14250,93%0,15
42,81% 0,03
50,24% 0,19
6073,51% 1,71
9644,38% 0,00
Mustafa SARIİPEK
Muğla’nın Dalaman ilçesinde yer alan ve doğal yapısıyla bölgenin en önemli kıyı alanlarından biri olarak gösterilen Kille Koyu’nda planlanan yat bağlama (marina) projesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine girdi. İYİ Parti Muğla Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Metin Ergun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.
Ergun, önergesinde Kille Koyu’nun çam ormanlarıyla çevrili yapısı, uzun kumsalı ve berrak deniziyle halkın ücretsiz olarak yararlandığı ender alanlardan biri olduğunu hatırlattı. Koyun, Fethiye–Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde yer aldığını ve 3. derece doğal sit alanı statüsüne sahip olduğunu vurgulayan Ergun, bu özelliklerin projeye yönelik kaygıları artırdığını belirtti.

EKO SİSTEMİ BÜYÜK ZARAR GÖRÜR
Soru önergesinde, Kıyı Yönetim ve Çevre Koruma A.Ş. tarafından yaklaşık 46 bin metrekarelik alanda, 186 yat kapasiteli marina için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin başlatıldığı bilgisine yer verildi. Ergun, söz konusu projenin hayata geçirilmesi halinde Kille Koyu’nun ekosisteminin geri dönüşü olmayan biçimde zarar göreceği ve halkın kıyı kullanım hakkının fiilen kısıtlanacağı yönündeki endişelere dikkat çekti.
Bölge halkı ve çevre örgütlerinin yoğun tepkisini hatırlatan Ergun, projenin kamu yararı taşıyıp taşımadığının ciddi biçimde tartışmalı hale geldiğini ifade etti. Bu kapsamda Bakan Murat Kurum’a, özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit statüsüne sahip bir alanda ÇED sürecinin hangi gerekçelerle başlatıldığı, ekolojik hassasiyetler dikkate alınarak projeden vazgeçilip vazgeçilmeyeceği ve Kille Koyu’nun doğal yapısıyla halkın kıyıya erişim hakkının nasıl korunacağına ilişkin sorular yöneltti.
TÜM MUĞLA’NIN ORTAK DEĞERİ
Önergede ayrıca Kille Koyu’nun sadece Dalaman’ın değil, tüm Muğla’nın ortak doğal değeri olduğu vurgulandı. Koyun korunmasının çevresel olduğu kadar toplumsal bir sorumluluk olduğuna işaret edilerek, kamu otoritelerinin bu hassasiyetle hareket etmesi gerektiği ifade edildi.