4 HAZİRAN TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
PASTACILIK 101: Bu kitabı okurken eğleneceğinizi de umuyoruz. Çünkü aralara ilginizi çekecek hikâyeler de eklenmiş.
M.C. ANDAY ROMANLARINDA FELSEFİ VE DÜŞÜNSEL GİZEM: Anday romanlarının kompakt yapısında bir gizem olarak işaretlenen felsefi ve düşünsel temaların izini süren yazar, bu temaları felsefenin bilgisiyle birlikte yorumsal alana taşır.
BİR ADA HİKÂYESİ: Bireysel olan ile evrenselin, trajedi ile groteskin iç içe geçtiği kitap, tarihsel anlatının güvenilirliği, iktidarın hafızaya müdahalesi ve insan doğasının değişmezliğini işliyor.
SOYANG-Rİ’NİN KİTAP MUTFAĞI: “Soyang-ri’nin Kitap Mutfağı’nda bir ay boyunca yaşamak istedim.” -heu. “Bu yıl bana en çok teselli veren, adeta hediye gibi gelen bir kitap.”-aru.
CANİSTAN: Okuyunca göreceksiniz; üç bölümden oluşan bu kısa roman da hiç de yarım kalmış değil. Son derece güçlü bir dil ve sağlam gözlemlerle dolu, tam bir “usta” eseri…
YÖNETİMDE FARKLI PERSPEKTİFLER: Kitap; Google ve VISA gibi gelecekteki yönetim modellerine uyabilecek çeşitli firmaların uygulamalarını inceliyor.
İşte o kitaplar;
Pastacılığın kimya ve matematikle kopmaz bağlarının altı çiziliyor
BAHAR Yılmaz’dan PASTACILIK 101. Mutfakların vazgeçilmez lezzeti pastacılık hakkında her şey.
Türkçe olarak hazırlanmış en kapsamlı başvuru kaynağı olması amaçlanan bu kitabı okurken eğleneceğinizi de umuyoruz. Çünkü aralara ilginizi çekecek hikâyeler de eklendi. Bu kitap, ‘O kek’i sadece sevginin kabartmadığını anlatırken pratiği güçlü olan pastacılara konunun teorisinden de söz ediyor. Genç pasta şefi adaylarına ilham verirken pastacılıkla hobi amaçlı uğraşanlara neden-sonuç ilişkisini gösteriyor. Ve tabii en önemlisi pastacılığın kimya ve matematikle kopmaz bağlarının altını çiziyor. 648 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)
Karşılaştırmalar yoluyla Anday’ın düşüncelerini genişletmek
AHMET İlhan’dan M.C. ANDAY ROMANLARINDA FELSEFİ VE DÜŞÜNSEL GİZEM. Melih Cevdet Anday’ın Aylaklar, Gizli Emir, İsa’nın Güncesi ve Raziye adlı son dört romanı, birçok eleştirmenin ve okurun, anlamlarına nüfuz edilemiyor, anlaşılamıyor diye işaretledikleri romanlar olur. Bu anlaşılamamazlığın sebeplerinin izini sürmek amacıyla yola çıkan yazarın, bu dört roman üzerinden sürdürdüğü bu çalışmada romanların olay yapısının ardında gizlendiği varsayılan alt metinlerdeki düşünsel ve felsefi izleklere odaklanılmıştır. Yorum ve analiz çalışmasında yazarın olay metinlerinde saklı fikirlerine analitik bir değer katmak, yazarın temel amaçlarından biri olmuştur. Anday’ın romanlarına içkin düşüncelerini, düşünsel/felsefi kavram ve içeriklerle karşılaştırmak, onlara analitik değer katmak ve bu yolla romanların anlamını açığa çıkarmak, bu çalışmanın ana hedeflerinden biri olmuştur. Bu karşılaştırmalar yoluyla Anday’ın düşüncelerini genişletmek, farklı bağlamlarda üzerinde düşünmek mümkün olmuştur. Aylaklar’ la başlayıp Gizli Emir, İsa’nın Güncesi ve Raziye romanıyla tamamlanmış olan bu çalışmada romanların olay, karakter, yapı ve dil analizinin yanında, felsefi ve düşün içerikleri olan; hiçlik, bunalım, anlamsızlık, absürt, varoluşçu özgürlük, apokaliptizm, kötülük, post-modernizm, post-truth, şiddet, iktidar olma pratikleri, tahakküm kurma biçimleri, panoptikon, omniptikon, Homo sacer hukuku gibi temalara odaklanılmıştır. 340 SAYFA.
