9486,56%0,12
39,20% -0,11
44,64% -0,54
4175,09% -1,44
6833,74% 0,00
8 HAZİRAN TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
ANTİK SİTE: Kitap, hukukun ve devletin antik dönemin her şeye hükmeden o ilkel dininden nasıl türediğini gösteriyor.
DEDEMİN FİNCANI: Coğrafyanın kader olduğu yerde kederden kaçmak mümkün olmaz, isimler değişir ama hikâyeler asla... Kendi hayatlarını yaşamak isteyip ona ulaşamayanların hikâyesi bu.
ÜÇ GÜÇLÜ KADIN: Kitap, belirsizlik ve zorluklarla örülü bir dünyada her biri kendi hayat mücadelesini veren üç sıradışı kadının hikâyesini anlatıyor.
İŞSİZLER OKULU: “Hiciv, gerçeğin zıddı değil, onun abartılmış halidir ve Zelter bu konuda çok başarılı.” -Stuttgarter Zeitung.
BİR SİNEMATEKTEN ÖTEKİNE: Yazarın kaleminden ve dilinden, bir insanın, dönemin, kurumun, o kuruma hayat verenlerin, kendini sinemaya adamış insanların belgesi.
YOLCULUĞUM İNSAN: Bu kitapta, doyurulması gereken ihtiyaçların zamanında doyurulmasının gerekliliği ve insanların kendilerini gereksiz yüklerden nasıl kurtarabilecekleri, insan ilişkileri bağlamında ele alınarak tartışıldı
İşte o kitaplar;
İnsanlar arası ilişkiyi düzenleyip yönetici kurumları yerleştiren dindi
FUSTEL de Coulanges’den ANTİK SİTE- Yunan ve Roma’da Tapınma, Hukuk ve Kurumlar Üzerine Bir İnceleme. Yazar kitabında, zamanımızdaki sayısız bağımlılık ilişkisinin dinsel inançlardan türemiş olan geleneklere ve yönetim tarzlarına gömülü kökenlerini ikna edici bir tarzda anlatıyor. Bu dikkat çekici destansı eserde, kavimlerin beşiği olan Orta Asya’dan başlayarak, Hindistan, Yunan ve Roma’nın antik dönemlerindeki dinsel inançlar ile hukuk ve yönetme ilişkisi; dinsel inanç ve âyinler, evlilik ve aile, baba otoritesi, mülkiyet, miras, boşanma, kadının toplumsal konumu ya da hukuken ve inançlar gereği yok sanan varlığı, ölüm, defin töreni ve ölüye tapınma, soylular ve altsınıfların yapısı/mücadeleleri, ordu, siyasal örgütlenmeler ve devlet yapısı çerçevesinde inceleniyor. Yazara göre, insanlar arası ilişkiyi düzenleyip yönetici kurumları yerleştiren dindi. Hukuk, Devlet ve Din, maddî varlık hâlini almaya başladıkları ândan itibaren ayrılamayacak kadar iç içe geçmişti; “Hukuk ve devlet, dinden türemiş dine karışmıştır.” 384 SAYFA.
(EPOS YAYINLARI)
Kendi travmalarınızdan izler bulacak, kavuşamayan âşıkları anacaksınız
NESRİN Mine Karaca’dan DEDEMİN FİNCANI. Geçmişin gölgesinde atılan çığlık, geleceğin enkazında yankılanır. Bazı hayatlar, doğdukları coğrafyanın kaderini sırtlanır. Yaşarken duyurulamayan sesler ölürken birer çığlığa dönüşür. Coğrafyanın kader olduğu yerde kederden kaçmak mümkün olmaz, isimler değişir ama hikâyeler asla... Kendi hayatlarını yaşamak isteyip ona ulaşamayanların hikâyesi bu. Ceyda sessizliğe mahkûm edilmiş bir genç kızdır. Düşlerini fısıldamaktan bile korkarak büyümüş, kendi hayatına dokunamadan başkalarının doğrularına boyun eğmiştir. Sevdiğini seçememiş, seçtiğiyle mutlu olamamıştır. Ayrılmak özgürlüğe açılan tek kapıdır ve o bir kez daha vazgeçer kendinden. Ama hayat Ceyda’ya ikinci bir şansı tanımaz. O gece otel odasında yer titrediğinde, duvarlar çöküp de karanlığı yuttuğunda geriye sadece yarım bir hikâye kalır. Ceyda’nın hikâyesini okurken kahve fincanınızı elinize alacak, kokusuyla geçmişe gidecek, kendi travmalarınızdan izler bulacak, kavuşamayan âşıkları anacak ve depremde hayatlarını kaybedenleri onurlandıracaksınız. 184 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
İnsan ruhunun gücünü gözler önüne seriyor
