10246,36%0,20
40,26% 0,13
46,82% 0,31
4318,68% 0,51
6902,17% 0,00
16 TEMMUZ TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
ÖZDEŞLEŞME VE KİMLİK: Kavramlar, bireyin gelişim sürecinde nasıl şekillendiğini ve toplumsal dinamiklerle nasıl kesiştiğini anlamamızı sağlar.
BİO TERAPİ: Yalnızca roman okumaya değil, aynı zamanda yoğun bir terapi almaya da hazır mısınız?
DAĞLAR VE RÜZGAR: 1930’ların ilk yarısında yazdığı bu şiirler Sabahattin Ali’nin duygu dünyasına ışık tutuyor
SAĞLIĞIN 7 KADİM SIRRI: Bu kitap, sadece bir sağlık rehberi değil; aynı zamanda yaşam kalitenizi artıracak bir yol haritası!
MUTFAK ALETLERİ KİTABI: Özel bir alana bütüncül ve çok yönlü bir bakışla yaklaştığı için, gastronomi ve mutfak sanatlarına ilgi duyan herkese hitap eden bir arşiv çalışması niteliğinde.
GELİBOLU: Yazar, resmi kayıtlar, belgeler ve hatıralardan faydalanarak iki tarafın savaş hazırlıklarını, siyasi ve askeri sonuçlarını aktarıyor.
İşte o kitaplar;
Patolojik özdeşleşimler, kimlik krizi, sahte kendilik, yabancılaşma gibi olgular
ŞEYDA Postacı tarafından hazırlanan Psikanaliz Defterleri 14 Çocuk ve Ergen Çalışmaları ÖZDEŞLEŞME VE KİMLİK. Psikanalitik kuram, özdeşleşme ve kimlik kavramlarına özel bir önem verir. Freud’dan Lacan’a, Klein’dan Erikson’a uzanan geniş bir perspektifte ele alınan bu kavramlar, bireyin gelişim sürecinde nasıl şekillendiğini ve toplumsal dinamiklerle nasıl kesiştiğini anlamamızı sağlar. Ancak bu süreç her zaman yolunda gitmez; patolojik özdeşleşimler, kimlik krizi, sahte kendilik, yabancılaşma gibi olgular psikanalitik klinikte sıkça ele alınan konular arasındadır. Bu sayıda, özdeşleşme ve kimlik kavramlarına bakış açısının psikanaliz tarihi boyunca nasıl geliştiğine ve bu kavramların olgular bağlamında klinik açıdan nasıl ele alındığına yer verildi. 200 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)
İki insanın yeniden doğuş hikâyesi
AYHAN Görgülü’den BİO TERAPİ. Roman, otuz yıllık bir evliliğin aldatma, aşk, ihanet ve boşanma gibi zorlu süreçlerle sınanmasının ardından tükenişin eşiğine gelen iki insanın yeniden doğuş hikâyesini anlatmaktadır.
Kahramanların, farklı yollarla bu süreçle başa çıkma mücadelesini ele alan roman, insanın kendini tanıma ve kendi olmayı kabullenme yolculuğunu sarsıcı bir şekilde işlemektedir. Yalnızca roman okumaya değil, aynı zamanda yoğun bir terapi almaya da hazır mısınız? 192 SAYFA.
(A7 KİTAP)
Sabahattin Ali’nin duygu dünyası ışık tutuyor
SABAHATTİN Ali’den DAĞLAR VE RÜZGAR.
Başın öne eğilmesin,
Aldırma gönül, aldırma;
Ağladığın duyulmasın,
Aldırma gönül, aldırma...
Yazarın şiirleri, Türk edebiyatının en bilinen ve sevilen yapıtları arasında yer alıyor. 1930’ların ilk yarısında yazdığı bu şiirler Sabahattin Ali’nin duygu dünyasına ışık tutuyor. 48 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)
Sağlıklı yaşamın temel taşları anlatılıyor
VEDAT Göral’dan SAĞLIĞIN 7 KADİM SIRRI. Daha sağlıklı, daha enerjik ve daha dengeli bir yaşam mümkün! Günümüzde sağlıklı yaşam üzerine sayısız bilgi dolaşıyor. Peki, gerçekten işe yarayan, bilimsel olarak kanıtlanmış, çağlar boyunca insanların sağlıklarını korumalarını sağlayan kadim sırlar nelerdir? İşte bu kitap, modern tıp ile geleneksel bilgeliği harmanlayan bir rehber niteliğinde!
