BİLGEHAN BİLGE

Tarih: 23.11.2021 09:30

İKLİM KRİZİ-I

Facebook Twitter Linked-in

Anlayabildiğim kadarı ile önümüzdeki yılların temel konusu “iklim krizi” olacak.

Üç aşağı, beş yukarı çocukların da anlayacağı dilde bu krizin çerçevesi özetle şöyle çiziliyor:

Dünya atmosferi ve elbette dolayısı ile dünya ısınacak.

Buzullar eriyecek ve deniz seviyesi yükselecek,

İç denizler ve göller kuruyacak.

Subtropik enlem daha kuzeye kayacak. Yani Ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyalar çölleşecek.

Dünya nüfusunun besin ambarı olan bu kuşağın ağır kuraklığa maruz kalması sonucunda kıtlık çıkacak.

Yüz milyonlarca insan ya açlıktan ölecek veya iklimin karın doyurmak için müsait olduğu bölgelere göç edecek.

Bu öngörüler doğru mu?

Doğru.

Zaten ispata, kanıta gerek yok.

Son on yıl içerisinde iklime dair yaşadıklarımız ortada.

Biz ülke olarak tüm vurdumduymazlığımızı sergilemekten utanmasak da bu katastrofik geleceğe hızla hazırlanan ülkeler var.

Mesela daha elli yıl önce geri kalmışlığı ile dalga geçtiğimiz Çin dünya buğday stoğunun %50’sini depolarına koymuş bile. Bununla da kalmamış Dünya pirinç stoğunun %70, yulaf ve mısır stoğunun %60’ını depolayıvermiş.

Şimdi de Çin ülkesinde her tür “hayvancılığı” inanılmaz boyutlarda fonlarla teşvik ediyor.

Tarım ve hayvancılığı teşvik ederken inşaat sektörü ve demir-çelik sektörü gibi yenilip içilmeyen imalat üreticilerine de veriyor sopayı.

Özetle harıl harıl iki yıldır betondan, demirden, çelikten alıp, toprağa, tohuma, hayvana yatırım yapıyor.

Sadece Çin değil. Bildiğimiz diğerleri de.

Geliyor gelecek olan.

Netice belli olsa da bu gidişatın sebebi konusunda ortaya çıkan tartışma benim kafamı bulandırıyor.

Nerede ise bütün bilim insanları iklim krizinin tek sorumlusu olarak insanoğlunu hedef gösteriyor.

Gerçekten olan bitenin hepsinden biz mi sorumluyuz?

İddia öyle.

Sanayi devrimi ile beraber insanoğlu atmosfere, suya ve toprağa nerede ise iki yüzyıl boyunca “karbon” pompalamıştı. Sadece karbon mu? “Sülfür ve envayi çeşit kimyasal”

Ama bizim asıl yok edici silahımız “karbon” olarak bilinir. Nedense diğerleri biraz hasıraltı vaziyettedir.

Evet. Dünyayı felakete sürükleyen insanoğlunun gezegendeki “karbon izidir.”

Gerçekten öyle mi? Sakın katil uşak çıkmasın filmin sonunda?

Devam edeceğim. Uzun olacak.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —