Bodrum gerçekten farklı kılıyor insanı.Şartlar ne olursa olsun güzel yaşamdan kopmuyor,hayatın tadını çıkarmaktan vazgeçmiyor,denizin ve oksijen yüklü havanın tüm nimetlerinden yararlanıyor kişi.Gerçekten ayrıcalıklı ve avantajlı bir yaşamı olmasa idi Bodrum’un,böylesine büyük bir göçün tanığı olurmuyduk?
Tüm imkansızlıklara,altyapı
noksanına,enerji ve su yetmezliğine,trafik rezaletine rağmen,hayatını Bodrum’da
sürdürmek isteyenlerin sayısı hızla artıyor.Büyük şehirlerden hızlı ve telaşlı
bir yerleşim akını yaşanıyor. Önlenemez ve karşı konulamaz bir akın bu.Nüfus
giderek şişiyor,imkanlar büyümenin çok gerisinde kalıyor,Korona da iyice
sıkıştırıyor ama,Halikarnas’a göç yarışı hızını kesecek gibi değil.
Yönetim elinden geleni yapmaya
çalışıyor.Ankara’nın gönderdiği çok kısıtlı bütçe ile kentin ihtiyaçları
giderilsin diye uğraşıyorlar.Bunun dışında bir de yatırımlar pörtföyü var
ki,hastane ve anayollarla altyapı yatırımları buradan sürdürülüyor.Ülkemizde
plansız programsız bir hizmet kargaşası var.Bundan Bodrum’da nasibini alıyor.
Yatırımın bir kısmını Ankara,bir kısmını Muğla,geri kalanını da Bodrum
Belediyesi yapıyor.Öyle olunca işler ağır gidiyor, öncelikli hizmetler
sıralamasına pek uyulamıyor,her konuda yargıya koşmak da,işleri sürüncemede
bırakıyor. Örneğin Bodrum’un çok büyük bir hapishaneye ihtiyacı mı
vardı?Mumcular’da hem de tarım alanının tam ortasına yaptık.
Korona ile çok akıllı,bilinçli ve planlı mücadele edildi Bodrum’da.Aşılamalar aksamadan,gelen aşı miktarına uygun süratte yapıldı.Devlet hastanesi,sağlık ocakları, özel hastaneler ve sağlık personeli çok iyi çalıştı doğrusu.Bu arada yeni devlet hastanesinin inşaatı ilerliyor,dış cephe tamamlandı sayılır, hatta camları takıldı bile.Böyle giderse 8-10 aya kalmaz biter.Kanalizasyon ve arıtma çalışmaları bazı bölgelerde sürüyor.Torba-Bitez ve Turgutreis’in bir bölümü delik deşik vaziyette.Yollar perişan,sezona yetişebilirse büyük başarı. Torba’nın kanalizasyonunu Turizm Bakanlığı yapıyor,bu yatırım şehir merkezine uğramadan Yalıçiftlik bölgesine doğru gidiyor. Bitez,Turgutreis-Gümüşlük altyapısı ise Muğla Büyükşehir Belediyesinin işi.Osman Gürün 9 yıldır kör topal hizmet görmeye çalışan Gümbet atıksu projesini de ele alarak, ihtiyaçlara uygun hale getirmeye ve kentteki diğer arıtmaları da isale hatlarıyla buraya bağlamaya çalışıyor ama,yargı kararlarını beklemekten iş yapamıyor.Bu proje biter ve atıksu arıtmaları gereği gibi çalışırsa,suyu denize vermek yerine,milyonlarca metreküp sulama suyu elde edeceğiz.
Aslında pratik zekayla,küçük önlemlerle kolayca halledilebilecek işleri,sistem gereği arapsaçına döndürüyor ve çözümlerini çok geciktiriyoruz.Uzlaşma yollarından çok yargı yollarına başvurma gibi bir alışkanlığımız var.Herşeyde,her konuda,her meselede mahkemeliğiz.Bir akıllı çıkıp da,hizmetin elini kolunu bağlayan tıkanıklığı açamıyor bir türlü.Tabii bu akılı Bodrum’da değil Ankara’da aramak mecburiyetinde kalkınca,çözüm giderek zorlaşıyor.Onun için yerel yönetimlerin yetkileri arttırılmalı diyoruz ya..Torba’daki yeni otogar biteli çok oldu.Ancak otobüsçüler oraya taşınmak istemiyor.İşletmesi iki defa ihaleye çıktı,talip olan yok.Milyonlarca lira para yatırmışız, modern bir terminal yapmışız ama çalıştıramıyoruz.Denizi geçip derelerde boğulmak buna denir işte.Ya hemen üstündeki yeni sanayi sitesine ne demeli?Ormanları biçip,çalı ve çamları kesip,oraya sanayiyi taşıyacaklar. Böyle bir akılsızlığa da dur diyemiyor kimse.
