M. DİLEK ÖZKAN


Korkunun gölgesinde Sandığa gitmek

Korkunun gölgesinde Sandığa gitmek


Uzun yıllardır insan dışı türlerin yaşam hakları adına bürokratik alanda mücadele vermiş,  hayvanları koruma kanunu yapim sürecinde yasama izleme koordinatörlüğü yapmış bir aktivist olarak bu yıllar boyunca bir çok partiden milletvekilleri, bürokratlar ve makamlar ile hayvan haklari konusunda gelişme sağlamak adına irtibatta oldum. 

Bir mücadelenin sivil biçimde yürütülmesinin, o mücadele için en doğru ve en faydalı yol olduğuna inandığım için her kesime hem yakın hem de uzak oldum. 
Çabalarıma anlayarak ve doğru destek veren herkese teşekkür ettim. Doğru politikalar üretenleri parti ayrımı yapmadan destekledim. Doğru söylemler dile getirenleri parti ayrımı yapmadan dinledim ve duyurdum.

Bir çok kez beni tanıyanlar tarafından ne tür bir siyasi görüşe sahip olduğuma dair kafalarının karıştığı yönünde sorular aldım. Çoğu kez de beni tanımayan, hakkımda bilgisiz ve önyargılı kesim tarafından hırpalanmaya çalışıldım, haksızca eleştirildim. 

Bu satırlara tüm bunları anlatarak başlamamın nedeni, daha sonraki satırların tarafsız ve objektif biçimde anlaşılması, içerdiğinden farklı bir anlam yüklenmemesi, kimsenin kendince anlam yükleyip çıkarım yapmaması içindir.

İçinde bulunduğumuz çok kritik ve adeta bir çıkmaza girmişlik hissi yaratan seçim sürecinde de bu tarafsız, eleştirel, muhalif ve bağımsız tutumumu korumaya çalıştım. 
Bu nedenle ön görülerimi, itirazlarımı, eleştirilerimi de cesurca dile getirdim. Kimin neye yoracağını umursamadan. 

Böylesi kısıtlı ve bana göre Cumhuriyet ve laiklik için  birbirinden zararlı iki seçenek arasında bir seçim yapmak zorunda olmak zaten ben ve benim gibi insanlar için yeterince boğucuyken bir de birilerinin sürekli bizim gibileri 'İKNA'  etmeye yönelik baskı uygulaması canımı sıkıyor. 

Mevcut hükumetin bir çok konudaki politikasını yanlış ve zararlı bulduğum kadar doğru ve faydalı bulduğum icraatları de var. Lakin benim için herşeyden daha değerli bağımsızlık, özgürlükler ve laiklik gibi değerler için bu hükumeti,politikalarını ve ittifaklarını uygun bulmuyorum. Karşıyım ve desteklemiyorum. 

Muhalefet ise bana göre çok daha fazla eleştiriyi hak ediyor. Çünkü kurucusu ve kuruluşu itibariyle Cumhuriyet,laiklik, bağımsızlık, medeniyet, özgürlük, adalet gibi değerlerin temsilcisi ve savunucusu olması gereken bir partiyi yok ettiler.

Muhalefet etmeyi bile sadece iktidara saldırmak olarak algılayan çok kifayetsiz zihniyetlerin ürünü kifayetsiz politikalar nedeniyle de bugüne dek hiç bir seçimde başarılı olamadılar. Kendi genel başkanlarını seçme konusunda bile…


Yakın gecmis tarihimize bir göz atın. Bir çok koalisyon gördü bu ülke. Ve hiç biri ülke adına başarılı, uzun soluklu ve faydalı olamadı. Tam aksine memleketi kaosa, ekonomik dar boğazlara, iç çatışmalara, dış borçlanmaya, dış ilişkilerde bozulmalara ve itibar kaybına sürüklediler.
Kaldı ki o dönemlerde şimdikinden daha çeşitli olarak, birbirine paralel ideolojiler tarafından da bu ittifaklar desteklendi. 

Oysa şimdi neredeyse taban tabana zıt hatta çatışan ideolojiler ittifak yapma komedisi sahneliyorlar. Bu müttefikleri yan yana görmek bile halkın büyük kesiminde şiddetli güvensizlik, ihanete uğramışlık, kandırılmışlık duygusu yaratıyor.
Bende tüm bunlara ek olarak tiksinme ve red etme…

Her iki seçeneğin de yaptıkları şey birbirinin aynısı. Her ikintaraf da şuan yoğun olarak halka bir diğeri hakkında korku pompalayarak algıyı kendi lehine yönlendirme çabasında. 

Oysa ben halktan biri olarak böylesi bir ortamda tüm bu korkulardan kurtulmak için her ikisini de red etmeyi seçerim. Konuştuğum bir çok insanın da düşüncesi bu yönde. 'İkisi de birbirinden zararlı ise neden bunlara oy verelim?'
Korku politikası ile algı yonlendirmeye çalışan her iki taraf da bu düşüncenin  gittikçe yoğun biçimde halkı etkisine almaya başladığının farkında değil gibiler. 
Halk her iki tarafın da ittifak adına içlerine kattıkları müttefikleri ya devletin bütünlüğüne ya halkın özgürlük, bağımsızlık ve haklarına tehdit olarak görüyorlar. 