Yazarın kaleme aldığı kitap, beslenmeden sindirime, bağışıklık sisteminden enerji yönetimine kadar sağlıklı yaşamın temel taşlarını anlatıyor. Karında gaz ve şişkinlik nasıl çözülür? Yaşamın her 10 yılında mutlaka yenmesi gereken gıdalar nelerdir? Aquafaba nedir? Arı poleninin faydaları nelerdir? Ozon tedavisi gerçekten yararlı mı? Takviye ve vitaminler gerçekten işe yarıyor mu? Lifli gıdaların faydaları nelerdir? Bu kitap, sadece bir sağlık rehberi değil; aynı zamanda yaşam kalitenizi artıracak bir yol haritası! 248 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
Gastronomi ve mutfak sanatlarına ilgi duyan herkes için
N. DEFNE Karaosmanoğlu, Leyla Bektaş Ata ve Bahar Emgin’den MUTFAK ALETLERİ KİTABI- Teknoloji Toplum Tasarım. Evlerimize “yardımcılarımız” olarak giren ve “mucizeler yaratan” mutfak aletlerinin aslında neleri temsil ettiğini, kahve makinesinin bir cinsiyeti olabileceğini, mutfağımızdaki robotların gelecekte neler yapabileceğini hiç düşündünüz mü? Reklamlarda, buzdolabının içinden çorba uzatan Ezogelin’e rastlamış mıydınız? Ya da ocağın ve fırının, tüm tanıtımlarda evdeki huzuru temsil ettiğini fark ettiniz mi hiç? Buzdolabı, bir zamanlar soğutma gücünden çok, “statü göstergesi” olmasıyla anılıyordu. Bulaşık makinesi, yalnızca iki tuşa basarak birikmiş bütün bulaşıklardan kurtulan mutlu kadınlar üzerinden pazarlanıyordu. Airfryer, bir yemek makinesi olarak, kadının üzerinden bir yükü daha alma iddiasıyla üretildi. Peki, mutfak aletlerinin gündelik hayattaki gerçek karşılıkları nelerdir? Bu titiz çalışma, evin en hareketli köşesine mercek tutuyor; gazete ve dergilerden reklamlara, filmlerden sosyal medya paylaşımlarına kadar pek çok kaynağı analiz ederek, ilginç örnekler üzerinden hem mutfak aletleri temsilleri üzerine düşünüyor hem ev içi emeği görünür kılıyor. Aynı zamanda, bizzat mutfağın sahipleriyle gerçekleştirilen görüşmeler aracılığıyla kadınlık-erkeklik rollerini de tartışmaya açıyor, gündelik olanın içindeki ideolojiye, eşitsizliğe ve yaratıcılığa dikkat çekiyor. Bir alet kataloğu ya da yalnızca mutfağın tarihine odaklanan bir kitap değil Mutfak Aletleri Kitabı. Özel bir alana bütüncül ve çok yönlü bir bakışla yaklaştığı için, gastronomi ve mutfak sanatlarına ilgi duyan herkese hitap eden bir arşiv çalışması niteliğinde. 344 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
Çanakkale deniz ve kara muharebelerinin, siyasi ve askeri sonuçları
ALAN Moorehead’dan GELİBOLU. “Mustafa Kemal saldırının başından beri Anzak cephesinde, en şiddetli çarpışmaların ortasındadır. Komutası altındaki 19. Tümen, Yeni Zelanda ilerleyişinin ilk darbesini karşılamış, 7 Ağustos’ta Avustralya hafif süvarilerini yok etmiş, o andan bu yana da gece gündüz savaşa devam etmiştir. Kemal’in gözünde Türklerin durumu ‘son derecede hassastır’. Bu görüşlerini 8 Ağustos’ta Liman’ın kurmay başkanına telefonda iletir. Ona göre Conkbayırı’ndaki karışıklığı düzeltmek üzere hemen bir şeyler yapılmazsa, tüm vadiden çekilmek zorunda kalacaklardır. Bu nedenle bütün cephenin tek bir komuta altında toplanması gerekir. ‘Eldeki bütün birliklerin komutam altına girmesinden başka çare yoktur’ der.” İtilaf Devletleri’nin Çanakkale harekâtının amacı Boğazlar’ı geçip başkent İstanbul'u ele geçirmek, böylece Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakarak Almanya’yla savaşan Rus ordusuna destek sağlamaktı. Yazar, resmi kayıtlar, belgeler, özel mektuplar, günlükler ve hatıralardan faydalanarak iki tarafın savaş hazırlıklarını, Çanakkale deniz ve kara muharebelerini, siyasi ve askeri sonuçlarını aktarıyor. 272 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)