Kentin çöp işi iyi gidiyor.Ortalık temiz
ve bakımlı. Bodrum Belediyesi sezonluk peyzaja da başladı.Kentin göbekleri
çiçeklerle renkleniyor,bulvarların refüjleri temizleniyor,çalılar
budanıyor,çimler kesiliyor.Çöplerin depolandığı alanda,alınan önlemler sonucu
artık yangın da çıkmıyor.Bölgenin çöpleri Mumcular’daki akıllı proje
biterse,hepsi oraya taşınacak ve geri kazanım yoluyla enerji üretilecek.Yüksek
maliyetli bir iş gibi görünüyor ama,attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya
değecek.Bu arada(kesin korunacak hassas alanlar) diye Ankara’nın bir kararı
geldi.Buna göre Adaboğazı,çatal-çelebi-apostol ve ikiz adalar ile
Gölköy,Gündoğan,Türkbükü,Bitez,Ortakent- Dereköy,Geriş ve Karakaya’yı kapsayan
9 bölgede yapılaşma yasak.Bunu pek anlayan ve neye yoracağını bilen yok
şimdilik.Başlayan ve yarıya gelen yüzlerce yapı,otel,site filan ne
olacak?Bunlar hemen durdurulacak mı,bunun cevabını kimse veremiyor.
Aslında Bodrum Belediye Başkanının
kestirmeden bir teklifi var.Halikarnas yarımadasının tümünü korumaya alalım
diyor.Çok geç kalmış bir teklif ama,çok yerinde bir öneri.Aslında bunu şöyle de
düşünmekte fayda var. Bodrum’un ciddi bir master planını yapalım.Tüm altyapısı
tamamlanana kadar da,inşaatlara izin ve ruhsat vermeyelim.Bunu başarmak kolay
değil ama,akıl bu yolu emrediyor işte.Bodrum ve civarındaki kaçak yapı şikayeti
haklı olarak sürüyor.Ama yerel belediyenin de yapacağı pek birşey yok.Ankara bir
yandan (tavşana kaç-tazıya tut) ağırlıklı yapı emirleri gönderiyor.Yerel
belediye de her cepheden gelen büyük baskı ve tehditlere direnemiyor.Bu arada
yargıdaki yapılaşma davalarına da dikkatinizi çekerim.Belediye yıkıma gidiyor
ama,karşısına yürütmeyi durdurma kararları gibi engeller de çıkıyor.Ayrıca
hemşehrilik-bölgecilik gibi baskıları,gözkorkutmaları da yok sayamayız.
Kentin pratik çözüme odaklanma ve
tecrübelerden yararlanma gibi bir alışkanlığı yok.Hoş sadece Bodrum değil,tüm
Türkiye de aynı sıkıntıyı çekiyor.Bodrum’da çok iyi çalışan sivil toplum
örgütleri var.Örneğin Kent konseyinin bazı komisyonları,Mimar ve mühendis
Odaları, ODTÜ mezunları gibi örgütler haksızlık ve usulsüzlüklerle çok ciddi
şekilde mücadele etmekle kalmıyorlar,kenti rahatlatıcı çok güzel fikir ve
projeler öneriyorlar.Son zamanlardaki su,enerji ve kaçak yapılarla ilgili
çalışma ve gayretleri,her takdirin üzerinde bir değer taşıyor.
Bodrum’un trafiğini rahatlatma işine pek
kafa yoran yok.Tek plaka-çift plaka kısıtlaması düşünülemez mi?Artık
Bodrum’daki evlerde iki-üç araba var.Ayrıca yeni inşaatlardaki otopark
mecburiyeti kaldırıldı mı?Yeni sitelere bakıyorum,çoğunun otoparkı yok.Ayrıca
defalarca yazmama ve öneriler göstermeme rağmen,yetkililerde en küçük bir ilgi
görülmüyor.Şu tırları,beton mikserlerini,grayder ve ekskavatör-kepçe gibi iş
makinalarını bir disipline edin, işe gitme ruhsatına bağlayın,trafiğe çıkma
saat ve güzergahlarını tespit edin.Bizim bürokratların daha ciddi işleri var
herhalde.Böyle önemsiz işlerle pek ilgilenmiyorlar.Bodrum yazılarımıza yeri
geldikçe devam edeceğiz.
