10985,95%0,65
42,44% 0,01
49,25% 0,12
5672,30% -0,17
9236,61% -0,07
Mustafa SARIİPEK
Türkiye’de son yıllarda yaşanan orman yangınları, özellikle kızılçam ormanlarını tartışmaların odağına taşıdı. Yangını kolaylaştırdığı yönündeki eleştiriler sürerken, bilim insanları bu yaklaşımın eksik ve yanlış olduğunu söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Ekonomisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cantürk Gümüş, kızılçamın Akdeniz ekosisteminin vazgeçilmez türlerinden biri olduğunu söyleyerek önemli bir uyarıda bulundu:
“Kızılçam ormanlarının yok edilmesi, doğal dengeyi ve su kaynaklarını doğrudan tehdit eder.”
Kızılçamın en dikkat çeken özelliği ise yangına verdiği biyolojik tepki. 500–800 dereceye ulaşan sıcaklıklarda bile içindeki tohumu koruyabilen kozalaklar, yüksek ısıyla açılarak tohum saçıyor. Bu doğal mekanizma, yangın sonrası alanların kendi kendine yenilenmesini sağlıyor. Akdeniz ikliminin etkili olduğu ve yangınların sık görüldüğü bölgelerde, kızılçam bu yönüyle ekosistemin sürekliliğini sağlayan bir sigorta görevi görüyor.

EKONOMİK VE TOPLUMSAL ÖNEMİ
Prof.Dr. Cantürk Gümüş, kızılçamın Türkiye ormanları içindeki rolünü şöyle aktardı: “Kızılçamlar, ülkemizdeki ormanların yaklaşık dörtte birini oluşturuyor ve 5,2 milyon hektarlık alana yayılmış durumda. Bu alanlarda 360milyon metreküplük ağaç serveti bulunuyor ve her yıl yaklaşık 12 milyon m³ artıyor. Kızılçam, 40–60 yıl içinde kesim çağına ulaşırken, ladin, sedir ve diğer çam türlerinin bu olgunluğa gelmesi 100–120 yılı buluyor. Bu nedenle kızılçam, Türkiye’nin odun ihtiyacını karşılamada stratejik bir öneme sahip.”
Gümüş,“Kızılçam ormanlarının farklı kullanımlara açılması, uzun vadede ülkemizin odun arzında sıkıntılar yaratabilir. Bu durumda insanlar diğer orman alanlarına yöneleceği için, bu bölgeleri korumak da zorlaşır. Bu nedenle kızılçamların sağlıklı şekilde korunması, Türkiye ormanlarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor” diye ekledi.

TARIM VE YERALTI SUYU AÇISINDAN ÖNEMİ
Ayrıca, “Kuraklığa dayanıklı kızılçamlar, zorlu koşullarda hayatta kalarak toprağı korur, erozyonu önler ve milyonlarca canlıya yaşam alanı sağlar. Ormanlardaki kökler, doğal delikler ve toprağı kaplayan ‘ölü örtü’ sayesinde yeraltı suyunun beslenmesini sağlar, böylece tarım için hayati önemdeki su kaynakları güvence altına alınır” dedi.

EKOSİSTEM VE OKSİJEN ÜRETİMİ
“Ormanlar, deniz ekosistemine de dolaylı katkı sunar” diyen Gümüş şunları söyledi: “Toprak ve ormandan süzülen besinler planktonları besler. Planktonlar ise deniz canlılarının temel besin kaynağıdır ve küresel oksijen üretiminin yarısından fazlasını sağlar. Böylece kızılçam ormanları hem tarım hem de yaşam için kritik bir sigorta işlevi görür. Kızılçamlar, yeraltı suyuna katkılarıyla tarım ve gıda güvenliğinin, planktonları besleyerek oksijen üretiminin ve dolayısıyla insan yaşamının sigortasıdır. Bu ormanlardan her bir dalın korunması, geleceğimizin güvence altına alınması demektir.”