KEMAL ANADOL

Tarih: 26.05.2025 12:56

Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağım İnebolu’daydı!

Facebook Twitter Linked-in

Yazının başlığındaki cümle Gazi Mustafa Kemal’e aittir. O, dünyada ilk kez başarıya ulaşan antiemperyalist mücadelenin kutlandığı ilk yıllardan birinde, içinde bulunduğu sıkıntılı dönemi böyle anlatmıştır: “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağım İnebolu’daydı!” İniş çıkışlı ve maceralı Ankara-Moskova ilişkileri sonunda Karadeniz’den İnebolu’ya gelen savaş malzemesinin cepheye intikali başlı başına bir destandır. Kocası şehit veya cephede olan kadınlardan oluşan kağnı filosu Küre ve Ilgaz dağlarını aşarak cephane ve silahları Kastamonu karargâhına ulaştırmıştır. Sıfırın altındaki soğukta bir gece boyunca şehre ulaşan ve kışlanın kapısında donanarak şehit olan Şerife Bacı’nın anıtı bize o günleri unutturmuyor! Savaştan sonra kendisine beyaz şeritli İstiklâl Madalyası verilen tek ilçe İnebolu’dur.

Cumhuriyet kurulduktan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduktan sonra devrimleri gerçekleştirirken Kastamonu ve İnebolu’yu onurlandırmış, başındaki serpuşu göstererek “Buna şapka derler!” demişti.

Kurtuluş Savaşını destekleyen ilk  ve tek kadın mitingi 10 Aralık 1919 günü Kastamonu’da düzenlenmiştir. İstanbul’da mütareke basını Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına kin kusar ve onları haydutlukla suçlarken Kastamonu’da yayınlanan Açık Söz gazetesi bu kutsal isyanın sözcülüğü ve militanlığını yapıyordu. 

23 Nisan 1920’de açılan TBMM’ne Burdur Milletvekili olarak giren Mehmet Akif, Kastamonu Nasrullah Camiindeki etkili vaazlarıyla milli mücadeleye güç katıyor, moral veriyordu. Demem o ki Kastamonu, Vilayet olarak işgal görmeyen ve tüm unsurlarıyla İstiklâli Tam kavgasına güç veren önemli bir yöredir. Sovyet Rusya’dan gelen savaş malzemesinin İnebolu sahilinden başlayıp Kastamonu ve Çankırı üzerinden Ankara’ya ulaşmasını sağlayan 344 kilometrelik uzunluğa “İstiklâl Yolu” denmektedir.  2018’de bu yerin 2.357 dekarlık bölümü Millî Park ilân edilmiştir. İstiklâl Yolu’nun il sınırları içinde bulunan doksan beş kilometresi 2006 yılında Kastamonu Valiliği tarafından “İstiklâl Yolu ve Atatürk Yürüyüşü” adıyla her yıl halkın kutlamasına açılmıştır.

Kastamonu Osmanlı’nın son dönemlerinde bile çok önem verdiği bir vilayettir. Anadolu’da açılan ilk önemli eğitim Kurumu Abdurrahman Paşa lisesi bu yıl 140. yaşını kutlamıştır. Birçok tarihi yapıyı barındıran Kastamonu’da İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın çabası, Kastamonu Belediyesi ve Çekül Vakfıyla birlikte ilk kez Tarihi Kentler Birliği oluşturulmuştur. 

 

Bunları niye yazdım? Başında çok değerli bir ismin, Başkentimizin başarılı Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın bulunduğu Tarihi Kentler Birliği (TKB) Olağan Birinci Meclis Toplantısı ve “Milli Mücadele Rotası Kongresi” Konya Akşehir’de üç gün boyunca toplanmış. Bu elbette çok önemli bir girişimdir. Şimdiye dek iktidar belediyelerinin neden aklına gelmediği de anlamlı bir soru olacaktır. Ama bu girişimde büyük bir eksiklik söz konusudur. Akşehir’de başlayan rotanın adı bence “Büyük Taarruz Rotası” olmalıydı. O zaman doğru bir tanımlama söz konusudur. Ama 19 Mayıs’ta Samsun’da başlayan ve 9 Eylül’de İzmir’de sonlanan İstiklâl Savaşı Rotası Kastamonu olmadan çok eksik kalır. Cephede düşmanla savaşırken Gazi Mustafa Kemal’in kulağının İnebolu’da olması yaşamsal bir önem taşır. Kurtuluş Savaşı Bahriyesinin macera filmlerine konu olacak insanüstü çabalarıyla Sovyetlerin verdiği silah ve cephanenin Novorosisk, Tuapse ve Batum limanlarından İnebolu’ya taşınması ayrı bir destandır. Düşünebiliyor musunuz? Derme çatma sadece yirmi sekiz tekneden oluşan ve sadece sekiz bin ton kapasiteli Kuvay-i Milliye donanması savaş boyunca toplam 300 bin ton savaş araç gerecini İnebolu’ya indirebilmiştir. Oradan yani İstiklâl Yolu’ndan cepheye uzanan yol olmasa Kurtuluş Savaşı olmazdı! 

Bu bilgileri Kırmızı Kedi Yayınlarından çıkan “Kulağım Karadeniz’de” adlı belgesel romanımda birer birer kanıtladım. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra açılan Sovyet ve Azerbaycan arşivlerindeki belgeler bu savımı kanıtlamaktadır.

Sayın Mansur Yavaş, Melih Gökçek’in Genelkurmay Başkanlığı önünde diktiği utandırıcı “Kol Saati” anıtını yerle bir etmiş ve yerine Mustafa Kemal Paşa’nın heykelini dikmiş yurtsever ve duyarlı bir başkandır. İstiklâl Yolu olmadan Millî Mücadele Rotası çizilmez. Konuyu bir kez daha ele almasını diliyorum.

Son olarak, 31 Mart seçimlerinde halkın görev verdiği yeni Kastamonu Belediyesi’nin bu gerçekleri toplantıda neden dile getirmediğine de ayrıca merak ediyorum.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —