BİLGEHAN BİLGE

Kumarhanelerin yasak olduğu güzel ülkem adeta dev bir batakhane haline geldi.

Hemen hemen her mahallede “çikletine” oyunlar oynanan kıraathaneleri saymıyorum.

Günümüzde onlar diğerlerine göre o kadar masum kaldı ki.

Eskiden dolandırıcılık en azından ortalama insan aklını aşan zeka ürünü yöntemlerle yapılırdı.

Artık bu zahmete bile girmeye gerek yok.

“Dolandırılmak isteyen 1000 lira ödeyecek!..” diye reklama çıksanız.

Emin olun bol miktarda taliplisi olacaktır.

Buram buram tezgah kokan, buram buram para tuzağı olduğunu bir çocuğun bile anlayabileceği organizasyonlara yüzbinlerce insan milyarlarca lira servet kaptırıyor.

Dolandırıcılar yakalandıkları zaman elleri kelepçeli, başları öne eğik hapishaneye giderken “pişmanım.” Derlerdi.

Toplum onları dışlardı.

Şimdi akıl almaz bir şımarıklık, yılışıklık içindeler.

Yaptıkları hırsızlık organizasyonlarına koydukları isimler bile halkın aklı ile dalga geçiyor.

Dolandırılanlar da çocuk gibi kandırıldıklarında seslerini çıkartmazlardı. Ar ederler, utanırlardı.

Şimdi öyle mi ya!..

Adeta diğerlerine göre ne kadar daha fazla dolandırıldıklarını anlatmak için birbirleri ile yarışıyorlar.

Senin dolandırıcın kötü, benimki iyi kavgası var piyasada.

Kripto para tuzağına paçayı kaptıranlarla dalga geçenlere bakıyorsunuz,

Kendileri internet üzerinden sanal bahis ve kumar şirketlerine milyonlar kaptırmış vaziyette.

Kripto ve sanal bahisçilerle dalga geçenlere bakıyorsunuz,

Borç batağında olduğu halde halka arz edilen şirket hisselerini tavan tavan fiyatlardan kapış kapış alıyorlar. Şak diye hisseler düşünce de ellerinde bir kuru kağıt bile kalmıyor.

Kriptoda, bahiste, borsada silkelenenlere bakıp “cık, cık” çekenler.

Milyonlarcası bir araya gelmiş. Özel bir şirkete devredilmeden önce “şans oyunları” adı ile bilinen organizasyonların yıllarca terör örgütlerine kaynak olduğu ortaya çıktığı halde. Ve hala büyük ikramiyelerin akibeti belli olmadığı halde şans bayileri önünde uzun kuyruklar oluşturuyor.

“Benim kumarla, oyunla işim olmaz.” Diyenlere tam akıllı adamlar diyecek oluyorsunuz.

Bir de bakmışsınız camınevim, cicimevim, güzelarabam, birtanemtarlam tezgahlarının önünde bir ellerinde tomarla para, diğer ellerinde tuzluk ile bekliyorlar.

Döviz gibi standart alım satım bandında olması gereken gram altın, gram gümüş gibi sabit varlıklara bile bir üç kağıt uygulanıyor bu ülkede.

Aman tasarruflarım erimesin, korunsun diyen garibanlar bir ayağı çukurda olan bankalara sığınmış durumda.

Dedim ya koca ülke dev bir kumarhane, batakhane, dolaphane haline geldi.

Az dolandırılan çok dolandırılana gülüyor,

Henüz silkelenmemiş keriz hepsine gülüyor.

Elbette bu trajedinin bir sebebi var.

Temel sebep tüm toplumun “emeksiz, alın teri dökmeden köşeyi dönme arzusu.” Bu bir arzu olmaktan çıkıp bir çılgınlık, bir hezeyan haline gelmiş.

Sebebin de sebebi var.

“Not: Zımpara adında bir şirket kuruyorum. Banadacoin adlı bir kripto para var. Yatırım yapmak isteyen elden paraları göndersin. Ekmek musaf çarpsın bire bin verecek.”

Dr.Bilgehan Bilge