Edirne Karaağaç’taki Lozan Anıtı önünde konuşan siyasi lider, sert ifadelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve hükümetin "Terörsüz Türkiye Projesi" olarak tanıttığı süreci hedef aldı. Anıtın sembolik anlamına dikkat çeken konuşmacı, “Bu üç sütun; Anadolu, Trakya ve Karaağaç’tır. Bu sütunlarda Türk milletinin kanı, teri ve gözyaşı vardır” sözleriyle başladı.
“Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir” diyen lider, Türkiye’yi Türksüzleştirme, Cumhuriyet’i yıkma ve milli kimliği ortadan kaldırma yönünde bir girişim olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“Bu milletin sabır taşı çatlamıştır. Türk milletine baş olmanın kuralları ve bedelleri vardır. Türk milleti, kendisine ihanet eden başları asla affetmemiştir.”
Söz konusu konuşmada, hükümetin yeni dönem politikalarının "Türksüz bir Türkiye" hedeflediği öne sürüldü. AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin “aynı sürecin paydaşı” olduğu iddia edilirken, sürecin aslında “Büyük Ortadoğu Projesi’nin yeni kılıflarla yürütülmesi” olduğu savunuldu.
“Cumhuriyet’i sona erdirmek isteyen bu sürece karşı tarafımız net: Ya istiklal ya ölüm!” denilen konuşmada, Lozan'ın tarihsel bağlamı vurgulanarak, “Bu anıtın önünde, Türk milletinin geleceğini savunuyoruz” denildi.
Lozan Antlaşması’nın Türkiye’nin uluslararası meşruiyetinin simgesi olduğunu söyleyen konuşmacı, şunları kaydetti:
“Türk tarihi, hiç kimsenin babasının tarlası değildir. Türk devleti şahıs şirketi değildir. Türk kimliği, yapboz tahtası değildir. Bu milletin kimliği pazarda satılmadı, vatanı cetvelle çizilmedi.”
Açıklamanın son bölümünde şu ifadeler öne çıktı:
“Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz. Cumhuriyeti yıktırtmayacağız. Türk milletini böldürtmeyeceğiz. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe. Ne mutlu Türk’üm diyene!”
