9390,51%1,20
38,74% 0,39
43,40% 0,27
4146,90% 1,06
6711,63% -0,27
Mustafa SARIİPEK/
Düzce'nin Gölyaka ilçesinde saat 04.08'de 6,0 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrasında son48saat.com'konuşan Deprem Bilimcisi Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Burada daha büyüğü olmayacağı gibi bu bölgedeki depremler İstanbul’un deprem güvenlik sigortasıdır” dedi. Ercan İstanbul’da 2045’e kadar büyük deprem beklemediğini bir kez daha açıkladı.
Düzce'nin Gölyaka ilçesinde saat 04.08'de 6,0 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrasında son48saat.com'a konuşan Deprem Bilimcisi Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan insanların yüreğine adeta su serpti. Ercan bundan sonraki beklentisini, “Sakarya Çukuru İstanbul’un deprem güvenlik sigortasıdır. Bu deprem İstanbul depremini öne çekmez. Düzce’de 1,5 ay boyunca 5,2 büyüklüğü geçmeyecek artçı depremler olacaktır. Ama gelecekte olabilecek en yüksek büyüklük 6,5’tur. İmar barışı yapıları güvensiz ve en önce yıkılacaklardır” başlıklarıyla açıkladı.
20 YIL ÖNCE BU DEPREMİ BEKLEDİĞİNİ YAZDI
2002 yılında çıkardığı “Marmara’da deprem” başlıklı kitabında bu depmeni 20 yıl önce yazdığını belirten Ercan, “Kitapta İstanbul depremi olmadan Sakarya Çukuru’nda 2025’e kadar deprem beklediğimi yazmıştım, bu deprem o beklediğim deprem. Dolayısıyla bu deprem beni şaşırtmadığı gibi tam tersine beni uzun erimli kestirimi doğrulayan bir deprem oldu. Bu depremin büyüklüğü 5,9 değil bir defa 6. Yıkım gücü de 4. Dolayısıyla 6,4 veya 6,7 olsaydı yıkım gücü de yaklaşık 7 olabilirdi. Çünkü 1999 öncesi Düzce’deki yapılar çok yorgun. Dolayısıyla 6 büyüklüğündeki depreme direnebildiler. Daha büyüğü olsaydı direnemeyebilirlerdi. 1999’da önerdiğimiz Düzce’nin dağlara doğru taşınması olayı kısmen yapılmıştı. Ama Düzce içindeki yapılar da onarılarak yerleşime yine açıldı. Bu yanlış bir olay. Düzce’de bu ne ilk ne de son deprem olacak. Önümüzdeki 30-35 yıl içinde bu bölge yeniden orta büyüklükte deprem görecektir. Bu sürekli olasılık içinde ve 6,5 büyüklüğüne de ulaşabilir” dedi.
KUZEY ANADOLU KIRIĞI BURAYI 3,5 MİLYON YILDIR SÜREKLİ KIRIYOR
Kuzey Anadolu Kırığı’nın bu bölgeyi 3,5 milyon yıldır sürekli olarak kırdığını da sözlerine ekleyen Prof. Ercan şöyle konuştu: “Bunlar durmayıp Adapazarı, Kocaeli ve hem de Marmara’da bu depremler sürekli olacak. Ama en sık depremlerin olduğu Sakarya Çukuru. Yanı doğuda Kaynaşlı’dan batıda Gölcük’e kadar olan kesim. Burası İstanbul’un deprem güvenlik sigortası gibi çalışıyor. İstanbul, yani Kuzey Marmara’da olacak depremlerin gerginliğini aktaran yer burası. Ama burasının çok gevrek ve direnme gücünün çok düşük olması nedeniyle gerginliği aktarmadan kendi depremi olarak boşaltıyor. Burada 6 büyüklüğünde depremin olması İstanbul depremini öne almadığı gibi geciktirir.”
BUNUN ARDINDAN DAHA BÜYÜK BİR DEPREM OLUR MU?
