Takip eden arkadaşlarım bilir. Bu konu ile ilgili önceki yıllarda sizlerle paylaştığım yazılarım oldu.
Dönüp dolaşıp aynı konuya bir kez daha değinme ihtiyacım var.
Sebebi şu:
İtalya Covid-19 nedeni bu güne kadar hayatını kaybeden 130.000 vatandaşı ile ilgili geriye dönük bir inceleme yaptı.
Sonuçlar çok dikkat çekici.
İtalyan Sağlık Bakanlığı ve İtalyan akademisyenlerin meydana getirdiği bu araştırmanın bazı sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
En çarpıcı veri, hayatını kaybeden insanların %97.1’inin nihai ölüm sebebinin doğrudan Covid-19 hastalığı olmadığı ile ilgiliydi.
Sebepler tek tek sıralanmış. Ama içlerinde bir tanesi var ki nerede ise ölümlerin en az %90’ından sorumlu.
Tahmin ettiğiniz gibi,
O sorumlu şimdiki konumuz olan “hastane enfeksiyonları”.
Basınımız her gün bu hastalık nedeni ile hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı konusunda bizi bilgilendiriyor.
Sonuçlar üzüntü verici.
Ama ayrıntıyı bilmiyoruz.
Mesela İtalya örneğinde olduğu gibi hayatını kaybeden insanlarımızın %97’si hastane enfeksiyonu, tedavide kullanılan ilaç yan etkisi, tedavide kullanılan tıbbi protokoller, tıbbi cihaz hata ve yetersizlikleri, tıbbi personel hataları nedeni ile ölmüş olabilir mi?
Türkiyede bu konuda yapılmış herhangi bir araştırma da yok.
Veri de yok.
Varsa da kimsenin haberi yok.
Bütün dünyanın aksine bize verilen tek bilgi “ölenlerin yarısı aşısızdı.” Ki bu oran üç ay önce %99 olarak telaffuz ediliyordu.
Öyle veya böyle bizde hastane enfeksiyonu oranı kaç?
İşte onu bilmiyoruz.
Mesela bugün hayatını kaybeden 210 insanımızın 190’ının gerçek ölüm sebebi ya “hastane enfeksiyonu” ise?
Geriye kalanlar da ilaç yan etkileri nedeni ile yaşama veda etti ise?
Aksini ispat edebilir misiniz?
Şimdi diyeceksiniz ki.
Hocam o hastaları hastaneye yatıran Covid-19 değil mi?
Covid-19 olmasalardı ne hastane enfeksiyonu ne de diğer sebeplerden ölmeyeceklerdi.
Asıl “katil” Covid-19’dur.
Bir açıdan doğru.
Ama diğer açıdan,
Ben de derim ki.
Macera peşinde koşarak bugün öldürücülüğü ispatlanmış ilaç ve tedavi protokolleri peşinde koşmayı bıraksaydık her gün en az 10 vatandaşımız hayatta kalırdı.
Tıp endüstrisi son 30 yıldır “hastane enfeksiyonlarını” görmezden gelmese idi.
Talep az, kar marjı düşük o yüzden araştırmalar için “para” bulamıyoruz bahanelerinin arkasına sığınmadan etkin ilaçlar geliştirebilseydi.
Her gün en az 190 insanımız hayata tutunurdu.
Ve biz günde hayatını kaybeden 5-6 can için üzülürdük.
Bu arada hastane enfeksiyonları sadece Covid-19 hastalarını öldürüyor gibi yanlış bir anlaşılma olmasın.
Basit bir apandisit ameliyatı geçireni de, başarılı bir bel fıtığı, kalp by-pass ameliyatı geçireni de ve hatta burun estetiği, popo dolgusu yaptıranı da öldürüyor. Bunu da bilmeniz gerek.
Konuyu toparlayalım.
“Hocam sen bütün bunları bize niye anlatıyorsun? Git bakanlığa söyle, git ilaç endüstrisine söyle. Biz bu konuda ne yapabiliriz?”
Sakın böyle demeyin.
Amaç sizlere bu gerçeği iletmek. Amaç kamuoyundan bu gizlenen, saklanan gerçeği açığa çıkartmak.
Amaç bir kamuoyu farkındalığı yaratmak.
Amaç adı çok büyükler dahil tedavi için seçtiğiniz hastanenin “hastane enfeksiyonu” geçmişini sorgulama bilinci.
Bu salgın gelip geçecek ama biz on yıllar boyunca hastane enfeksiyonları ile uğraşacağız.
Kullandığınız her gereksiz veya düzensiz antibiyotik,
Kullandığınız her bir damla antiseptik, dezenfektan, antibakteriyel solüsyon,
Kullandığınız her bir şişe “bakterilerin %99.9’unu öldürür” sloganı ile pazarlanan ürün,
Sizlere “hastane enfeksiyonları” olarak geri dönecek.
Adı hastane enfeksiyonu olsa da sakın bu işin sadece hastaneler ile sınırlı kaldığı yanılgısına düşmeyin.
Evet her gün bir uçak dolusu vatandaşımız hayatını kaybediyor.
Dillere pelesenk olan, sloganlaştırılan, esası timsah gözyaşından ibaret bu söylemleri bir kenara bırakıp.
İyi de bu insanlar “gerçekten” neden hayatını kaybediyor sorusunu sorma vakti gelmedi mi?
Biz bir İtalya kadar olamayacak mıyız?
