9390,51%1,20
38,75% 0,35
43,61% 0,26
4154,75% 1,25
6711,63% -0,27
11 MAYIS TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
YEŞİL ASLAN WANİNİ: Yanlış ya da doğru bir yaşam biçimi yoktur; sadece birbirinden farklı güzellikler vardır.
SON HARFİN KALBİNE: Yazar küçük kahramanlıklarla mesutları, avunanlarla avunduklarından hüsran duyanları, aradakini, yaranamamışı yazıyor.
BİR YAZ GECESİ RÜYASI: Ozan her yapıtında olduğu gibi bu oyununda da unutulmayacak sözleriyle, gözlemleriyle, sınırsız hayal gücüyle okuru şaşırtır.
50 MADDEDE İLİŞKİLER: Yazar, bu kitapta partnerinizle doğru bir iletişim kurmanın ve mutlu bir ilişkinin sırrını açıklıyor.
ÖKÜZÇEKER: Yazarın, kalabalık ve coşkulu bir sohbetin kulak misafiriymiş gibi hissettiren anlatımıyla akıp giden öyküler hem ironik hem politik.
HARP DÖNÜŞÜ: Yazar, romanında, bir aşk hikâyesiyle birlikte cephelerde ve esir kamplarında yaşananları gerçekçi bir şekilde aktarmaktadır.
İşte o kitaplar;
Yanlış ya da doğru bir yaşam biçimi yoktur
YİHYEON’dan YEŞİL ASLAN WANİNİ- Cilt 1. Wanini, kuvvetsiz ve avlanma konusunda yetersiz olduğu için sürüsünden dışlanır. Yalnızlık içinde, bir taraftan maymunlar ve kuşların umursamaz bakışları arasında kaybolurken, bir taraftan da çitaların sert pençeleriyle tehdit edilir. İnsanlar tarafından avlanmasına ramak kalan Wanini, bütün tehditlere rağmen, yetişkin ve kuvvetli bir dişi aslan olma yolunda ilerlemektedir. Yanlış ya da doğru bir yaşam biçimi yoktur; sadece birbirinden farklı güzellikler vardır. Her canlı, özüne sadık kalarak kendi yolunda ilerler; zebra zebra gibi, iguana iguana gibi, insan insan gibi… Wanini de öyle. Kendi doğasına uygun, cesur adımlarla bozkırda koşuyor ve hikâyesini özgürce yazıyor.? 216 SAYFA.
(ATHİCA YAYINLARI)
Rüyayla hakikati birbirine katmayı öğrenen kadınlar
SEYİT Göktepe’den SON HARFİN KALBİNE. Yazar bir sözcüğün bir cümle olduğu, bir cümlenin tekrar eden başka bir cümleyle aynı anlama gelmediği; kalıbını dökmeden, çerçevesiz bir işçilikle kuruyor öykülerini. Rüyayla hakikati birbirine katmayı öğrenen kadınları, içindeki boşluğa bile ait olmayan erkekleri, renklerin ve seslerin, doğusuyla batısıyla bir balkon icat etmiş de avuçlarındaki çizgilere hayatın ısmarladığı başka hikâye arayanları, küçük kahramanlıklarla mesutları, avunanlarla avunduklarından hüsran duyanları, aradakini, yaranamamışı yazıyor. Son imtihanı veremeyen öğrencinin gözü yanlış bir şıkkı daha işaretliyor: Son Harfin Kalbine düşmek, seçilmeyen olmaktır. Ortasındaydım kitabın. İki dünyanın, iki kapının ortasında. Cennet ile cehennemin ortasında. Doğu ile batının ortasında. Gülmek ile ağlamanın ortasında. Yalnızdım. Yalnız. 120 SAYFA.
(A7 KİTAP)
Aşk vurgunu kadınlarla erkeklerin yaşadıkları
WİLLİAM Shakespeare’den BİR YAZ GECESİ RÜYASI. Shakespeare’in en verimli döneminde yazdığı komedilerden biridir. Eski Atina yakınlarındaki büyülü bir ormanın gizemli gölgeliklerinde, birbirini kovalayan ya da birbirinden kaçan aşk vurgunu kadınlarla erkeklerin yaşadıkları bu maceraya cinler, periler de karışınca işler içinden çıkılmaz bir hal alır. İster soylu olsun isterse peri, aşk vurgunları ne yaptıklarını pek bilemezler çünkü aşk gözlerini kör etmiştir. Shakespeare’in yüz yıllardır en çok sahnelenen, bestelenen, resmedilen, birçok sanatçıya esin kaynağı olan oyunu gülünsün, eğlenilsin diye yazılmış gibidir ama yer yer, özellikle doğa ve insan, birey ve toplum ilişkileri konusunda yazarın çok ciddi görüşlerini de aktarır. 120 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)
Erkek dünyasının bilinmeyenleri
ADİL Yıldırım’dan 50 MADDEDE İLİŞKİLER. • İlişkide mutluluk arıyor ancak bulamıyor musunuz? • Aşkı deliler gibi yaşamak isterken mutsuzluktan ve öfkeden deliye mi dönüyorsunuz? • Partnerinizin ne dediğini anlamaya çalışırken tükendiğinizi mi hissediyorsunuz? • Erkek davranışlarının altında yatan sebepleri merak ediyor musunuz? • Erkeklerin hangi kadınlara bağlandıklarını bilmek ister misiniz? Erkekler ile kadınlar duygu ve düşünce dünyaları bakımından ne gibi farklılıklar gösterir? Hangi erkeklerle ciddi ilişki düşünebilirsiniz, hangilerinden koşar adım kaçmanız gerekir? Erkeklerin sözleri ve davranışları kadınlara neler anlatır, kadınlar ne anlar? Erkeklerin kadınlara ve ilişkiye bakış açısı nasıldır? Gerçek aşkı bulduğunuzu nasıl anlarsınız? Kadın erkek ilişkilerine dair bu ve bunun gibi pek çok sorunun cevabını bulacağınız, ilişki koçu Adil Yıldırım’ın kaleme aldığı, ruh eşini bir gün bulacağına inanan ve inancını asla kaybetmeyen tüm papatyalar için etkili bir rehber. 232 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
Ben nasıl bir otum ki karşıma hep öküz çıkıyor
AYTEN Kaya Görgün’den ÖKÜZÇEKER. “Feyza, derinlerinde konuşan beni, sağduyusunu yıllar önce küstürüp susturmasaydı, bu adamla yol yürüyemeyeceğini o dakika duyacaktı.” Bir uzun hırkanın, mektubun ya da Eşe Bibi’nin anlattığı masalın temsilleri ise ülke panoramasında çok tanıdık. Görgün, öykü imbiğinden süzdüklerini samimiyetle yazmaya devam ediyor. Karşısında hâlâ ağlayan Feyza’ya baktı, “Abla niye ağlıyorsun, bundan kurtulduğuna bayram etmelisin.” “Ben kendime, geçen zamanıma ağlıyorum Gonca. Kendime çok kızıyorum, neden ilk yamuklarını gördüğümde bırakıp yoluma gitmiyorum da hep umut ediyorum. Bak üstelik kurtulamıyorum da. Ben nasıl bir otum ki karşıma hep öküz çıkıyor Gonca?” 96 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
Cephelerde ve esir kamplarında yaşananlar
BURHAN Cahit Morkaya’dan HARP DÖNÜŞÜ- Günümüz Türkçesiyle. Boğaziçi’nin köylerinde ve yalılarında hızlı bir hayat yaşayan Macit, sincabi serpintili mavi gözlü Humret’e âşık olur ve evlilik planları yapmaya başlar. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yedek subay olarak Çanakkale’ye gönderilir. Yaralanınca İstanbul’a döner, iyileştikten sonra bu sefer de Filistin cephesine tayin edilir. Gazze’de İngilizlerle çarpışırken esir düşerek Mısır’daki esir kamplarına götürülür. Oldukça kötü koşulları olan kamptan kaçmayı başaran Macit’i talih, Türk dostu bir prensin Nil nehri kıyısındaki villasına sürükler. Burada, Prens ve kızı Fatma’yla güzel günler geçiren Macit’in aklı Humret’te, gözü kulağı ise memleketin kurtuluş haberlerindedir. Prens ve kızıyla birlikte Avrupa seyahatindeyken Macit, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da yeni bir mücadele örgütlediğini öğrenir, Anadolu’ya gelir ve mücadeleye katılır. Yazar, bir subayın anı defterinden yararlanarak kurguladığını belirttiği romanında, Birinci Dünya Savaşı’yla aynı anda başlayan bir aşk hikâyesiyle birlikte cephelerde ve esir kamplarında yaşananları, savaşın bireylerde, ailelerde ve toplumun tüm katmanlarında yarattığı ahlaki ve sosyal yıkımı gerçekçi bir şekilde aktarmaktadır. 232 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)