25 HAZİRAN TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
EDEBİYAT VE BİLİM: Yazara göre edebiyat ile bilim farklı kültürleri temsil eder. İşte Edebiyat ve Bilim, hem Edebiyat ve beşeri bilimler ile Bilim ve teknoloji ilişkisini, hem de bu iki kültür arasındaki çatışmanın tarihini incelemektedir.
BEYOĞLU SEVGİLİM: Hikâyesi 90’lı yıllarda Türkiye’nin siyasal atmosferi ve Beyoğlu’nun bohem sanat ortamı içinde geçen roman, geçmişle bugünün, hatıralarla arayışların, sevinçle hüznün birbirine karıştığı bir İstanbul masalı
ARZU SARAYI- KAHİRE ÜÇLEMESİ 2: Ödüllü yazarın keskin gözlemleri, okuru hikâyenin içene çekiveren anlatımıyla, Kahireli bir ailenin izinden çalkantılı zamanlarda Mısır’ın toplumsal ve siyasal hayatının canlı bir portresi...
FIRTINADAKİ ÇOCUK: SUZAN ORTO: Suzan olduğuna inandığı mı, yoksa köylülerin sandığı kişi mi? Kim olduğunu aradığı bu yolculukta bulduğu cevaplar onu mutlu edecek mi?
SANATÇININ ZAFERİ: Yazarın “yaratıcı sanatçı” adını verdiği birçok ressam, yazar, tiyatrocu, sinemacı bu dönemde baskılara boyun eğmemek için mücadele eder.
GEZEGENİ NASIL DÜZELTİRİZ ?: Bu kitap tamamen eylemle ilgili; neler yapılması gerektiğini anlatan zengin bir bilimsel literatürden ve diğer güvenilir kaynaklardan alınan tavsiyelerin damıtılmasıyla oluştu
İşte o kitaplar;
Yazara göre edebiyat ile bilim farklı kültürleri temsil eder
ALDOUS Huxley’den EDEBİYAT VE BİLİM. Yaşadığı dönemlerdeki özgürlükçülüğün sonsuz evrensel hümanizmlerini takip eden yazar, özgürlükler anlayışı ve yaşamı ile modern sonrası edebiyatı ve sanatları derinden etkilemiştir. Yazara göre edebiyat ile bilim farklı kültürleri temsil eder. İşte Edebiyat ve Bilim, hem Edebiyat ve beşeri bilimler ile Bilim ve teknoloji ilişkisini, hem de bu iki kültür arasındaki çatışmanın tarihini incelemektedir. Bu deneme, aynı zamanda hümanistik değerlerle bilimsel süreçlerin uygun sentezlerle nasıl birlikte geliştirilebileceğine ilişkin öneriler sunuyor. “Edebiyatın ve bilimin işlevi nedir, psikoloji nedir, yazınsal dilin doğası nedir? Edebiyatın işlevi, psikolojisi ve dili, bilimin dili, işlevi ve psikolojisinden nasıl ayrılır? Edebiyatla bilim arasındaki bağıntı geçmişte nasıldı? Şimdi nasıldır? Bu bağıntı gelecekte nasıl olabilir? Sanatsal yönden konuşulursa, edebiyat insanının gelecek yüzyılların bilimine katkısı nasıl olmalıdır? Bu kitapta yanıtlamaya çalışacağım sorular işte bunlar olacaktır.” 102 SAYFA.
(EPOS YAYINLARI)
Hem bir kuşak çatışması hem de hüzünlü dostluk anlatısı…
HASAN Öztoprak’tan BEYOĞLU SEVGİLİM. Bir zamanların Beyoğlu’na yazılmış şiirsel bir ağıt... Biri geçmişte yaşayan diğeri geleceğinin peşinde koşan iki adam… Biri yıllar önce kaybettiği aşkı her daim yanında taşımış eski bir sinema oyuncusu; diğeriyse kalbinin ritmini henüz tanımaya başlayan genç bir şair. Beyoğlu’nda yolları kesişen Entel Ahmet ile Zeynel, zamanın, hayatın ve aşklarının izini sürerken sizi de tanıklığa davet ediyor… Hikâyesi 90’lı yıllarda Türkiye’nin siyasal atmosferi ve Beyoğlu’nun bohem sanat ortamı içinde geçen roman, geçmişle bugünün, hatıralarla arayışların, sevinçle hüznün birbirine karıştığı bir İstanbul masalı. Hem bir kuşak çatışması hem de hüzünlü dostluk anlatısı… “Hey! Kılavuz almadan açılma sakın Beyoğlu’na yabancı! Beyoğlu’nun koynuna girmek her babayiğidin harcı değil! Çünkü hem bey olacaksın hem de oğul.” Küçük İskender. 256 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)
Kitap Mısır’ın toplumsal ve siyasal hayatının canlı bir portresi
