11151,20%-1,99
41,53% 0,20
48,63% 0,36
5028,37% 0,57
8280,99% 0,98
28 EYLÜL TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan
6 kitabı sizler için yorumladım
ALMANYA’YA AÇILAN KAPILAR: Yazarlar, Almanya’ya göç etmeyi düşünenlere bu yolda ışık tutacak bir kılavuz kaleme aldılar.
TURGUT UYAR ŞİİRİNİN OLUŞUMU: Türkiye’mden Dünyanın En Güzel Arabistanı’na geçiş hızını, bu büyük sıçrayışın dinamiklerini şairin yaşamına, sanat çevresine bakarak çözümlüyor.
KİM KİMİ UNUTACAK: “Sen de biliyorsun, nice yokuşlar çıksak da o suların şırıltısı dinmiyor…”
KIRIK KALPTEKİ AYNA: Yazar, duygunun özüne dokunan samimi ve şefkatli anlatımıyla, kadın dayanışmasının, annelik mirasının ve sevgi arayışının izini sürüyor.
50 YILIN TOPLU ÖYKÜLERİ: “Yazıya, edebiyata âşık bir 50 yıl geçmiş. Umudum, sonuna dek yazarak, okuyarak, okur, düşünür, iyi insanlarla buluşarak, sevdiklerimi kucaklayarak geçecek, yani işe yaramış bir yaşam.”
HAYAL Mİ GÖRÜYORSUN SEN?: Varoluşumuz sorularla doludur ve bunların herkes için geçerli, hazır cevapları yoktur. Peki eğer düşünmeyi öğrenmezsek tüm bu sorularla tek başımıza nasıl başa çıkabiliriz?
İşte o kitaplar;
Kitabın amacı kişilerin doğru bilgiyle karar almalarına yardımcı olmak
CANAN Bayram ve Ali Varlı’dan ALMANYA’YA AÇILAN KAPILAR- Nitelikli İşgücü İçin Stratejik Rehber. Milletvekili ve Hukukçu yazar ve Gazeteci Ali Varlı, Almanya’da yaşam koşullarını bizzat deneyimlemiş ve meslekleri gereği çok yakından başka tecrübeleri de gözlemlemiş kişiler olarak Almanya’ya göç etmeyi düşünenlere bu yolda ışık tutacak bir kılavuz kaleme aldılar. Bu çalışmanın amacı nitelikli işgücü için Almanya’da son yıllarda hayata geçirilen yapılandırmaları ve göç etmenin yollarını en doğru ve en yalın şekliyle bu ülkeye gideceklere, gitmeyi düşünenlere veya aklından geçirenlere ulaştırmak. Kişilerin doğru bilgiyle karar almalarına yardımcı olmak... 104 SAYFA.
(KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
Toplumsal siyasal gelişmeler karşısında ne yaptı, kişiliğini neler belirledi
ENİS Akın’dan TURGUT UYAR ŞİİRİNİN OLUŞUMU. Yazar, modern şiirimizin tarihindeki akımların/ hareketlerin niteliğini ve Turgut Uyar odağında İkinci Yeni şiirinin ortaya çıkışıyla yaşanan dalgalanmaları inceliyor. İkinci Yeni şairleri arasında Uyar’ın rolünü belirlerken onun şiirindeki gelişim çizgisini vurguluyor. Türkiye’mden Dünyanın En Güzel Arabistanı’na geçiş hızını, bu büyük sıçrayışın dinamiklerini şairin yaşamına, sanat çevresine bakarak çözümlüyor. Turgut Uyar’ın hem İkinci Yeni içindeki hem önceki-sonraki kuşaklar bakımından yeri neresidir, günümüz şiirini hangi yönleriyle etkiledi, B. Karasu’ya yakınlığını yahut A. İlhan’a uzaklığını nasıl anlamalı, şiirde neleri denedi, acemiliklerin efendisi ya da ustalıkların acemisi olmak ne demekti, toplumsal siyasal gelişmeler karşısında ne yaptı, kişiliğini neler belirledi, aile hayatı nasıldı? Tüm bu sorulara yazılı/sözlü kaynaklarla yanıtlar arayan, bulduklarını tartışan bir kitapta. 248 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)
Büyük söz söyleme, insan küçüktür
CUMA Duymaz’dan KİM KİMİ UNUTACAK. Sen de biliyorsun, nice yokuşlar, çıksak da o suların şırıltısı dinmiyor, büyük söz söyleme, insan küçüktür, hep bir şeyler duruyor dilimizin altında, tenezzül etmiyoruz içimize sinmiyor. 64 SAYFA.
(A7 KİTAP)
“Sevgi sandığın şey, çocukken öğrenilmiş bir suskunluk olabilir mi?
