Türk kamuoyu olabildiğince iç işlerinde olan biten ile meşgul. Dış işler ise bir sis perdesi arkasında. İç işlerine gömülmek bir yere kadar doğal bir meşguliyet gibi gözükse de iç işlerinde olan biten ne varsa bir ucu, bir kuyruğu mutlaka dışarıda olan biten ile alakalı. İç işlerimiz: -Ekrem İmamoğlu ve İBB soruşturmaları, -Rize-Trabzon dükalığı, hemşehricilik üzerinden siyaset, ekonomi ve bürokrasinin tekelleşmesi, -Karapara ve aklanma sistemi. -Yeni açılım politikaları. -Ekonomik gidişat. Sabah, akşam gündemimiz bu. Oysa dışarıda da çok ciddi gelişmeler var bizi ilgilendiren. -Azerbaycan'dan giderek kopuyoruz, ayrışıyoruz. Konu ile ilgili haber yok! -Türk Devletlerinden giderek ayrışıyoruz, kopuyoruz. Ne oluyor? Neden oluyor? Halkı bilgilendiren yok! -Balkan coğrafyasından giderek ayrışıyoruz, kopuyoruz. Nasıl? Neden? Konuyu irdeleyen bilgi veren yok! -Kürdistan Ulusal Kongresi Kamışlı'da toplandı. O konu hakkında zerre kadar haber trafiği yok! -Kıbrıs! Kıbrıs çok önemli! Mavi vatan, Doğu Akdeniz elimizin altından kayıp gidiyor. Neden? Niçin? Konuya değinen yok! -Pakistan- Hindistan? İktidar bu konularda süt dökmüş kedi gibi sessiz. Muhalefet desen önüne atılan ip yumağı ile uğraşmakla mevcut. Halk desen ona ne servis edilirse o konuya odaklı. Arkadaşlar bir çağ kapanıyor ve yeni bir çağ açılıyor. Ve biz halk olarak bu yeni çağdan bihaber olursak o zaman diliminde hiç yerimiz olmayacak. Ev alır, ev satar bir süre idare ederiz sadece.