Bu soruya Övgün Ahmet Ercan, “Bunu bir jeofizik bilimsel olarak açıklamak mümkün değil. Ancak sanırım artık Türkiye’nin en yaşlı deprem bilimcisi oldum ve bu 60 yıllık deneyimlerime göre ben daha büyük deprem beklemiyorum. 1,5 aya kadar sürecek olan 5,2’ye kadar çıkabilecek artçılar olacaktır. Bunlar yıkımcıl olmayacak. Özellikle Düzce’de oturanlar, 2007 sonrasındaki yapılan yapılarda oturabilirler. Bunun kararını valilik ve AFAD verir. Biz sadece yorum yapan bilimcileriz” diye konuştu.
BU DEPREM İSTANBUL DEPREMİNİ ÖNE ÇEKMEZ
Bu depremin ardından özellikle İstanbul’da yaşayanların merak ettiği ‘bu deprem İstanbul depremini öne çekebilir mi’ sorusuna ise Ercan, “Hayır çekmez, çekemez. İstanbul bir deprem yaratmaz. İstanbul için söylediğim tarihi 2045’i değiştirmiyorum. Bundan önce bir deprem olursa şaşarım. İstanbul için korkulacak bir durum yok. Çünkü Marmara’nın deprem yapması için 6 milyar cigatonluk bir gerginliğin birikmesi gerekiyor ki bu gerginlik yok. Ayrıca bu depremi de öyle çok fazla abartmamak gerekiyor” dedi.
İMAR BARIŞI YAPILARI ÇOK GÜVENSİZ
Deprem Bilimci Ercan burada önemli konulardan bir tanesinin seçimlerin yaklaşması nedeniyle düşünülen imar barışı olduğuna dikkat çekerek, “Önceden yapılanda da, yapılacak olan imar barışında da denetimsiz kaçak yapıların devlete para verilerek yasallaşması anlamını taşıyor. İmar barışından yararlanan bütün yapılan güvensizdir. Özellikle kaçak kat çıkarılan her yer depremde yıkılmaya en büyük adaydır. Deprem hem doğa ve hem de ekonomik bir sorundur. Dolayısıyla yaşantı kültürü geleneksel olan ve yeterince geliri olmayan ülkelerde depremin adı her zaman ölüm olmuştur. Türkiye’nin gelir düzeyi 2000 yılında yaklaşık 12 bin dolarken şimdi 6 bin 500 dolara yani neredeyse yarı yarıya düşmüştür. Yüzde 100 yoksullaşma olmuştur. Yoksullaşan bir ülkede halkın deprem önlemini almasını beklemek alaycılık olur” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK: “CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR” DEMİŞ
Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir’ sözlerini hatırlatan Prof. Dr. Ercan, “Dolayısıyla bu kimsesiz ve yoksulların ayakta ve canlı kalabilmesi için devletin TOKİ aracılığıyla, seçim aracı olarak değil, deprem olabilecek bölgelerde ihtiyacı olan vatandaşlara ücretsiz evler yapması gerekir. Türkiye’nin ekonomisi düzelmedikçe bu ‘Allah korusun, Allah korudu, vatanımız ve devletimizi büyüktür, yaralarımızı saracaktır, deprem ilahidir’ lafları hep süre gidecektir. Bunun tek çaresi bu laflar değil ekonominin düzelmesidir” diye konuştu.
ÇOK SAYIDA DEPREMİ ÖNCEDEN BİLDİ
Daha önce son48saat.com a yaptığı açıklamalarda çok sayıda depremi önceden bilen Övgün Ercan son olarak Datça ve Ula arasında beklediği söylemiş ve o deprem de geçtiğimiz günlerde yaşanmıştı. Ercan son olarak, “Daha öncesinde depremde öncelik Kuzey Anadolu kırığındaydı fakat Ege Bölgesi Türkiye’de deprem çekincesinde öncelik aldı. Güney Ege bölgesinin her yerinde her zaman deprem olabilir. Özellikle şurası demek uygun olmaz” dedi.