(AYRIKOTU YAYINLARI)
Kayıp bir uygarlığın efsanelerle yoğrulmuş hikâyesi
YEVGENİ Vodolazkin’den BİR ADA HİKÂYESİ. Orta Çağ edebiyatı uzmanı, çağdaş Rus edebiyatının güçlü kalemi yazar Avrupa ve Rus tarihine, ilerleme mitine ve savaşın beyhudeliğine dair hiciv dolu meselle geri dönüyor. Tarih ve kurgu arasındaki sınırları ustalıkla bulanıklaştırarak mitoloji, kronikler ve teolojik metinlerden beslenerek, zaman ve bellek kavramlarını sorgulayan özgün bir anlatı sunuyor. Kitap, insanlık tarihinin döngüsel yapısını bir mikrokozmos içinde anlatıyor. Orta çağdan modern zamanlara uzanan ve iktidar mücadeleleri, iç savaşlar, ihanetler, salgınlar, kuraklıklar, yenilikler ve devrimlerle şekillenen bir ada kroniği keşişlerin tanıklığında geleceğe kalıyor. Bir ada, bir tarih, bir kehanet… Keşişler ve zamana meydan okuyan iki hükümdar. Kayıp bir uygarlığın efsanelerle yoğrulmuş hikâyesi. “Laurus üzerinde çalışırken şifacı, delişmen, hacı ve keşiştim. Şimdi, on yıl sonra, vakanüvis olmaya cesaret ettim – ve geçmişi kayda geçirmenin sorumluluğunun ne denli ağır olduğunu hissettim. Tarih, deneyimin bir diğer adıdır. Sonunda hayattan geriye yalnızca hikâye kalır. Bir Ada Hikâyesi, yalnızca bir kara parçasına adanmış gibi görünse de bir su damlasının içinde çok daha fazlasını yansıtıyor.” –Yevgeni Vodolazkin. 352 SAYFA.
(ALFA YAYINCILIK)
Kitap okuyup zihinlerini dinlendirdiği iyileştirici bir mekân
KİM Jee Hye’den SOYANG-Rİ’NİN KİTAP MUTFAĞI. Temiz hava, huzurlu bir istirahat ve leziz kitap önerileri için kısa bir mola verin. Seullü Yujin şans eseri, konaklama ve kitap kafeyi birleştiren kitabını açar. Kendi acıları ve zorluklarıyla boğuşan insanlar, kitapta zaman geçirerek dertlerinden arınır ve hayatlarında yeni bir sayfa açarlar. Dört mevsim boyunca, kendi hikâyelerini taşıyan konuklar buraya gelir; kitap sayfalarına kapılıp vakit geçirir, huzur bulur ve yanlarında güzel anılarla ayrılırlar. Burası, zaman zaman yorgun düştüğünüzde kalbinizin huzur bulduğu bir liman... Aynı zamanda sevdiklerinizden sakladığınız duyguları ortaya çıkardığınız, teselli bulup cesaret kazandığınız bir sığınak. Dahası “Kitap Mutfağı”, adına yaraşır şekilde gelenlerin damak tatlarına uygun yemek önerileri alır gibi kitap tavsiyeleri aldığı, leziz yemekler yiyerek şifa bulurcasına kitap okuyup zihinlerini dinlendirdiği iyileştirici bir mekân. 216 SAYFA.
(ATHİCA YAYINLARI)
Üç bölümden oluşan kısa bir roman
YUSUF Atılgan’dan CANİSTAN. Ocağın üstündeki rafta yanan zeytinyağı kandilinin soluk ışığında ayak ucunda duran adamın yüzü yabancı gibi değildi ama kim olduğunu çıkaramadı. Başında yerleşik bir ağrı vardı. “Çeteler. Sonunda basıldık işte. Aptal gibi fırladım dışarı; tüfeği alıp beklemeliydim. ‘Bağa çıkmayalım bu yaz; her gün gider geliriz geceleri köyde kalalım’ deyip durduydu Fatma. Dinlemedim…” Kitap, yazarın ölümünden çok sonra, ilk kez 2000 yılında yayımlandı. Romanın coğrafyası yine Manisa; ama bu kez dönem farklı. Anadolu’nun işgal edildiği, direniş çetelerinin kurulduğu yıllar, anasını bırakıp köylere, çiftliklere çalışmaya giden çalışkan, iş bilir köylü çocuğu Selim… 96 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)
Gelecekteki yönetim modellerine uyabilecek çeşitli firmaların uygulamaları
SONER Doğan’dan YÖNETİMDE FARKLI PERSPEKTİFLER. "Yönetim, insanlığın varoluşundan beri süregelen ve milletlerin, ülkelerin, kurumların başarısının altın anahtarı olması sebebiyle büyük önem arz eden bir kavram. Kitap; Google ve VISA gibi gelecekteki yönetim modellerine uyabilecek çeşitli firmaların uygulamalarını inceliyor ve gelecekteki yönetim anlayışıyla çalışan tipine yönelik bilgiler veriyor. Kitabın sayfalarını çevirdikçe hem yönetim kavramına paralel başlıklar olan kurumsal yönetim, vizyon, sistem yaklaşımı gibi konular hakkında yazarın değerlendirmeleriyle bilgilerinizi tazeleyecek ve dağarcığınıza yenilerini ekleyeceksiniz hem de yapay zekâ, dijital dönüşüm, metaverse, blok zincir, ekonomi gibi farklı disiplin ve yeni teknolojilerin yönetimle harmanlanmasıyla zihninizde yeni pencereler açabileceksiniz. Perspektifiniz geniş olsun." 136 SAYFA.
(CERES YAYINLARI)