Durum öyle vahim ki; ne iktidar ne muhalefet halkın yorgun, umutsuz ve öfkeli olduğunu görmüyor. Halkın huzur, güven, sükunete ihtiyacı olduğunu farketmeden ya da görmezden gelerek,  her biri digerinin büyük tehdit unsuru olduğunu ispatlamaya çalışırken halk böyle bir manzara karşısında ' ikisine de lanet olsun!' demeye başlıyor.

Nedir bu? En çok korkutan kazanır oyunu mu? 
Korku egemenliğine ve seçeneksizliğe teslim olmuş algılar ile sandığa gidecek bir halk ne kadar istekli olabilir? Hele de bu korkuların kaynağı ' birinden birine mecburen oy verirsem yarın bu ülkede yaşanacaklardan,kaybedileceklerden ben de sorumlu olurum' düşüncesi iken…

Normal olan, bir seçim sürecinde adayların kendi icraatlarından, başarı geçmişlerinden söz etmeleri, mevcut sıkıntılara nasıl doğru çözümler bulacaklarını ve bu yöndeki politikalarını anlatmaları, rakiplerini çirkinleşmeden elesştirmeleri, halkın ilgisini, sempatisini ve güvenini kazanacak propogandalar yapmalarıdır.

İşin özü şu ki; ne iktidar ne de Muhalefet partileri  halkın desteğini 'korkutmadan' alacak kadar başarılı değiller. Güvenilir değiller. Muteber değiller. 

Kişisel görüşüm hangisi kazanırsa kazansın ülkenin büyük sıkıntılara gireceğidir. Bu ülke halkı sunu cokniyi bilmelidir. Hangisinin bir diğeri hakkinda anlattıklarından daha çok korkuyor ve başınıza gelmesini istemiyorsanız tam da onu yaşayacaksınız.
Sanmayın ki gerici zihniyet destekli ittifak kazanırsa sadece kişisel hak ve özgürlükler, laiklik ve Cumhuriyet gider. Ya da tam aksi bölücü destekli ittifak kazanırsa sadece toprak gider. 
Bir ülkede, ne sebeple olursa olsun kaos ve çatışma başlaması tüm şer odaklarının işine gelir!

Kişisel kanım kim kazanırsa kazansın en fazla iki yıl içinde bir erken seçime gidilmek zorunda kalınacağı yönünde. İttifaklar çatırdayacak. Öncelikle; hepsi fikir bazında değil çıkar bazında yapılmış birleşmelerdir.Fikirler çatışırsa yeni bakış açıları ve daha iyi fikirler doğurur. Çıkarlar çatışırsa öfke, hırs ve savaş doğurur. 

Parlamentoda çoğunluk Cumhur ittifakinda olacağı için, hiçbir millet ittifakı üyesi partinin gücü, 20 yılın izini silmeye ve yerine yeni politikaları hayata geçirmeye yetmeyecek. Liderlik açısından çok yetersiz ve zayıf olan Kılıçdaroğlu halkı inandırmak, ikna etmek, cesaretlendirmek, yönetmek konusunda asla başarılı olamayacak. 
Aynı şey Cumhur ittifakı için de geçerli olacak. Tahminen ilk baskıyı anayasanın değiştirilmesi yönünde acele etmeleri konusunda, içlerine kattıkları Hizbullah terör örgütü zihniyetinden görecekler. Baskı derken sadece zaman açısından baskıyı kastediyorum. Yani iktidar partisi bugüne dek anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olmadığı için açıkça beyan etmediği ama çoğu kez bürokratları, vekilleri, icraatları aracılığıyla dışarı yansıttığı zihniyeti bu kez hizbullahçıların verdiği destekle açıkça dile getirebilir. Halk baskısı ve müttefik baskısı arasında kalan iktidar partisi neler yapabilir? Muhtemelen sultacı bir tutum ile halkı sindirecek politikalar uygulamaya başlar (tutuklamalar, yasaklar, ağır cezalar v.b.) 
Halkın tepkisi ve baskısı belirleyici güç olur. Yeterli direnç gösterilirse anayasayı değiştirme hedefleri halk tarafından engellenebilir. Bu engelleme muhtemelen Hizbullah'çı müttefiklerle gerilim yaşamalarına neden olabilir. Her halükarda her iki ittifak da er geç bozulacak.

 Umalım ve dileyelim ki; bizler korku içinde, mecburiyetten sandıklara giderek iki kötü seçenekten birini seçtiğimiz için ülkenin bütünlüğü, bağımsızlığı bu ittifaklardan evvel dağılmaz. 

Umarım bu karanlık dönemden ulusça aydınlığa çıkarız. Dilerim bağımsızlık, özgürlük ve mevcudiyetimizin yegane temeli olan Cumhuriyet ilelebet payidar kalır. 


 

 

 

 

 

 

 

Fethiye açıklarında 33 düzensiz göçmen yakalandı

Gönül verdiği İzmir'i yasa boğdu

Aydın'da üçüncü kattan düşen 84 yaşındaki yaşlı kadın öldü

Dalaman'da trafik güvenliği hakkında bilgilendirme yapıldı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Eskişehir'de partililerle bir araya geldi:

Aydın'da galeriden çalınan traktör incir bahçesinde bulundu

Efeler'de otomobille ticari taksinin çarpıştığı kazada 1 kişi yaralandı

Muğla'da inşaat temelinde tarihi mimari parçalar bulundu

Germencik'te öğrencilerin projeleri sergilendi

Muğla'da ata tohumlarıyla yetiştirilen 20 bin sebze fidesi dağıtıldı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16