıkların, ertelenen doktor kontrollerinin ve ardından gelen derin pişmanlıkların ortak hikayesini anlatıyor. Ama bu hikaye sadece bana ait değil. Bu satırlar, benzer acıları yaşayanların, böyle bir acıyı hiç yaşamak istemeyenlerin ve hala sevdikleri için bir şeyleri değiştirme şansı olanların sesi olmak için kaleme alındı. Bu Babalar Günü’nü yalnızca hediyelerle değil, sağlıklı bir yaşam için atacağımız anlamlı adımlarla da taçlandıralım. Çünkü bazı şeyler ne yazık ki geri getirilemez, sadece hatıralarda yaşar. Oysa zamanında yapılan bir sağlık kontrolü, birlikte geçirilen bir gün ya da alınan basit bir önlem, bazen verilebilecek en değerli hediyeye dönüşebilir: Hayatın kendisine.
HENÜZ VAKİT VARKEN
Belki de bu yıl, bir babanın ölümünden bir yaşam dersi çıkaralım, ihmal edilen sağlık ve bir çakmakla başlayan alışkanlık bir mezar taşıyla son bulmasın diye. Çünkü zamanında atılmayan küçük bir adım, geride sonsuza dek sürecek bir özleme dönüşüyor. Bazı alışkanlıklar, görmezden gelinen sağlık şikayetleri, uyulmayan diyet listeleri ve ihmal edilen doktor kontrolleri sadece hayatları değil, hayatların içindeki rolleri de eksiltip, yarım bırakıyor. Ben artık babama sadece dua edebiliyorum ve ona sarılmak yerine anılara tutunabiliyorum. Ama belki, sizin hala vaktiniz vardır. Belki bu Babalar Günü, bir kutlamadan fazlası olabilir. Belki bir farkındalığa, bir başlangıca dönüşebilir. Bazı babalar artık yalnızca geçmişte kalsa da bazıları bugün hala hayatta ve hala nefes alıyor. Hangisi olacağına veya hangisi olacağınıza dair karar sizin.
BİR BABA DAHA EKSİLMESİN, BİR EVLAT DAHA YARIM KALMASIN DİYE…
Bu Babalar Günü kutlama kadar korunmayı, sevgi kadar sorumluluğu da hatırlatsın. Bu yüzden bir çağrım var:
“Bu Babalar Günü’nde sevgimizi en somut şekilde gösterelim, babalarımızın hayatına sahip çıkalım, sağlıklı yaşamaya teşvik edelim ve ne kadar değer verdiğimizi hissettirelim. Sadece hediye vermekle kalmayalım, babalarımızın sağlıkları için bir adım atalım. Bir check-up randevusu, birlikte gidilen bir doktor kontrolü ya da sadece sağlıklı yaşam hakkında yapılmış bir sohbet. Küçük adımlar büyük farklar yaratabilir. Yaşayanlara sıkıca sarılalım, aramızdan ayrılanları rahmetle analım. Ama en önemlisi, bugünü farkındalıklı bir dönüm noktası yapalım: Daha sağlıklı, daha uzun ve daha dolu hayatlar için birlikte yürüyelim. Sevgili babalar, sağlığınızı önemseyin. Eğer sigara içiyorsanız bırakın gitsin. O ‘tabut çivisi’ bir ömrün geri kalanından ve sevdiklerinizle geçireceğiniz yıllardan daha kıymetli değil. Küçük adımlarla büyük farklar yaratmak elinizde. Lütfen sevdikleriniz, aileniz, çocuklarınız, sevenleriniz en başta da kendiniz için daha duyarlı olun. Bu Babalar Günü bir milat olsun. Bir baba daha eksilmesin, bir evlat daha yarım kalmasın, bir eş yüreğinde sevgiyle yaşayabilsin ve bir aile daha yara almasın diye..
Tüm babaların, baba adaylarının ‘Babalar Günü’nü kutluyor, aileleriyle birlikte sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. Canım babam başta olmak üzere artık aramızda olmayan babaları da rahmetle anıyorum. Her zaman özlemimizde, dualarımızda ve kalbimizdesiniz.