CAN PULAK


Vergi yağmurunun sebebi

Bu ne israf ,bu nasıl bir hovardalık, devletin parası böyle sorumsuzca harcanır mı?


Bu ne israf ,bu nasıl bir hovardalık, devletin parası böyle sorumsuzca harcanır mı?

Yurt dışındaki toplantılara üç uçak gidiyor. Yazlık kışlık saraylara, yılda bir kez kullanılan Ahlat’a milyonlar sarfediliyor. Başkanlık yıllık bütçesi (örtülü ödenek hariç)iyice artmış durumda. Çok şişkin bir personel kadrosuna, müthiş bir koruma ordusuna, lüks araç bolluğuna para yetişmiyor. Teknoloji çağındayız, insanın yaptığı işlerin çoğunu artık bilgisayarla yapıyoruz. Buna rağmen memur ve kamu görevlisi sayısını azaltacağımıza 2 milyondan 5,5 milyona çıkardık. Devlet kadrolarını çoğu vasıfsız, yandaş, bir kısmı bankamatik personelle dolduruyoruz. Bakanlıklara, genel müdürlüklere çok lüks ve gösterişli binalar yapıyor, içlerini çok pahalı ve şatafatlı mobilyalarla donatıyoruz. Otoparklarında resmi arabalardan geçilmiyor.

Meclisimiz de pek farklı değil. Dünyanın en masraflı üçüncü Parlamento’suna sahibiz.600 milletvekiline birer büro, sekreter, danışman, telefon bolca da maaş veriyoruz. Ucuz lokantaları, fiyakaları, çakarlı arabaları var çoğunun. Trafik cezası ödemiyorlar, diplomatik pasaport kullanıyorlar, pek çok imtiyaza sahipler. Aslında sadece kürsüde olması gereken dokunulmazlıkları, her yerde geçerli. Özel hastanelerin tümü bedava, parasını millet ödüyor. İmplant diş yaptıran mı ararsın, estetik operasyondan geçen mi? Sadece kendileri değil, eşleri ve çocukları da yararlanıyor bu avantalardan. Güya milletin vekili ama, milletin aslı gibi yaşamıyorlar, başka bir gezegendeler sanki. Hele bir de milletin parasıyla (Dostluk grubu)etiketiyle çıktıkları seyahatler var ki, dünyayı dolaşıyor çoğu.

600 değil de 200 milletvekilimiz olsa, bunlara katıldıkları oturum başına 5000’er lira versek, tüm imtiyazlarını da kaldırıp hepsini milletin gerçek vekili haline getirsek, hem Meclis daha verimli çalışır, hem meslek haline gelen milletvekilliği adaylığına hücum olmaz, hem de çok büyük bir tasarruf sağlanır. Bakanlar da lüks içinde, gerçi AKP döneminden önceki bakanların ağırlığı ve etkisi yok çoğunda. Sekreter Bakan gibiler. Yukardan gelen emri eksiksiz ve iyi uygulamakla yükümlü memur hepsi. Başkanlık sistemi böyle bir şey işte. Tek adam yazacak, diğerleri iyi oynayacak senaryoyu. Türkiye’de üçüncü güçlü ve zengin kuruluş ise Diyanet İşleri Başkanlığı. Bütçesi ve personeli 4 bakanlıktan fazla. Başkanı Cumhurbaşkanı Yardımcısından da forslu. İstediğini yapıyor, dilediği fetvayı veriyor, teşkilatını siyasetin emrinde tutuyor.

İhtiyaçtan çok fazla camiye sahibiz. Mühim değil, her yere cami yapmaya devam ediyoruz hala. Son yıllarda bazı camiler iktidar partisinin, bazıları da tarikatların şubesi haline geldi. Bunu eleştirdiniz mi, teşkilatı tenkit ettiniz mi, hemen dinsiz ya da din düşmanı damgasını yersiniz Türkiye’de. Bilmiyorum artık değiştirecekler mi ama, mevcut Diyanet İşleri Başkanı’nın Müslümanlığa faydasından çok zararı dokundu. Üstelik de öylesine sorumsuz ve müsrif ki, böylesini şimdiye kadar ne gördük, ne tanıdık. Aslında benzer kötü örnekleri çoğaltmak mümkün ama, burada israfın ve milletin parasının hovardaca ve çok kötü kullanıldığını anlatmaya çalışıyorum. Devletin itibarı diye yapılan savurganlıkları belirtmeye gayret ediyorum.

13 trilyona yakın yıllık gelirimiz, 15 trilyon civarında da giderimiz var. Her yıl 2-3 trilyon bütçe açığı veriyoruz. Geçmişte rekorlar kırdığımız ihracatımız çok düştü. Buna karşılık ithalatımız giderek artıyor ki, nerdeyse gıda maddelerinin çoğunu ve bakliyatı dışardan alıyoruz. İşyerleri kapanıyor, fabrikalar yurtdışına taşınıyor, işsiz mevcudu çığ gibi artıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çok yüksek faizle para arayadursun, günlük yaşıyoruz, günlük dönüyor para çarkımız. Buna rağmen beş kuruşluk tasarruf yapmıyor, eskisinden de daha hızlı harcıyor, savurup duruyoruz eldeki avuçtakini. Bu savurganlığa, parasızlığa ,bütçe açığına dayanmak mümkün değil. O yüzden vergi üstüne vergi salıyorlar ya millete. Her şeyden vergi alır hale getirdiler Türkiye’yi. Yakında soluduğumuz havanın vergisini de isterlerse hiç şaşmam.

Millet geçim sıkıntısı çekiyor, emekli-memur-işçi yoklukla savaşıyor. Onların maaşlarına zam yapmıyoruz ama, devleti yönetenlerin hovardalığına, saltanatına, şatafatlı yaşamlarına da engel olamıyoruz işte…Yazık çok yazık…

 


 

Eğitim-Bir-Sen’den Eskişehir Üniversitelerine Personel Sorunları Raporu

Hazine Avı’nda ödüller sahiplerini buldu

DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN ŞEHİR: İSTANBUL

Bodrum Güvercinlik’te Orman Yangını Kontrol Altına Alındı

Bugün Bir Şeye Geç Kalma ve Peynirli Pizza Günü

Dünya Demokrasi Forumu’na Türkiye'den tek davetli SÜRKAD

Muğla’dan Teknofest’te Büyük Başarı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kalbimizin Yarısı Gazze’de, Filistin’de”

Eskişehir’in Kurtuluşu Bisikletli Kültür Turu ile Kutlandı

Muğla Ula Sakar Geçidi’nde Yol Kenarı Yangını Kontrol Altına Alındı