Maske öldürür!.
Türkiye’de maske takmanın zorunlu hale geldiği tarihte.
Yani 15 ay önce bu “temel fikirde” bir makale kaleme aldım ve sizlerle paylaştım.
Ayrıca maske kullanmanın işe yaramazlığı ile ilgili,
salgının daha da hızlı yayılmasına sebep olması ile ilgili,
hastalığın maske kullanma sebebi ile daha ağır ve ölümcül bir klinik yaratacağı ile ilgili uyarı içeren paylaşımlarda bulundum.
Elbette yazdıklarım kişisel görüşlerim ve tahminlerim değildi.
Benim ulaştığım yüzlerce, ulaşıp okuyamadığım binlerce bilimsel makalenin bilim insanlarına sunduğu bilgiyi alıp, hepimizin anlayabileceği bir dil ile sizlerle paylaştım.
Bildiğim kadarı ile bu konuda ilk uyarıyı yapan hekimim.
Daha sonra bu konuda özellikle Avrupa ülkelerinde yüzlerce bilim insanı kendi kamuoylarını bilgilendirdi.
“Hodri Meydan” başlıklı bir yazım var.
Bir yıl önce.
Eğer ben yanılıyorsam,
eğer ben tıbbi bir hata yapıyorsam bu ülkenin savcıları var.
Halk sağlığını yalan ve yanlış bilgiler ile tehlikeye atmak suçundan beni yargılasınlar.
Adalet yerini bulsun.
Yalan ve yanlışım varsa, “taksirli suçu” bile kabul etmiyorum.
Yalan ve yanlışım varsa, doğrudan “taammüden suç” ile yargılanayım.
Ancak benim yargı sürecim halka açık olsun.
Mümkünse.
Bakalım o zaman ak koyun, kara koyun ortaya çıkar.
Ve elbette ben o davadan alnım ak, yüzüm pak çıkacağım.
Ve yine ancak. Bu milleti mahveden, öldüren, hastalandıran bu maskelerin melaneti ortaya çıkınca!..
Yüzbinlerce insanı hastalık sahibi yaptıkları ortaya çıkınca,
Binlerce insanımızın ölümüne veya hastalığı çok ağır geçirmelerine sebep oldukları ortaya çıkınca,
Bu tazminatı kim ödeyecek?
Maske imalatçıları mı?
Maske propagandası yapan gazeteciler mi?
Maskeci medya mı?
Maskeci bilim insanları mı?
Maske imalatçılarını denetlemeyen kurumlar mı?
Maskeyi zorunlu kılan hükümet mi?
..
Hükümet işlenen bu müşterek suçun en masum ortağıdır. (Denetim hariç.)
Hükümet de bizim gibi.
Birileri veriyor dolmayı onlar da yakıyor Roma’yı…
Tekrar ediyorum.
Hodri meydan.
Maske insanlarımızı nasıl öldürdü tek, tek çocuğa anlatır gibi izah edeceğim.
Üstelik yüzlerce bilimsel çalışma eşliğinde,
Üstelik dünyadan binlerce laboratuvar sonucu gibi örnekleriyle.
Bir buçuk metrelik sosyal mesafe saçmalığını da,
Yaşadığımız “kapanma” garabetini de “aptala izah eder gibi” tek tek ispat edeceğim.
Ne kadar insanımız bu aymazlık ve kirli saplantı yüzden öldü bilmiyorum.
Bu arada benim DSÖ’den önce uyardığım ve tüm uyarılara rağmen tedavide kullanılan Hidroksiklorokin ilacına da bir değinelim.
Gereksiz entübasyon vahşetine de.
Ve hatta diğer tedavi yöntem ve ilaçlarına da!..
Var mısınız?
Mevzuat oldukça basit.
Savcılığa suç duyurusunda bulunacaksınız.
Bu Op.Dr. Bilgehan Bilge yalan söylüyor diyeceksiniz o kadar!..
Aksi taktirde o klavyenin başında yıkanmış beyinler ile yaptığınız eleştirilerin ne size, ne bize ne de bu millete hiçbir faydası yoktur.
Aramızda tartışır dururuz boş yere, boş yere birbirimizi üzer, kalbimizi kırarız.
“Not: Bazı kendini bilmezler “medyatik olmak için” diyorlar. Arkadaş Facebook’dan medyatik olunmaz. Ayrıca Bu ülkede pek çok cerrahi ilke imza atarken bile medyatik olmaktan kaçınan bir hekime ayıp olur yahu!..”
Dr.Bilgehan Bilge.
