Mustafa SARIİPEK/MUĞLA
Özellikle son birkaç yıldan bu yana Süper Lig’de üç büyükler ciddi anlamda sıkıntı yaşıyor. Alınan şampiyonluklar sanki birer tesadüf gibi. Beşiktaş, Fenerbahçe’nin Sivasspor’a yenilmesi ve ezeli rakibi Galatasaray’ı bir gol averajıyla geçerek şampiyon olmadı mı? Bu sene neyi gösteriyor sizce? Bence hiç bilinmeyenli denkleme denk gelmiyor. Neden mi? Eğer Trabzonspor bütün maçlarını Altay karşısında yenik oynarken son dakikalara kadar sahada sakin kalarak kazanabiliyorsa bunun başka izahı yok. Acaba Karadeniz takımını şimdiden kutlamak mı gerekir? Sanki erken ama.. Bilemiyorum ki..
Hani atalarımız demiş ya, “Ne ekersen onu biçersin.”
Kim neyi ektiğini biçiyor?
Önce liderden gidelim.
Abdullah Avcı Trabzonspor’a transfer olduğunda söylenen, daha doğrusu verilen ya da daha açık bir söylemle şampiyonluk için söylenen sözler neydi?
Benim hatırladığım;
Bu seneyi “S” geçtik, sonraki seneler geleceğimiz olsun.
Gelecek seneler sizce gecikti mi?
Aradan kaç yıl geçti?
Kim ne yaptı?
Kim neye karıştı?
Yönetim işin neresinde kaldı?
İşte gerçek bir kulüp idaresi ve devamında gelen hak edilmiş bir başarı.
Xxx
Trabzon, Altay karşısında nasıl kazandı dersiniz?
Hem de uzun bir süre yenilgiyle sahada yer alarak.
Ülkemizde pek de alışık olmadığımız oyun planı içinde kalarak.
Maçın her dakikasını sahanın her yerinde yaşayarak.
Son derece sakin kalarak.
Kendilerine güvenerek.
Telaşe düşmeyerek.
Yardımlaşarak.
En önemlisi son saniye olsa da nasılsa kazanacaklarına inanarak.
Nokta.
xxx
Üç büyükler nereye gidiyor?
Aslında üç büyükler dediğimiz harf sıralamasıyla Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray sadece miras yiyorlar.
Neyin mirası bu sizce?
Kulüplerin geçmiş temiz tarihlerinin mirasları. Bu cevabın karşılığındaki “Temiz miras tarihini nasıl yiyorlar?” cevabını da ben vereyim. 48 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bunun yarısı sporla iç içe geçti. Hayatım boyunca bu sezonki kadar ne yaptığını bilmeyen üç büyükler görmedim.
Neden mi?
Üç büyükler plan, program, transfer, yönetim ve daha aklımıza gelmeyen çok sayıda konularda hatalar yapıyorlar da ondan.
Örnek mi?
Mesela transfer: Sen milyonları bastırıp bilmem nerenin futbolcusunu transfer ederken bir Anadolu takımının 100-200 bin Dolar’a bulabildiği ve gelecekte star olarak son derece para kazandıran oyuncuları keşfedemeyerek. Sözüm ona keşfettikleri oyuncuları allayıp pullayıp yüz binler değil milyon dolar ve eurolar vererek.
xxx
Gerçekler ortada.
Önce Beşiktaş:
Kulübüne yoktan var edip kupalar kazandıran bir takımın hocası Sergen Yalçın düzgün gitmeyen maçlar nedeniyle takımından ayrılıyor. Yönetim bu ayrılışa kurtuluş diye seviniyor.
Hani camianızın çocuğuydu.
Hani olmadık yerde kupa sahibi yapmıştı takımı?
Haydi bakalım ne olacak?
xxx
Ve tabii ki Fenerbahçe.
Daha önce birçok kez yazdım ama ciddi anlamda bir takıma bu kadar zarar veren bir kişinin takımın başından uzaklaştırılmasında neden bu kadar geç kalındı bilmiyorum?
Görünen köy kılavuz istemiyordu ki.
Alınan sonuçlar, sahaya sürülen takım, maç esnasında ki değişiklikler, kadro dışı bırakılanlar ve daha niceleri. Buradan bunları tek tek hatırlatmanın anlamı yok.
Kovulup hak edişlerini alabilmek adına bir takımı satan, galibiyetin mutlak olması gereken dönemde takım beraberken 90+2’de oyuncu değiştiren bir hocayı ikinci bir yanılgıyla takımın başına getirmenin yanlışlığı bir kez daha ortaya çıkmadı mı?
Sahi bundan yöneticiler bir tecrübe edinmiş olabilirler mi?
Bakalım şimdi kim gelecek?
Umarım yeni bir yanlış yapılmaz.
Şampiyonluğu bir maçta direkten dönen takım üzerinde, yeni bir rüyaya yatılarak sistem üzerinde oynama yapmayacak, takımın şampiyonluğu kaçırdığına neden olmayacak bir hocayla anlaşılır.
Ahmet, Mehmet ya da bilmem kim.
Takıma gerçekten gerekli olan isim üzerinde uzlaşma şart.
Bunun başka çözümü yok.
Daha önce de yazdım ya Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?
xxx
Üç büyüklerden nasibini alması gereken diğer takım tabii ki Galatasaray.
Balık baştan koktu arkadaşlar.
Hatırlayalım, Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Preira takımını sahaya yanlış sürüp, yanlış tertip yapıp, yaptığı geç oyuncu değişikleriyle gündemden düşmedi.
Zaten de sonu oldu.
Şimdi gelelim Galatasaray gerçeklerine:
Takım Türkiye’de nerede?
Takın teknik direktörü Türkiye’deki maçlarda nerede?
Takım ya Avrupa liglerine devam etmeseydi Fatih Terim’in Türkiye Ligi’ndeki başarısızlığıyla durum ne olurdu?
Şu anda diğer kulüplerde olduğu gibi yerine yeni bir isim aranmıyor muydu?
Herkes kendine gelsin.
Takımlarına göre ayaklarını uzatsın.