NECİB Mahfuz’dan ARZU SARAYI- KAHİRE ÜÇLEMESİ 2. Kitapta yine Seyit Ahmet Abdülcevat ve ailesinin Kahire’deki hayatlarına şahit oluruz. Bu kez 1924-1927 arası dönemin konu edildiği romanda, karakterlerin hayatlarındaki değişimle birlikte Mısır’ın siyasal sorunlarının değişimini de izleriz. İlk kitapta çocuk olan Kemal büyümüş, aşkı ve idealizmi keşfetmiş, inançlarını sorgulamaya başlamıştır, aşk acısının da etkisiyle hayaller, idealler, gerçekler dünyasında uçtan uca savrulur; Yasin fütursuz gönül eğlenceleri peşindedir. Ayşe ve Hatice çoluk çocuğa karışmıştır. Seyit Ahmet Abdülcevat sefahat hayatına devam etse de yavaş yavaş kendi döneminin geçmekte olduğunun farkındadır. Hâlâ İngiliz nüfuzu altındaki Mısır’da ulusal hareketin mücadelesi devam etmektedir. Kemal’in arkadaşları üzerinden Mısır toplumu içindeki sınıfsal ve kültürel farklar sorgulanır. Nobel Ödüllü yazarın keskin gözlemleri, okuru hikâyenin içene çekiveren anlatımıyla, Kahireli bir ailenin izinden çalkantılı zamanlarda Mısır’ın toplumsal ve siyasal hayatının canlı bir portresi... “1920’ler Mısır’ının tüm büyüsü, gizemi ve acıları insan ölçeğinde aktarılıyor.” The New York Times Book Review. 544 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
Suzan hem köyü kurtarmak hem de kendini kabul ettirmek zorunda
SİBEL Kırcadere Uslu’dan FIRTINADAKİ ÇOCUK: SUZAN ORTO. Ait olduğu yeri bulduğuna inanan Suzan, köylülerin de yardımıyla Ortoköy’deki hayatını ilmek ilmek işler. Fakat hiç ummadık bir anda köyde bir fırtına başlar. Günlerce dinmeyen ve köyü yerle bir eden bu fırtınanın tek bir sebebi olabilir: köydeki tek yabancı, Suzan. Bütün cesaretini toplar ve bu kez yeni bir bilinmeyene, daima korkulana, Yasaklı Orman’a doğru yola çıkar. Suzan olduğuna inandığı mı, yoksa köylülerin sandığı kişi mi? Kim olduğunu aradığı bu yolculukta bulduğu cevaplar onu mutlu edecek mi? Suzan’ın soluk kesen macerası devam ediyor? 176 SAYFA.
(MONA KİTAP)
Kendisini ortadan kaldırmak isteyenlere karşı zaferi
TZVETAN Todorov’dan SANATÇININ ZAFERİ. Yazar kitabında Ekim Devrimi’yle doğan rejimin veçhelerinden birini, farklı sanat alanlarından yaratıcı kişiler ile ülkeyi yöneten politikacılar arasındaki ideolojik ilişkileri aydınlatmak arzusundadır. Yazarın “yaratıcı sanatçı” adını verdiği birçok ressam, yazar, tiyatrocu, sinemacı bu dönemde baskılara boyun eğmemek için mücadele eder. Çoğu, psikolojik işkenceye, hapse, seyahat yasağına, sürgüne maruz kalır. Bir kısmı mücadele edemeden infaz edilir. Yazar, kitabın ilk kısmında sanatçıların bu mücadelesini anlatırken, ikinci kısmı Rus fütürizminin ve süprematizminin öncülerinden ressam Kazimir Maleviç’e adar. Nihayetinde sanatçının zaferi, kendisini ortadan kaldırmak isteyenlere karşı sanatın zaferidir. 296 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
İnsanlığın karşı karşıya olduğu büyüyen yok oluş tehlikesi
JULİAN Cribb’ten GEZEGENİ NASIL DÜZELTİRİZ? 21. Yüzyılda Sağ Kalmak İçin Tavsiyeler. “Başta gençler olmak üzere pek çok insan iklim değişikliği, küresel zehirlenme, pandemiler, nükleer savaş gibi muazzam küresel sorunları çözme görevinin devasalığı karşısında umutsuzluğa kapıldığını söylüyor. Umutsuzluğun panzehri eylemdir. Bu kitap tamamen eylemle ilgili; neler yapılması gerektiğini anlatan zengin bir bilimsel literatürden ve diğer güvenilir kaynaklardan alınan tavsiyelerin damıtılmasıyla oluştu.” İnsanlığın karşı karşıya olduğu büyüyen yok oluş tehlikesini konu edinen Gezegeni Nasıl Düzeltiriz? yaşam tarzımızın felakete yol açan sonuçlarından kaçınmak için hem küresel hem de kişisel düzeyde yapabileceklerimize, yapmak zorunda olduklarımıza odaklanıyor. 192 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)