SÜHENDAN Erdin’den KIRIK KALPTEKİ AYNA- Bir Ayrılığın İyileşme Hikâyesi. Tuğba, bir ayrılığın ortasında kendini bulduğunda, aslında hep orada duran bir boşluğa düşer. Kalbinin kıyısında yıllardır konuşmayan bir çocukla ilk kez o gün göz göze gelir. Acıdan kaçmak yerine onu izlemeyi seçer. Ve böylece, hayatında yeni bir döneme adım atmış olur. Kitap, yalnızca bir aşkın yası değil; aileden miras kalan sevgi kalıplarının, fark etmeden taşıdığımız inançların, “değersizlik” duygusunun karanlık aynasında içsel bir uyanıştır. Tuğba’nın yaşadığı her faz, terk edilen birinin yaşadığı evreleri bir bir gözler önüne sererken, okur da kendi yarasına bakmaya davet edilir. Yazar, duygunun özüne dokunan samimi ve şefkatli anlatımıyla, kadın dayanışmasının, annelik mirasının ve sevgi arayışının izini sürüyor. Ayrılık sandığın şey, belki de kendine dönüş yolculuğunun ta kendisidir. Peki sen, içindeki aynada ne görüyorsun? 288 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
“Bir hayattan zaten başka ne istenir ki…”
BUKET Uzuner’den 50 YILIN TOPLU ÖYKÜLERİ- Numaralı Koleksiyon Baskı. 50 yıl mı? Bir yanlışlık olmasın? O kadar uzun zaman geçmiş olabilir mi?
O halde, kolumun altında, elyazması bir öykü dosyasıyla Attilâ İlhan’ın o küçücük editör odasına girip, yazdıklarımın yayımlanması için çok zorlu ve uzun mücadeleye başladığımda neredeyse çocukmuşum! Ve demek ki, şimdi üniversitelilere artık “çocuk” diyecek bir yaşa gelmişim! Şaşırıyorum: O 50 yılın nasıl bu kadar çabuk, hızlı, zor, yorucu, sık sık düşüp yaralanarak, sonra kalkıp yeniden koşmaya başlayarak, kırılarak, dışlanarak, uğraşarak, sansürün her türünden çekinerek, başına “bir şey” gelmesinden endişelenerek, kadın yazar olmanın toplumun her kesiminde kadına yönelik ayrıca fazladan tehlike ve tehditlerini bilerek, devamlı tetikte olarak ve bunlara rağmen o 50 yılın nasıl böyle heyecanlı, canlı, hareketli, neşeli, sevinçli, enerjik, yepyeni fikirlerle dolu geçtiğine şaşırıyorum. Seviniyorum, her şeye rağmen “Yazmasam ölürüm!” diyen Sait Faik’in yazı soyundan gelip, “Aslolan yaşamaktır,” diyerek “kız neşesi”ni en zor gününde bile yitirmemiş Sevgi Soysal’ın neşe gücünden beslenen yazmaya adanmış, yazıya, edebiyata âşık bir 50 yıl geçmiş. Umudum, sonuna dek yazarak, okuyarak, okur, düşünür, iyi insanlarla buluşarak, sevdiklerimi kucaklayarak geçecek, yani “işe yaramış bir yaşam.” Bir hayattan zaten başka ne istenir ki…- Buket Uzuner. 864 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
Hayal gücümüz olmasaydı nasıl kendimizi eğlendirebilirdik
AURELİEN Robert’ten HAYAL Mİ GÖRÜYORSUN SEN? GENÇ YETİŞKİNLERLE DÜŞÜNMEK. Hayal ederiz durmadan, gerçeklikten kaçıp düşüncelerimize sığınırız, yeni projeler tasarlarız, kurgu eserlere dalarız. Ama hepimiz mutlaka bize şöyle dendiğini duymuşuzdur: “Hayal mi görüyorsun sen?” Hayal gücü uzun zaman yanılsama yaratan bir yeti olarak görüldü ama yine de yapıp etmelerimize yön vermeyi hep sürdürdü. Hayal gücümüz olmasaydı nasıl kendimizi eğlendirebilirdik, arzularımızı nasıl kafada canlandırarak gerçekleştirebilir, duygularımızı ve hislerimizi içimizde sınayabilirdik? Yaşamsal seçimlerimize yön verebilir, belli durumları başımıza gelmeden öngörebilir miydik? Varoluşumuz sorularla doludur ve bunların herkes için geçerli, hazır cevapları yoktur. Peki eğer düşünmeyi öğrenmezsek tüm bu sorularla tek başımıza nasıl başa çıkabiliriz? Genç Yetişkinlerle Düşünmek Dizisi, 18 ve üzeri yaş grubuna yaşamları üzerine düşünme becerisi kazandırmayı, onları felsefi sorularla ve kavramlarla donatmayı amaçlıyor. 48 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)