10358,50%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Ankara, 24 Haziran 2025 - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, DEM Partili bir milletvekilinin 18 Haziran 2025 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda Türk milletini ve tarihini hedef alan sözlerine sert tepki gösterdi. Dervişoğlu, Talat Paşa’yı “katil”, Türkiye’yi “soykırımcı” olarak itham eden konuşmayı “düşmanca bir saldırı” olarak nitelendirerek, bu sözlerin TBMM tutanaklarından çıkarılmasını ve konuşmayı yapan milletvekilinin cezalandırılmasını talep ettiklerini açıkladı.
“Türk Milletinin Onur ve Şerefi Her Şeyin Üzerindedir”
Dervişoğlu, Türk milletinin tarihi ve coğrafi varlığına yönelik saldırılara karşı durmanın bir “vazife” olduğunu vurguladı. “Ne mutlu Türk’üm diyene” ilkesine bağlılığını ifade eden Dervişoğlu, “Türk milletinin milli karakterine kir, pislik veya çamur atmakla görevli resmi ya da gayrı resmi memurlara karşı bir ömür söz, eylem ve kimlik müdafaasına adadım. Bin ömrüm olsa yine hepsini adarım!” dedi.
İktidara Eleştiri: “Üç Günlük Siyasetle 3000 Yıllık Devleti Kirletemezsiniz”
Konuşmasında iktidarı da hedef alan Dervişoğlu, “cumhur koalisyonu”nun Türk milletine ve devletine yönelik ithamlar karşısında sessiz kalmasını “umursamazlık, ilkesizlik ve teslimiyetçilik” olarak tanımladı. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti yazılı makamların masalarında oturanlara sesleniyorum: Üç günlük siyasetinizle, 3000 yıllık devletin kirletilmesine seyirci kalamazsınız!” diyerek iktidarı aklını başına almaya çağırdı.
Adalet ve Hürriyet Vurgusu
Dervişoğlu, Türkiye’de “hukuk devleti”nin iki temel eksiği olduğunu belirtti: “Birincisi hukuk, ikincisi devlet.” Adaletin “saray sultasından” kurtulamadığını, hürriyetin ise zincire vurulduğunu ifade etti. Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın gölgesinde yer alan Abide-i Hürriyet anıtına atıfta bulunarak, “O anıtta ölülerimiz değil, mücadelemiz yatmaktadır. Talat, Enver, Mithat Paşalar ve ‘kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ diyerek ömrünü feda edenler yatmaktadır” dedi.
Hukuksuzluk ve Çevresel Talan İddiaları
Konuşmasında, AK Parti iktidarının “semirttiği” holdinglerin menfaatlerine yönelik yeni bir torba kanun teklifini eleştiren Dervişoğlu, bu teklifin doğal ve kültürel mirası talan etmeyi kolaylaştıracağını savundu. “Ormanların ücretsiz devri, maden izinleri ve acele kamulaştırma yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilmesi Anayasa’ya aykırıdır” diyerek iktidarı Anayasa’yı çiğnemekle suçladı. Ayrıca, çevresel etki değerlendirmelerinin işlevsizleştirildiğini ve kamu yararının göz ardı edildiğini belirtti.
Gazeteci Fatih Altaylı’nın Tutuklanması
Dervişoğlu, gazeteci Fatih Altaylı’nın hukuksuz şekilde tutuklanmasını da eleştirdi. Altaylı’nın gözaltına alınıp tutuklanmasının, Türkiye’de hukuk ve devlet eksikliğinin bir diğer örneği olduğunu savundu. “Basın ve ifade hürriyeti sınırları içinde olan bir örnekten tehdit çıkarıp, bir gazeteciyi tutuklamak, hukuksuzluğun göstergesidir” dedi.
Bölgesel Çatışmalar ve Dış Politika
İsrail’in Gazze ve İran’a yönelik saldırılarına da değinen Dervişoğlu, Netanyahu hükümetini “katliamcı ve insanlık düşmanı” olarak nitelendirdi. ABD’nin bu saldırılardaki rolünü eleştirerek, Türkiye’nin İncirlik Üssü ve Kürecik’teki NATO radarının İran’a karşı olası kullanımlarının Türk milletinin bilgisi dahilinde olması gerektiğini vurguladı. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine bağlı kalınması gerektiğini ifade ederek, Türkiye’nin komşularının aleyhine faaliyetlerden uzak durması gerektiğini söyledi.
Türk Milletine Çağrı
Dervişoğlu, konuşmasını Türk milletine seslenerek tamamladı: “Tarlanıza, meralarınıza, ağaçlarınıza çökecekler. Müsterih olun, yabancıya gitmiyor diyecekler ama rant çeteleri karşınıza çıkacak. Türk milleti, bu yağma düzenine dur diyecek! Sandık ufuktadır, bu kara bulutlar dağıtılacaktır.” İYİ Parti’nin Türk milletinin destansı tarihine sahip çıkmaya devam edeceğini belirterek, “Hep ileri, daha ileri, en ileri yürüyeceğiz! Başaracağız!” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
“Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”
Dervişoğlu, konuşmasını Ziya Gökalp’in dizeleriyle bitirdi: “Değil mi cephemizin sinesinde iman bir; sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!”