MARİE Ndiaye’den ÜÇ GÜÇLÜ KADIN. Kitap, belirsizlik ve zorluklarla örülü bir dünyada her biri kendi hayat mücadelesini veren üç sıradışı kadının hikâyesini anlatıyor: Babasının çağrısı üzerine kendini yıllar sonra yeniden Senegal’de bulan ve ailesinin karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan Avukat Norah, Dakar’da öğretmen olarak mutlu bir hayat sürerken her şeyi bırakıp erkek arkadaşının peşinden Fransa’ya yerleşen Fanta, kocasının ailesi tarafından kapının önüne konan dul ve çocuksuz Khady. İlk romanı henüz 17 yaşındayken Éditions de Minuit tarafından yayımlanan bol ödüllü yazar, sıradan hayatlar süren kadınların kendilerindeki gücü keşfetmelerini konu edinen Goncourt ödüllü romanı, incelikli çözümlemeleri ve ustaca kurgusuyla insan ruhunun gücünü gözler önüne seriyor. 304 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
Büyüyen işsizlik sorununa bulunabilecek çözümler
JOACHİM Zelter’den İŞSİZLER OKULU. Yakın bir gelecekte Almanya. Bir grup yolcu kendilerini bekleyen otobüse binerek işsizlere yönelik bir tür yatılı okul olan Sphericon’a doğru yola çıkar. Otobüs, Federal İstihdam Dairesi’nin logosunu taşımakta, logonun altındaki Almanya Hamlede! sloganı dikkat çekmektedir. Kampa varıldığında gruplara ayrılır ve koğuşlara dağılırlar. Alacakları eğitimin hedefi özgeçmiş yazımından, iş ilanı taramasına kadar iş başvurusu konusunda uzmanlaşmaları olsa da başlarına geleceklerden habersiz kursiyerleri, yenilikçi fakat bir o kadar da şaşırtıcı eğitim yöntemleri beklemektedir. Yalanın Erdemi ile okurların beğenisini kazanan yazar, bu kez giderek büyüyen işsizlik sorununa bulunabilecek ürpertici çözümleri konu edinen olası bir “cesur yeni çalışma dünyası” hayal ediyor. “Huxley ve Orwell’de fütürist görünen unsurlar Zelter’de yerini bunaltıcı bir realizme bırakıyor.” -Badische Zeitung.160 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
Kuruma hayat verenlerin, kendini sinemaya adamış insanların belgesi
JAK Şalom’dan BİR SİNEMATEKTEN ÖTEKİNE- Sinemayı Sevmek. Onat Kutlar, Hüseyin Baş ve Şakir Eczacıbaşı’nın girişimleriyle 1965’te kurulan, Türkiye’de sinema “kültürünün” yer etmesinde önemli rol oynayan Türk Sinematek Derneği’nin, ilk üyesi yazar. Fransa Sinemateki’nin kurucusu, “Hazinelerin koruyucu ejderi” Henri Langlois ile beraber Fransız Sinemateki’nde ve Dünya Sinema Müzesi’nin kuruluşunda görev almış sinema uzmanı. Film eleştirileri yazmış, gerçekleşen yeni hareketlerin, kurulan oluşumların içinde bulunmuş, hatta bir kısa film bile çekmiş sinemacı. 50 yıl sonra, yarım kalan hikâyenin devamını getirmek üzere kolları sıvamış ve daha kurumsal bir yapıyı inşa etmiş sinematekçi. İlk değerlendirmelerini 12 yaşındayken kenara not almaya başlayan, 1950’lerden bugüne “Büyük beyazperde”ye tüm yönleriyle kendini adamış sinemasever yazar.
Yazarın kaleminden ve dilinden, bir insanın, dönemin, kurumun, o kuruma hayat verenlerin, kendini sinemaya adamış insanların belgesi. 448 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
İnsanlar kendilerini gereksiz yüklerden nasıl kurtaracak
YUSUF İnandı’dan YOLCULUĞUM İNSAN. Her insan dünyaya geldikten sonra kendine özgü bir yaşam alanı seçmeye çalışır. Her insan, farklı bir coğrafyada ve farklı bir kültürde yaşar; çevresinden etkilenir. Bu kitapta, doyurulması gereken ihtiyaçların zamanında doyurulmasının gerekliliği ve insanların kendilerini gereksiz yüklerden nasıl kurtarabilecekleri, insan ilişkileri bağlamında ele alınarak tartışıldı. Bireylerin, dünyaya gelişlerinden itibaren, yaşamın anlamını sorgulamalarının hayatlarında nasıl bir etki yarattığı, bu etkinin insan için neden önemli olduğu ve yaşamı anlamlandırma çabasının neden gerekli olduğu konuları ortaya konmaya çalışıldı. Kitapta, hangi karakterde ve yapıda olursa olsun, yaşamını evrensel ortak değerler etrafında, onurlu ve erdemli bir şekilde nasıl yaşayabileceğini sorgulayan insanoğlunun aradığı yol haritasını bulacaksınız. 288 SAYFA.
(A7 KİTAP)