Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğ çöktü ve dağıldı! 70 yıl boyunca tek kimlik olan "sovyet" doktirini hızla silindi. SSCB bünyesinden yeni devletler doğdu.
Kimi tam özgürlük kazandı, kimi özerklik. Tam bağımsızlığını ilan eden devletlerden beşi ile doğrudan kan bağımız vardı. Ve yeni siyasi, politik disipline ilk gözlerini açtıklarında ağabey olarak Türkiye'yi gördüler. Örnek ülke. Mustafa Kemal Atatürk'ün tam bağımsızlığına 70 yıl önce kavuşturduğu kardeş ülke! Bu bizim için bulunmaz bir siyasi, politik, jeopolitik, kültürel bir fırsattı. Biz ne yaptık?
-Önce onlara Türki Cumhuriyetler adını verdik. Türki? Yani? Gibiler anlamında bir aşağılama, hor görme. Hani DNA çalışması yapılsa kim Türki kim Türk daha net anlaşılacak ama neyse! -
Daha sonra ülkede ne kadar it kopuk, dolandırıcı, kaçakçı, beyaz kadın tüccarı varsa "iş adamı" adı altında bu kardeş ülkelere gönderdik. Elbette onlarda "ilk imaj" olarak sadece nefret kazandılar. - Yetmedi adamların başına Fetullah Gülen Terör Örgütünü musallat ettik. O da yetmedi Türkiye'de ne kadar radikal İslamcı örgüt varsa hepsine her bir ülkede şubeler açtık.
Bize karşı güvensizlik bize karşı hayal kırıklığı katlanarak arttı. - Bu kardeş ülkelerin vatandaşlarına sayın halkımızın bir kısmı ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptı. Ayrıntıya girmeyeceğim ama çok utanılacak işlerin altına imza attık. Bu ülkelerin liderleri bizi defalarca uyardı. Yapmayın. Etmeyin. Dediler. Biz akıllanmadık. En son bir aksakal atadık.
Kendi dilinde Türkçe okumayı yazmayı doğru dürüst bilmeyen bir aksakal. Ona bile kibarlılarından eyvallah dediler. Saygıda hiç kusur etmediler. Devlet liderlerimizi layıkı ile karşıladılar. Bu bizi utandıracağına daha da şımarttı. Kendimizi tüm o coğrafyaların lideri zannetmeye devam ettik. Kasabanın kurnaz esnafı gibi sömürmeye çalıştık. İçimizde en ufak bir sevgi, en ufak bir sempati olmadığını, işimizin sadece şovdan ibaret olduğunu, aslında bizim biz olmadığını binlerce kez test ettiler.
Ve şimdi bakıyoruz. Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan Kıbrıs Rum Kesiminde elçilik açıyor. Çok kızıyoruz. Vay efendim Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımadılar da orada elçilik açıyorlar falan. Kardeşim sen daha 20 yıl önce "yes be annem" diye o cumhuriyeti Rumlara peşkeş çekmeye çalışan değil misin? Bırak elçiliği falan.
Bizzat şehit kanlarını satma pazarlığına sen girmedin mi? Önünde 1990 yılında üç milyon kilometrekarede yaşayan en az 100 milyon kardeşin vardı.
Gözünün içine bakıyorlardı. İster jeopolitik, ister enerji, ister yetişmiş iş gücü açısından hepimizi dünyanın en büyük dört gücü içine sokabilecek böyle bir fırsatı yok ettin. Ortadoğu politikaları bir imparatorluğumuzu batırdı. Bir ülkemizi de bitirmek üzere. Ülke çok tehlikeli bir yapı içinde. Ve her geçen gün kan kaybediyoruz. İç politikada bir araya bir türlü gelemeyen vatanseverler ve milliyetçiler bütün vebal bizim üzerimizedir ve tarih bu süreci asla unutmayacak.
